yürümek ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
1. nesnesiz Adım atarak ilerlemek, gitmek:
"Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu." - Haldun Taner
2. -e Karada veya suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek:
Buz dağları güneye yürümüş.
3. nesnesiz Çocuk ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek:
Çocuk erken yürüdü.
4. nesnesiz Yayan gezmek, yayan gitmek:
"Gölgesinde yürüdüğü duvarın arkasından bir horoz sesi fark etti." - Ömer Seyfettin
5. nesnesiz Yol almak:
Biraz yürüyelim, geç kaldık.
6. -e Bir yere gelmek, bir yere ulaşmak, kaplamak:
Dallara su yürümek.
7. -e Üzerine doğru gitmek, akın etmek, saldırmak, hücum etmek:
Asker kaleye yürüdü.
8. nesnesiz Faiz, hesap edilmek, işlemek:
Bu paranın faizi yüzde beşten mi yürüyor?
9. nesnesiz Geçmek, ilerlemek, değişmek:
"Doktor o hayatın dışında kalmış. Bu ne demek? Bu, o demek ki hayat yürümüş gitmiş, birlikte yürüyememiş." - Memduh Şevket Esendal
10. nesnesiz Bir işte ileri gitmek.
11. nesnesiz, mecaz Gereği gibi yapılmak veya ilerlemek:
"Bu evliliğin yürümeyeceği daha başından anlaşılmıştı ama belki yürütürüz, demiştim." - Zeyyat Selimoğlu
12. nesnesiz, argo Ölmek:
O da yürümüş.
Kelime Kökeni
Arapça mlw kökünden gelen imlāˀ إملاء "dikte etme, yazı yazdırma" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice mlē מל "1. dolu, 2. herekeli yani sesli harfleri bildiren noktaları doldurulmuş yazı" sözcüğünün ifˁāl vezni (IV) masdarı olabilir; ancak bu kesin değildir. Bu sözcük Aramice/Süryanice #mly מלי "doldurma" kökünden türetilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
[ Mukaddimetü'l-Edeb (1300 yılından önce) ]