sıkışmak kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
1. nesnesiz Kalabalıktan dolayı birbirine çok yaklaşmak:
"Üç hademe, ebe, hasta bakıcı merdivenin orta sahanlığında sıkışmışlar, sedyeyi çevirmeye çalışıyorlar." - Memduh Şevket Esendal
2. nesnesiz İki şey arasında kalmak:
Parmağı kapıya sıkışmış.
3. nesnesiz Yerinden oynamamak:
Vida sıkışmış.
4. nesnesiz Dar bir yere zorla sığmak veya sığdırılmak:
"Karşıda apartmanın köşesine sıkışmış baraka kahveden bir adam, bir kürek ateş çıkardı." - Memduh Şevket Esendal
5. nesnesiz Zor bir durumda kalmak:
"Osmanlı İmparatorluğu sıkışınca üç milyon asker çıkarabiliyordu." - Etem İzzet Benice
6. nesnesiz Sıkıntı ve darlık çekmek, çarpıntı duymak; daralmak:
Göğsü sıkışmış.
7. nesnesiz Tuvalet ihtiyacı gelmek.
8. nesnesiz Darlık çekmek, parasız kalmak.
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007
jam