yeminli bakireler

Yeminli bakireler, Arnavutluk'ta ülkenin sıkı ataerkil yapısından ötürü kadın kimliğinden vazgeçip bir erkek gibi yaşamaya devam eden kimselerdir.

15. yüzyılda başlayan bu gelenek Arnavut kadınların henüz bir bakireyken ettikleri yemine dayanır. Çoğunlukla ailenin reisinin erkek bir vasi bırakmadan öldüğü durumlarda mirasın aileye kalması ve yönetiminin sağlanması için, bazen de istemedikleri evliliklerden kaçınmak için ‘bakirelik yemini’ eden kadınlar, bu yeminle birlikte erkeğin yerine getirmesi gereken tüm sorumluluklara sahip olurken, erkeklerin sahip olduğu özgürlükleri de elde ederler. Yeminli bakireler erkek kıyafetleri giymekte (pantolon), oy kullanmakta, silah taşımakta, saat takmakta, sigara içmekte, mal mülk alıp satmakta özgürdür.

Arnavutluk’ta kadın-erkek arasındaki uçurumun kapanması sonucu sayıları azalmıştır. 2008’de New York Times gazetesinde yayımlanan bir makalede sayılarının 40 kadar olduğu bildirilmiştir.

yeminli bakireler
20. yüzyıl başında bir yeminli bakire

Popüler kültürde

Yugoslav yönetmen Srđan Karanović'in 1991 tarihli Virdžina filmi bu gelenek üzerinedir.

İtalyan yönetmen Laura Bispuri'nin Yeminli Bakire filmi, bir yeminli bakire olan Hana'nın yaşamını konu edinir. Film, Arnavut romancı Elvira Dones'in aynı adlı romanına dayanır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski