dökmek ne demek? TDK anlamı ve açıklaması
dökmek, -er
1. -i Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak:
"İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek." - Sait Faik Abasıyanık
2. -i Belli bir yere boşaltmak:
"Mebrure’nin yardımını reddederek yarım bardak suya bu kâğıdın içindeki tozu döktü, küçük bir kaşıkla karıştırarak ilacı bir hamlede içti." - Peyami Safa
3. -i ► akıtmak:
"Annem bunu sezdiği gün, babamın arkasından döktüğü yaşları unutacak kadar bedbaht olur." - Yusuf Ziya Ortaç
4. -e ► saçmak:
Tavuklara yem döktü.
5. -i Bir şeyi salmak, bırakmak.
6. -i Üstünde bulunan bir şeyi düşürmek:
"Yapraklarını dökmüş iki söğüt ağacı..." - Sait Faik Abasıyanık
7. -i Teninde kızamık, kızıl, suçiçeği hastalıklarında olduğu gibi kırmızı lekeler çıkmak.
8. -i Maden, mum eriyiği veya çimento, alçı vb.ni kalıba akıtarak biçim vermek, döküm yapmak:
"Heykel ilkin çamurdan yapılıyor, sonra kalıbını çıkarıp tunçtan dökecekler." - Haldun Taner
9. -i Sulu hamuru kızgın yağ veya tepsinin içine akıtarak pişirmek:
Lokma dökmek. Kadayıf dökmek.
10. -i Bir yere çokça bir şey yığmak, taşımak:
Sınıra asker dökmek.
11. nesnesiz Çok söylemek:
Dil dökmek.
12. -i Bir şeyi yok etmek için atmak:
Satılmayan hamsileri denize döktüler.
13. -e Bir işte veya bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik yapmak:
"Şimdi maşallah açılmaya başladım diye söylenirsin, işi ahbaplığa dökersin, olur gider." - Reşat Nuri Güntekin
14. -i Yakmak, tutuşturmak:
"Sabah ve akşam kahvaltıları için mangal döktürürdü. Mangal yakmak denmezdi. Mangalı dök, tutuştur denirdi." - Nezih Neyzi
15. -i Kullanmak, harcamak, sarf etmek:
"Dimağ ve beden cevherlerini döken çocukları hesaplı bir kalori ile beslemek lazımdı." - Cahit Uçuk
16. -i, mecaz Çok sayıda öğrenciyi sınavda veya bir üst sınıfa geçirmede başarısız saymak:
Sınıfın yarısını döktüler.
17. nesnesiz, mecaz Bol bol vermek, ödemek, sarf etmek:
Para dökmek.
18. -i, mecaz Açığa vurmak, söylemek, ortaya koymak:
Acaba biraz anlatsan, derdini döksen olmaz mı?
Kelime Kökeni
Arapça mlw kökünden gelen imlāˀ إملاء "dikte etme, yazı yazdırma" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice mlē מל "1. dolu, 2. herekeli yani sesli harfleri bildiren noktaları doldurulmuş yazı" sözcüğünün ifˁāl vezni (IV) masdarı olabilir; ancak bu kesin değildir. Bu sözcük Aramice/Süryanice #mly מלי "doldurma" kökünden türetilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
[ Mukaddimetü'l-Edeb (1300 yılından önce) ]
