sinema

 

sinema

Sinema veya Sinema sanatı, kamera aracılığı ile elde edilmiş görüntülerin bir ışık aracılığı ile beyaz renkte bir perdeye yansıtılarak film adı verilen sesli veya sessiz hareketli videolar elde edilmesi işidir. Üretilen bu filmler, sinema salonu adı verilen özel binalarda gösterilmektedir. Sinema sanatı genel olarak diyalog, kurgu, sahnenin düzeni, ışık, ses ve dekor gibi şeyleri yapılan filme uygun olarak kullanımı olarak bilinmektedir. Bu işlemlerin tamamına ise sinema endüstrisi adı verilmektedir. İtalyan asıllı Fransız film kuramcısı Ricciotto Canudo sinemayı, "yedinci sanat" olarak tanımlamış ve günümüzde de bu şekilde kabul edilmektedir.

sinema kelimesi hakkında bilgi nedir TDK sözlük anlamı ve açıklaması ne?

(sine'ma), Fransızca cinéma

1. isim Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran veya perde üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi.

2. isim Film göstermeye yarayan özel bir makineyle görüntülerin beyaz perdeye yansıtıldığı salon veya yapı:

      "Bir haber bırakıp mahallenin sinemasına girdi." - Sait Faik Abasıyanık

3. isim Güzel sanatların dalı olarak yansıtılmaya uygun olan filmleri gerçekleştirme ve yaratma sanatı; beyaz perde, yedinci sanat:

      "Sinemanın zevkimizi dışarıdan idare ettiği devirde yaşıyoruz." - Hasan Âli Yücel

Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü - 1981

Türkçe: 1. sinema tiyatrosu, sinema sarayı, sinema binası, 2-6. sinematograf, İngilizce: cinema theatre (house), cinema, (ABD) theater, motion picture theater, movie house (theater), picture house, pictures, movies, 2-6. cinematography), kinema(tography), (ABD) motion picture, moving pict, Fransızca: 1. cinéma, salle (de cinéma), 2-6. cinéma(tographié), Almanca: 1. Filmtheater(bau), Kino(bau), Lichtspielhaus, Lichtspieltheater, Schauspielhaus, 2-6. Film, Kinematografie

Sinema 1. İzleyicilerin filmleri topluca görebilmeleri için özel olarak yapılmış yapı. 2. Herhangi bir devinimi, düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini saptama, sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde görüntülük üzerine yansıtarak devinimi yeniden oluşturma işi. 3. Bir ülkede sinemayı oluşturmak üzere gerekli kuruluşların tümü, sinema işleyimi (bk. sinema işleyimi). 4. Güzel sanatların bir dalı olarak sinema sanatı (bk. sinema sanatı). 5. Sinemayı oluşturmak için yapılan çalışmaların tümü, sinemacılık (bk. sinemacılık). 6. Bir ülkenin kendine özgü nitelikler taşıyan ulusal sineması. ("Sinema", sinematograf sözcüğünün kısaltmasıdır).

Kelime Kökeni

Fransızca cinéma sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Fransızca cinématographe "hareketli görüntü kaydı" sözcüğünün kısaltmasıdır. (İlk kullanımı: 1895 Louis Lumière, Fr. mucit.) Bu sözcük Eski Yunanca kínema κίνεμα  "hareket" (NOT: Yunanca sözcük Eski Yunanca kinéō κινέω  "hareket etmek, devinmek" fiilinden alıntıdır. ) ve Eski Yunanca graphē γραφη  "yazım, kayıt" sözcüklerinin bileşiğidir. Daha fazla bilgi için kinetik, +graf maddelerine bakınız.

Tarihte En Eski Kaynak

sinematograf [ Ahmet Rasim, Şehir Mektupları (1899) : sinematograf bunların tarz-ı makalat ve muhaveratını zabtetse ]

sinemasever [ m (1954) : dünyanın sinemaseverleri arasında birdenbire parlamış bulunan ]

sinema [ İlan-ı Ticaret: Osmanlı'dan Cumhuriyet'e İstanbul (1923) : Elhamra Sineması'nın resm-i küşadı ]

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski