müzik

 

müzik

Müzik, insanın doğaya eklediği uyumlu seslerdir. Ses, bir doğa olayıdır. Müzik, bu doğal ve etkin olaydan bilinçli bir çalışma ve emek ile bir sanat yapıtı yaratmak, sesi bilimsel ve estetik bir temele oturtmaktır. Bütün müzik türleri için ana öğeler ritim, tonalite, dinamik ve ses rengi olarak belirtilir. Bu önemli elemanlardan anlaşılacağı gibi müzik yalnız insanın içinden yansıyan duygularla değil, bilgi ve anlayışla yaratılabilir. Müziğin bilgisine bakış, bir sanat olayını anlamamızı da sağlar. Ritim, tonalite, dinamik ve ses renginden hiçbiri, müzikte tek başına yer almaz ancak birlikte müziksel bir bütünlük yaratırlar. Değişik müzik türlerinde farklı oranlarda ağırlık taşıyabilirler. Müzik teorisi, müzik sanatını gerçekleştiren belirli kavram ve sistemlerin bir araya gelmesinden oluşur.

Müzik, bütün insan topluluklarında öyle veya böyle bir şekilde mevcut olan bir sanattır. Günümüzde (modern) müzik, kimi güncel, kimi de geçmiş dönemlerden gelen inanılmaz çok sayıda stilin bir araya gelmesiyle oluşur.

Trompet çalan bir müzisyen
Trompet çalan bir müzisyen

{tocify} $title={İçindekiler}

Etimoloji

Türkçe kullanımıyla müzik kelimesi esasen antik Yunanca kökenlidir, ilk kullanımı musike şeklindedir. Latinceye musica olarak geçen kelime, latin kökenli neredeyse bütün dillerde benzer şekilde kullanılmaktadır (İng. music, Alm Muzik, Fr. musique gibi). Arapçaya yine Yunanca'dan mûsîkıy olarak geçen kelime, Türkçeye de buradan aktarılarak 10.yüzyıldan bu yana musiki şeklinde kullanılmaya başlanmıştır.

Yunan mitolojisinde geçen ve esin perileri anlamına gelen muse sözcüğü, Türkçeye Musalar ya da Müz'ler olarak geçmiştir ve Türkçedeki müzik kelimesi de kökenini buradan alır (Müz'e ait, Müz'e yaraşır bir sanat anlamında). Mitolojiye göre Müz'lerin babası Zeus, annesi ise (hafıza-bellek anlamına da gelen) Mnemosyne'dir. Müz'ler, dans ederek ve şarkılar söyleyerek yaratıcı düşünceyi sunar, hastaları iyileştirir ve iç karartıcı düşünceleri uzaklaştırırlar.

Nota
1. Nota kuyruğu
2. Nota bacağı
3. Nota yuvarlağı

Kelime Kökeni

Fransızca musique sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Eski Yunanca mousikē μουσική  sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Eski Yunanca Moúsa Mούσα  "ilham perisi" sözcüğünden +ikos sonekiyle türetilmiştir. Daha fazla bilgi için musiki maddesine bakınız.

Tarihte En Eski Kaynak

müzik [ İbrahim Alaattin (Gövsa), Yeni Türk Lugatı (1930) ]

müzikhol "[Fr music-hall]" [ c (1930) : Elhamra Sİnemasında müzikhol temaşalarının en zengini, en muazzamı, Çılgınlıklar Revüsü ]

müzikal "şarkılı oyun" [ c (1931) : Darülbedayide yenilik: (...)Komedi muzikaller Fransızcadan adapte edilecek ve musiki kısmı aynen ipka edilecektir. ]

müzisyen "[Fr musicien]" [ c (1934) : Piyanist Mayestro Adinolfi ile de görüştük. Bu maruf müzisyen bize şunları söyledi. ]

Müzikolog Ali Ufki Bey'in Nikrîz Peşrev notasyonu
Müzikolog Ali Ufki Bey'in Nikrîz Peşrev notasyonu

Tanım

Müziğin tanımına dair çok çeşitli görüşler bulunmaktadır. Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlük'te müziği "Birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyumlu seslerle anlatma sanatı" olarak tanımlamıştır.

Otto Karolyi, müziğin hem bir sanat hem de bir bilim olduğunu, duygusal olarak algılanışının yanı sıra akıl ile de kavranabileceğini belirtmiştir. Bu özelliği ile bireyin ve toplumun duyuş ve biliş açısından durumunu belirlediği gibi, gelişim ve değişimini de sağlayan organik bir yapıdır. Sesin en güzel şekli müzik ile dile gelir. Resim, renklerin birleşmesinden; şiir, kelimelerin kaynaşmasından nasıl oluşuyorsa; müzik de seslerin, duygu, düşünce ve heyecanımızı anlatmak üzere belli bir estetik anlayışına göre seçilip işlenmesinden oluşmaktadır.

Yılmaz Öztuna, Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi'nde, Musiki maddesinde, müziğin ses üzerinde kurulmuş bir sanat olduğunu belirtir.

Ali Uçan, müziği "duygu, düşünce, izlenim ve tasarımları ve başka gerçeklerin de katkısıyla belli durum, olgu ve olayları, belli bir amaç ve yöntemle, belirli bir güzellik anlayışına göre birleştirerek, biçimlendirilmiş seslerle işleyerek anlatan estetik bir bütündür. Herkesin anlayabildiği ve anlayabileceği yegane dildir. Müzik dil ve ırk fark etmeksizin direkt olarak duygulara hitap eden, etki eden bir sanat dalıdır" diyerek tanımlar.

Müzik, insanoğlunun binlerce yıldır doğayı taklit ederek, duygularını anlatma yollarından birisidir. Müziğin içerisinde doğanın kendisi, hayatın özü bulunur. Dünyanın dönüşü ve buna bağlı olarak oluşan “ritm”; bu ritme bağlı olarak duyduğumuz “ses”ler müziğin özüdür, farklı yansımasıdır. Yani müzik eşittir ses ve ritm. Ancak bu ses ritim birlikteliği matematiksel bileşenlerdir. Bunların üzerine duygu, düşünce, ifade, anlatım gibi araçlar da eklendiği zaman, müzik sanat boyutuna geçer.

Yunanlar müzik için, perilerin (mus) konuştuğu dil (ike-ika), yani “perice” (musika) olarak isimlendirdiler. Bugün dünya üzerinde bu isimlendirmeye yakın şekillerde ifade ediliyor.

klasik müzik orkestrası
Bir klasik müzik orkestrası

Unsurları

Müziğin çok çeşitli temel unsurları, öğeleri bulunmaktadır, bunlar çeşitli yazarlar tarafından farklı şekilde ele alınmışlardır. Mesela Otto Karolyi, müziğin üç temel öğesini ritim, ezgi ve armoni olarak belirtmektedir. Besteci Aaron Copland'a göre ise müzik dört temel unsurdan oluşur: Ritim, ezgi (melodi), armoni ve tını (ses rengi). Günümüzde müziğin bu dört temel unsuru dışında başka unsurları da olduğu belirtilmektedir.

Müzik türleri

Müzik türü ya da stili (genre), belirli bir şekil, ifade ve tekniğe göre gelişen müzik eserleri topluluğunu temsil eder. Müzik tarzı, müzik çeşidi ve benzeri birçok terim ile aynı olduğu düşünülse de müzik türü ya da stili daha geniş ve net bir terminoloji olarak karşımıza çıkmaktadır.

  • Blues (soul blues, blues rock, teksas blues vb.)
  • Caz (ragtime, soul caz vb.)
  • Country (swing, amerikana vb.)
  • Elektronik (ambient, elektro, house vb.)
  • Hafif Dinletiler (lounge vb.)
  • Halk (Türk halk müziği vb.)
  • Hip Hop (trap, drill vb.)
  • Karayip Tarzı (reggae vb.)
  • Latin (bolero, flamenko, mango vb.)
  • Pop (J-pop, K-pop, Türkçe Pop vb.)
  • R&B (funk, disko, soul vb.)
  • Rock (punk, heavy metal vb.)
  • Klasik Müzik

Müzik Tarihi

Müzik tarihi, müziği kronolojik açıdan inceleyen müzikoloji ve tarihin ayrı bir alt alanıdır.

Müzik ve Teknoloji

Teknolojinin günümüze çok katkısı vardır. Birçok müzisyen bu değişimden etkilenmiştir ve teknoloji müziğe çok büyük derecede katkı sağlamıştır.

Müzik kayıt sistemleri

Son yıllarda müzik kaydı için oluşturulan stüdyolarda büyük değişimler yaşandı. İlk müzik kayıt aleti olan "phonautograph"ın patenti, 25 Mart 1857 yılında Parisli Édouard-Léon Scott de Martinville tarafından alındı. Alexander Graham Bell, 1874'te kendi "phonautograph"ı ile çıkageldi. Bu makine insan kulağının sesleri duyma yönteminin taklit edilmesiyle yapılmıştı. 1877'nin sonuna doğru, Edison, fonografı icat etti. 1886'daysa Charles Sumner Tainter ve Chichester Bell, Edison'un fonografını geliştirerek gramafonu ortaya çıkardılar. 1924'te, insanlar mekanik kayıt araçları yerine Western Electric Company'nin yeni teknolojisini kullanarak yeni kayıt cihazları yaptılar. Bunlar, sesi daha gür ve cızırtısız kaydedebiliyorlardı. Bugünlerde kullanılan manyetik kayıt, 1890'da Valdemar Pousen tarafından ortaya çıkarıldı. Telgraphone da bu yeni sistemin ilk çocuğuydu. 1930'ların sonuna doğru, çok uzun kayıtlar yapabilen ve çoğu koşulda çalışabilen "magnetophone", kayıt aletleri piyasasını etkilemiştir.

Ses depolama ortamları

İlk ortaya çıkan ses depoları, analog depolama aygıtlarıydı. İlk başta Fonograf olarak ortaya çıkmışlar ve sonra manyetik kullanılarak üretilmişlerdir. Sonra ortaya sayısal (dijital) depolar çıkmıştır. Sayısal depolama aygıtları da iki şekilde çalışıyordu: Optik ve manyetik. Bu yeni ses depoları, sadece boy küçülterek kullanım kolaylığı sağlamamış, aynı zamanda müziğin paylaşımına yardımcı olmuştur.

Terapi

Müzik terapisi, eğitimli bir terapistin, müşterilerin sağlıklarını iyileştirmelerine veya sürdürmelerine yardımcı olmak için müziği ve müziğin tüm yönlerini (fiziksel, duygusal, zihinsel, sosyal, estetik ve ruhsal) kullandığı kişilerarası bir süreçtir. Bazı durumlarda, müşterinin ihtiyaçları doğrudan müzik aracılığıyla karşılanır, bazende danışan ve terapist arasında gelişen ilişkiler yoluyla ele alınırlar. Müzik terapisi, her yaştan ve psikiyatrik bozuklukları, tıbbi problemleri, fiziksel engelleri, duyusal bozuklukları, gelişimsel engelleri, madde bağımlılığı sorunları, iletişim bozuklukları, kişilerarası sorunları ve yaşlanma dahil olmak üzere çeşitli sorunları olan bireylere uygulanır. Ayrıca öğrenmeyi geliştirmek, özgüven oluşturmak, stresi azaltmak, fiziksel egzersizi desteklemek ve sağlıkla ilgili diğer birçok aktiviteyi kolaylaştırmak için de kullanılır. Müzik terapistleri, danışanlarını şarkı söylemeye, enstrüman çalmaya, şarkı bestelemeye veya başka müzik etkinlikleri yapmaya teşvik edebilir.

müzik terapisti
"Okullarda Blues" programından bir müzik terapisti, Deniz Terapi Merkezinde bir ABD Donanması denizcisiyle mızıka çalıyor.

10. yüzyılda filozof Fârâbî vokal müziğin dinleyicilerin duygularını ve ruhlarını nasıl harekete geçirebileceğini anlattı. Müzik uzun zamandır insanların duygularıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak için kullanılmıştır. 17. yüzyılda, bilim adamı Robert Burton'ın Melankoli Anatomisi adlı eseri müzik ve dansın akıl hastalığı, özellikle melankoli tedavisinde kritik önemi olduğunu savundu. Müziğin "diğer birçok hastalığı kovmak için mükemmel bir güce" sahip olduğunu kaydetti ve onu "umutsuzluk ve melankoliye karşı egemen bir çare" olarak nitelendirdi. Antik Çağ'da Rodoslu bir kemancı olan Canus'un müziği "melankolik bir adamı neşelendirmek, ...sevgiliyi daha aşık, dindar bir adamı daha dindar yapmak" için kullandığına dikkat çekti. Osmanlı İmparatorluğu'nda akıl hastalıkları müzikle tedavi ediliyordu.

Kasım 2006'da Dr. Michael J. Crawford ve meslektaşları, müzik terapisinin şizofreni hastalarına yardımcı olduğunu da keşfettiler.

müzik ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

müzik, -ği

Fransızca musique

1. isim Birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyumlu seslerle anlatma sanatı, musiki:

      Müzik eğitimi.

2. isim Bu biçimde düzenlenmiş seslerden oluşan eserlerin okunması veya çalınması:

      Bu akşam güzel bir müzik dinledik.

Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü - 1981

Türkçe: musiki, İngilizce: music, Fransızca: musique, Almanca: Musik

Sinema/TV. Bir filmde ya da televizyon yayınında kullanılan, özgün ya da derleme her çeşit müziği anlatır genel terim.

Halkbilim Terimleri Sözlüğü - 1978

Türkçe: musiki, İngilizce: music, Fransızca: musique, Almanca: Musik

İnsanoğlunun toplumsal, dinsel, büyüsel, duyusal, düşünsel, eşeysel gereksinmelerini karşılamak için kullandığı uyaklı uyaksız, ölçülü ölçüsüz, düzenli düzensiz ses, sözlü ses, doğal ya da yapay aygıtların seslerinden oluşan evrensel kültür düzeni, bk. müzikbilim, halk müziği, krş. halk koşuğu, halk oyunu.

Eğitim Terimleri Sözlüğü - 1974

Türkçe: musiki, İngilizce: music, Fransızca: musique

1. Duygu, düşünce ve imgeleri, tek ya da çok sesli olarak türlü biçimlerde anlatma sanatı; bu biçimde düzenlenmiş eserlerin söylenmesi ya da çalınması. 2. Öğrencilere kendi sesleriyle şarkı söylemek, müzik dilini doğru olarak okuyup yazmak, herhangi bir çalgı çalmak, değerli müzik parçalarını dinlemekten zevk almak ve bu parçaları yorumlamak için gerekli bilgi, beceri ve beğeyi kazandırmak amacıyla okutulan ders.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski