Tarihi Levanten evleri ve sokakları, Dumlupınar, Buca |
Levanten ya da argo tabiri ile Tatlısu Frenki, Osmanlı Devleti içinde özellikle Tanzimat sonrasında büyük liman kentlerinde yoğunlaşan ve ticaretle uğraşan Hristiyanları tanımlamak için kullanılır. En dar tanım olarak da; şu anki Doğu Akdeniz'e kıyısı olan devletlerde yaşayan Osmanlı döneminde yerleşmiş, Fransız-İtalyan kökenli Katoliklerdir. Yerel Hristiyan nüfusundan (Rum, Ermeni, Süryani...) farklıdırlar.
Köken bilimi
Levanten, İtalya'nın doğusundaki Akdeniz toprakları (Doğu Akdeniz) için kullanılan Fransızca bir tabir olan Levant'ten gelir. Anlamı ise "Levantlı" (Doğulu)'dır. İlk olarak Avrupalıların, Doğu'da yaşayan bu Avrupa kökenli insanları küçümsemek için türettiği bir kelimedir. Bu anlamı nedeniyle Levanten tanımı, ilk dönemlerde Levantenler içinde sevilmeyen bir tanımlamadır. Bu olumsuz yan anlam hala yaşamaktadır; Avrupalı gibi görünmeye özenen, züppe tavırlı
Tatlısu Frenki, Osmanlı tarafından Avrupa kökenli yabancılara verilen Frenk isminden gelir. Fransa-Osmanlı ittifakı ve Fransa'ya verilen ilk kapitülasyonlar ile Osmanlı İmparatorluğu'nda faaliyet gösteren Fransız tüccar sayısı çok artar. Bu nedenle herkese Frank (Fransız) sözcüğünden gelen Frenk adı verilir. Örneğin Levantenlerin Osmanlı döneminde şehirlerde yaşadıkları bölgeler genelde Frenk mahalleleridir. Ama yeni gelen ya da sadece iş için ülkede olan Avrupalılar ile ülkeye tamamıyla yerleşen Avrupalıları yani Levantenleri birbirinden ayırmak için Tatlısu Frenki ismi ortaya çıkmıştır.
Gavrili Köşkü, Levanten mimar Vafiyedis tarafından Gavrili ailesi adına yapılmış tarihi köşk, Dumlupınar, Buca |
Tarihi
İlk olarak, Doğu Roma İmparatorluğu ve Ceneviz arasındaki denizcilik ve ticaret alanlarındaki iş birliğiyle, başta Galata bölgesi olmak üzere Ceneviz nüfusu Doğu Akdeniz ve Karadeniz kıyılarına yerleşmeye başlar. Anadolu ve Balkanlar'da Doğu Roma'nın yeri alan Osmanlı Devleti'nde bu ittifak yerini bir başka Latin kökenli devlet olan Venedik'e bırakır. Yükselme devrinde ise başka bir ittifak oluşur. 1536 yılında kurulan Fransa-Osmanlı ittifakı ile bu kez Fransız tüccar sınıf, kıyı bölgelerine yerleşmeye başlar. Bu Fransız ve İtalyan nüfus kendi arasında ve kısmen yerel Rum nüfusla karışarak, Klasik Levanten toplumunu oluşturur. Bu dönemdeki en önemli ortak özellik ise toplumun Roma Katolik Kilisesine bağlı
Levanten Konağı, Karşıyaka-İzmir |
Sanayileşme sonrası ham madde arayışına geçen Avrupalı devletler, Osmanlı'nın Akdeniz kıyılarındaki nüfus varlıklarını artırırlar. Başta İngilizler olmak üzere diğer Batılı devletlerden de Osmanlıya göçler olur. Örneğin 19. yüzyılda İstanbul'a yerleşen Almanlar, İstanbullu Almanlar ya da Boğaz Almanları adı verilen toplumu oluşturur. Bu yeni nüfuslar da Levanten nüfus ile karışarak Genişletilmiş/Modern Levanten kavramını oluşturur. Yeni göçler, toplumda Protestanlık kökenli mezheplerin de görülmesine yol açar.
Akdeniz'de Ceneviz nüfuzu |
Akdeniz'de Venedik nüfuzu |
Dağılım
Türkiye
Ana madde:Türkiye Levantenleri Fransızca’ya 1575'te giren Levanten sözcüğünün anlamı Ortadoğulu, Yakındoğulu, Doğu Akdeniz ülkelerinden olandır. Ana Britannica, Levanten’i (Levantin yazılır Lövanten okunur) “Osmanlı döneminde, özellikle Tanzimat sonrasında İstanbul’da ve büyük liman kentlerinde yoğunlaşan ve ticaretle uğraşan, Müslüman olmayan azınlıklar” diye tanımlamaktadır. Levantenler genellikle, deniz ticareti yapan Akdeniz ülkelerinden (Venedik, Genova, Ragusa), ticaret ile uğraşan diğer ülke ve şehirlerden (Amsterdam) ya da Haçlı devletlerinden gelip, çoğunlukla İzmir ve İstanbul'a yerleşmişlerdir.
İzmir sadece bugün değil, geçmişte de Anadolu’nun önemli ticaret ve ihracat merkezlerinden biri olagelmiştir. İzmir’in dünya ticareti açısından yıldızı 17. yüzyılın ortalarına doğru parlamış ve burası belli başlı Avrupa ülkeleriyle Osmanlı İmparatorluğu arasındaki ticaretin en işlek noktalarından biri haline gelmiştir. İzmir Batılı gezginlerin şehirdeki ticari hareketlilikle, çevrenin zenginliğini ve ticaretle uğraşanların ekonomik düzeyinden övgüyle söz ettikleri görülebilmektedir. 18. yüzyılda İzmir pek çok Avrupalı tüccar ve şirketlerini mıknatıs gibi kendisine çekmeye başlamıştır. İzmir'e yerleşen Avrupalı tüccarlar, çerçiler ve aracılarla birlikte doğuya uzanan vadi ve ovalara yayılan bir komisyoncular ve toptancılar ağı da kurmaya başlamışlardı.
İzmir’deki yabancılar birlikte yaşama ve birbirleriyle evlenmeler sonucunda, kendi etnik kökenlerinin özelliklerini yitirmişlerdi. Bu evliliklerin, bazen Rum ve daha seyrek de olsa Ermeni ve Gürcü kızlarıyla gerçekleştirilmesi, Avrupalıların Doğu alışkanlıklarına yakınlaşmalarını sağlamıştı. Bunun yanı sıra Levanten ailelerin hepsinin İzmirli ya da adalı Rum hizmetçileri ve dadıları vardı. Bu durum çocukların yetişme biçiminde etkili olmaktaydı. Bu nedenle Rumca, etnik kökenleri farklı olan Levantenlerin ortak anlaşma lisanı haline gelmiştir.
Mersin (Çamlıbel, Uray) ve Antalya (Konyaaltı)'da önemli nüfusta Levanten bulunmaktadır.