doldurmak kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
1. -i Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek; kaplamak:
"Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu." - Adalet Ağaoğlu
2. -i Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek.
3. nesnesiz Ateşli silahların içine mermi sürmek:
"İki tabanca getirdiler, takır takır doldurdular." - Falih Rıfkı Atay
4. nesnesiz Bildirge, çizelge, fiş vb. basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamak:
"Osmanlı tabiiyetini haiz Müslim diye, yol tezkeresi doldururlardı." - Ömer Seyfettin
5. -i Yaşını, yılını bitirmek:
"Yirmi yaşını dolduralı bir iki seneden fazla olmamıştı." - Orhan Veli Kanık
6. -i Ses, koku yayılıp kaplamak:
"Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu." - Sait Faik Abasıyanık
7. -i Belirli bir süreyi kaplamak, almak:
"Balıkçılara yardım etmek bütün zamanını doldurmayınca kentin içerilerine, gecekondu mahallelerine gitti." - Ayla Kutlu
8. -le, mecaz Canlılık kazandırmak:
"Evi sade sesiyle değil vücudu ile de doldurdu." - Haldun Taner
9. -i, mecaz Birini, başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmek:
"Ah, biliyorum, biliyorum seni o gece doldurdular." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Bilişim Terimleri Sözlüğü - 1981
bk. damga doldurmak.
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007
fill
doldurmak
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007
pad
doldurmak