Saccharomyces boulardii ilk olarak 1923 yılında Fransız bilim adamı Henri Boulard tarafından liçi ve mangostan meyve kabuğundan izole edilen tropikal bir mayadır. İlk raporlar farklı taksonomik, metabolik ve genetik özellikler iddia etse de S. boulardii genetik olarak S. cerevisiae suşlarının bir gruplamasıdır, >%99 genomik akrabalığı paylaşır ve S. cerevisiae var. boulardii sinonimini verir.
S. boulardii bazen yararlı mikropları kalın ve ince bağırsaklara sokmak ve patojenlere karşı koruma sağlamak amacıyla probiyotik olarak kullanılır. 37 °C'de büyür. Buna ek olarak, popüler genom düzenleme aracı CRISPR-Cas9'un S. boulardii'de etkili olduğu kanıtlanmıştır. Boulard bu mayayı ilk olarak Güneydoğu Asya yerlilerinin kolera semptomlarını kontrol etmek amacıyla liçi ve mangosten kabuğunu çiğnediklerini gözlemledikten sonra izole etmiştir. Sağlıklı hastalarda S. boulardii'nin patojenik ve sistemik olmadığı gösterilmiştir (vücudun başka yerlerine yayılmak yerine gastrointestinal sistemde kalır).
{tocify} $title={İçindekiler}
Biyolojik sınıflandırma
Âlem: Fungi (Mantar)
Bölüm: Ascomycota (Asklı mantarlar)
Sınıf: Saccharomycetes
Takım: Saccharomycetales
Familya: Saccharomycetaceae
Cins: Saccharomyces
Tür: S. boulardii
İkili adlandırma:
Saccharomyces boulardii
Seguela, Bastide & Massot, 1923 (nom. inval.)
Sinonimler:
Saccharomyces cerevisiae var. boulardii
Biyoloji
S. boulardii, galaktozu sindirmediği ve sporülasyona uğramadığı için S. cerevisiae'den ayrı bir tür olarak karakterize edilmiştir. Ayrıca insan vücut ısısını, mide asidini ve sindirim enzimlerini daha iyi tolere eder. Tüm bu fenotipik farklılıklara rağmen, genomik dizilimi onu S. cerevisiae'nin altında, şarapta bulunanlara en yakın klad olarak tanımlar. Sıradan S. cerevisiae gibi, 16 kromozoma, 2 mikronluk bir daire plazmidine sahiptir ve MATa ve MATα olmak üzere her iki çiftleşme tipi için genlere sahip diploiddir. Bununla birlikte, MATa lokusu, spor oluşturan S. cerevisiae'ye göre bazı muhtemel devre dışı bırakıcı mutasyonlar içerir.
Hem S. boulardii hem de sıradan S. cerevisiae patojenik bakterileri ve toksinlerini inhibe eden proteinler üretir, özellikle 63-kDa fosfataz pho8 (E. coli endotoksini inhibe eder) ve 54-kDa serin proteaz ysp3 (C. difficile toksinleri A ve B'yi hidrolize eder). Henüz tanımlanmamış 120 kDa'lık bir protein de kolera toksini tarafından indüklenen cAMP seviyelerindeki değişiklikleri inhibe eder. S. boulardii, patojenik bakterilere yapışmaya yardımcı olan ve bağırsak mukusuna bağlanmalarını engelleyen flokülin adı verilen maya yapışma proteinlerinin ekstra kopyalarını kodlar.
Tıbbi kullanımlar
En iyi karakterize edilen "tip" CBS 5926 suşu aynı zamanda ATCC 74012 ve CNCM I-745 olarak da depolanmıştır. Bir CNCM I-1049 suşu da kullanılmaktadır; CBS 5926 ile aynı olup olmadığı belirsizdir.
Saccharomyces boulardii – Klinik verisi
Ticari adlar: DiarSafe, Florastor, Reflor
ATC kodu: A07FA02 (DSÖ)
Hukuki durum
ABD: Over-the-counter
Avrupa Birliği: Reçeteli & Reçetesiz (Rx & OTC)
Çin: Reçeteli & Reçetesiz (Rx & OTC)
Antibiyotik ilişkili ishal
Yetişkinlerde antibiyotik ilişkili ishalin (AAD) önleyici tedavisinde kullanıldığına dair kanıtlar mevcuttur. Diğer kanıtlar, çocuklarda AAD'yi önlemek için kullanıldığını göstermektedir. Probiyotik AAD'nin önlenmesinin potansiyel etkinliği, kullanılan probiyotik suş(lar)ına ve dozaja bağlıdır. 2015 yılında 21 randomize kontrollü çalışmanın (4780 katılımcı) meta-analizi, S. boulardii'nin çocuklarda ve yetişkinlerde AAD riskini azaltmada etkili olduğunu doğrulamıştır. Lacticaseibacillus rhamnosus veya Saccharomyces boulardii yüksek dozlarda (5 milyar koloni oluşturan birim/günden fazla) çocuklarda AAD'nin önlenmesinde orta derecede etkilidir (ciddi yan etkileri yoktur) ve ishal süresini de azaltabilir.
Clostridium difficile enfeksiyonu
S. boulardii, tekrarlayan Clostridium difficile enfeksiyonu olan bazı spesifik hastalarda nüksleri azalttığını göstermiştir ve C. difficile enfeksiyonunun ikincil önlenmesinde etkili olabilir.
HIV/AIDS ile ilişkili ishal
S. boulardii'nin ishalli evre IV AIDS hastalarının iyileşme oranını plaseboya kıyasla önemli ölçüde artırdığı gösterilmiştir. Ortalama olarak, S. boulardii alan hastalar kilo alırken, plasebo grubu 18 aylık deneme boyunca kilo kaybetmiştir. Bağışıklık sistemi baskılanmış bu hastalarda herhangi bir advers reaksiyon gözlenmemiştir.
Helicobacter pylori enfeksiyonunun ortadan kaldırılması
Helicobacter pylori enfeksiyonunun ortadan kaldırılması için standart üçlü ilaç protokolüne S. boulardii'nin eklenmesi, bir meta-analizde eradikasyon oranlarında önemli bir artış göstermiştir, ancak eradikasyon oranları hala istisnai değildir. Takviye ayrıca H. pylori eradikasyon tedavisinin ishal ve mide bulantısı gibi olağan yan etkilerini de önemli ölçüde azaltmıştır.
Blastosistoz
Bazı kanıtlar blastosistoz tedavisinde S. boulardii'nin potansiyel faydalarını göstermektedir.
Akut gastroenterit
ESPGHAN Probiyotik ve Prebiyotik Çalışma Grubu tarafından yayınlanan ve sistematik incelemeler ile randomize kontrollü çalışmalara dayanan bir pozisyon belgesi, S. boulardii'nin (düşük kanıt kalitesi, güçlü öneri) rehidrasyon tedavisine ek olarak akut gastroenteritli çocukların tedavisinde dikkate alınabileceğini öne sürmüştür.
Diğer kullanımlar
Yiyecek ve içecekler
S. c. var. boulardii bira yapımında kullanılabilir ve bitmiş üründe canlı maya kalır. Karışık starter kültürlerde diğer S. cerevisiae ile birlikte bulunabilir.
Bakterileri caydırma kabiliyetinin, Bacillus subtilis veya B. licheniformis kontaminasyonunun neden olduğu bir ekmek kusuru olan ip bozulmasının engellenmesi anlamına geldiği fırıncılık için de kullanılabilir.
Araştırma
S. boulardii'nin tip 2 diyabetin bir hayvan modelinde vücut ağırlığını azalttığı gösterilmiştir.
Güvenlik
Bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde, S. boulardii ölümcül olabilen fungemi veya lokalize enfeksiyon ile ilişkilendirilmiştir. Genel olarak, S. boulardii sağlıklı popülasyonlarda kullanım için güvenlidir ve immünokompetan hastalarda son kanıtlara göre S. boulardii ile fungemi bildirilmemiştir. S. boulardii ile tedavi edilen HIV-1 ile enfekte hastalar üzerinde yapılan bir inceleme, bunun güvenli olduğunu göstermiştir. Hastanede yatan 32.000 onkohematolojik hasta üzerinde yapılan retrospektif bir çalışma, S. boulardii kullanımıyla fungal sepsis oluşmadığını göstermiştir.