Boyunduruk veya nir; arabaya koşulan hayvanların birlikte yürümesini sağlamak için boyunlarına geçirilen, çoğunlukla m şeklindeki tahta çerçeve. Genellikle boyun üzerine yatay şekilde yerleştirilen bir çubuk ve boynun her iki yanına sarkan çubuklardan (zelve) meydana gelir. Tek hayvana takılan nal şeklinde boyunduruklar da mevcuttur. Hayvanların boynuzuna takılan boyunduruklara da rastlanır.
Tarihi
Oldukça ilkel bir araç olan boyunduruk antik çağlardan beri bilinmektedir. Atların yaygın olarak arabalara koşulmaya başlanması ve koşumların icadı ile birlikte boyunduruk kullanımı günümüzde oldukça azalmıştır. Bununla birlikte, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, taşımacılık ve tarla işlerinde hâlâ kullanılır.
Bölümleri
Zelve: Hayvanın boynunun sağ ve solundan aşağı sarkan ve hayvanın boyunduruktan çıkmasını engelleyen dikey çubuklardır.
Ok veya okluk: İki hayvanın ortasından uzunluk ekseninde geçen ve boyunduruğu araca bağlayan uzun tahtadır.
Gelve: Boyunduruğu ok kısmına sabitleyen mıhtır.
Eyef: Boyunduruğu okluğa bağlamaya yarayan bükülmüş daldan halkadır.
Notlar
- Boyunduruk sözcüğü pek çok dilde baskı rejimi veya hakimiyet altında olma anlamında mecazi olarak kullanılır.
- Direksiyon tipi uçak kumanda kolları, benzerliğinden dolayı boyunduruk olarak adlandırılır.
Resimleri
İspanya'da atlara takılan modern bir boyunduruk |
Almanya'da boynuza takılan bir boyunduruk |
boyunduruk kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
boyunduruk, -ğu
1. isim Çift süren veya kağnıya koşulan hayvanların birlikte yürümelerini sağlamak için iki ucu hayvanların boynuna, ortası da saban veya kağnıya bağlanan ağaç parçası:
"Öküzler boyundurukla köye doğru yürüdüler." - Abbas Sayar
2. isim, mimarlık Kapı veya pencere vb. açıklıkların üzerine konulan ağaç, taş veya beton kiriş; lento (II).
3. isim Mengenenin üst yanındaki kemer biçimli bölüm.
4. isim, mecaz Zulüm ve zorbalık baskısı; esaret:
"Şark milletleri, zalimlerin boyunduruğu altında, uzun zamandan beri cehaletin karanlığına çömelerek yaşadılar." - Peyami Safa
5. isim, spor Güreşte hasmın başını koltuk altına alıp boynuna kol dolama oyunu.
Güreş Terimleri Sözlüğü - 1974
Karşı güreşçinin başını koltuk altına alıp boynuna kolu dolama biçiminde yapılan güreş oyunu.
Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü - 1968
İngilizce: lintel, Fransızca: linteau, Almanca: Oberschwelle, Sturz, Latin: limitale
(Mimarlık) Kapı ya da pencere gibi açıklıkların üzerine konulan ağaç, taş ya da beton kiriş.
Zanaat Terimleri Sözlüğü - 1976
[borunduruk, bondüruk, boyunsalık] 1. Kağnı, araba, saban, pulluk, döğen çekebilmeleri için hayvanların boyunlarına takılan tahta çatal. (Akçaşar, Yukarıkaşıkara *Yalvaç, Mamatlar *Eğridir, Ortayası *Senirkent -Isparta; Kösten -Denizli; *Kemalpaşa -İzmir; *Ağın -Elâzığ; Yurtbeyi *Çankaya, Meyvebükü *Güdül -Ankara; Yenikent, Gücünkaya, *Aksaray, Beyağıl *Ulukışla -Niğde; Doğanbey, Üzümlü, Yenidoğan *Beyşehir -Konya; Gürmedere *Fethiye -Muğla) [bonduruk] : (Oluklu *Kağızman -Kars) [boyunsalık] : (Kavalca *Bozüyük -Bilecik) 2. Nal çakılan öküzlerin ayaklarını bağlamakta kullanılan ağaç parçası. (*Senirkent -Isparta) [bondüruk] : (*Mudurnu -Bolu) 3. Çatının en üstündeki uzun, tek ağaç. (Yukarıtırtar *Yalvaç -Isparta) 4. Çatıyı enlemesine kat eden ağaçlar. (*Yalvaç -Isparta)
Madencilik Terimleri Kılavuzu - 1979
cross timber
boyunduruk
Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü - 1983
İngilizce: yoke, Fransızca: joug, Almanca: Trage, Diğer: İtl. giogo
«U» biçiminde olan, ışıldağın yanlarındaki kelebek vidalara tutturulmuş, ışıldağın sağa, sola ve aşağı yukarı hareket etmesini sağlayan askı bağlantısı.
Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü -
İngilizce: hlk.
1. Pastırmalık etlerin dinlendirildiği kuzey tarafı açık, diğer üç yanı ve üstü kapalı olan özel bölüm, sundurma. 2. Çift süren veya arabaya koşulan hayvanların birlikte yürümelerini sağlamak için boyunlarına geçirilen bir tür ağaç çember.
Kelime Kökeni
Eski Türkçe boyun sözcüğünden +dUrUk sonekiyle türetilmiştir. Daha fazla bilgi için boyun maddesine bakınız.
Tarihte En Eski Kaynak
boyunduruk "çift hayvanlarına takılan bağlaç" [ Uygurca (1000 yılından önce) ]