Siloam Yazıtı, Silvan Yazıtı veya Şiloah Yazıtı (İbranice: כתובת השילוח), 1880 yılında Doğu Kudüs'teki Siloam Tüneli'nde bulunan ve ardından İstanbul'a getirilen, Yehuda Krallığı döneminin inşaat mühendisliğine dair önemli bilgiler sunan ve Yehuda Kralı Hezekiya'nın hüküm sürdüğü MÖ 8. yüzyıl'a tarihlenen taş bir yazıt. Paleo-İbranice yazı tarzı ile yazılan eser, Eski İsrail ve Yehuda'dan bilinen, kamuya ait bir inşaat çalışması için yazılan tek antik yazıttır.
Eski Ahit metinleriyle bağlantılı olarak tarihi ve arkeolojik açıdan Ölü Deniz Yazmaları hariç günümüz İsrail topraklarında bulunan en önemli arkeolojik keşif olarak kabul edilen yazıt, İsrail tarafından sadece bir arkeolojik buluntu olarak değil "Yahudilerin Kudüs'teki tarihi, kültürel ve dini köklerinin binlerce yıl önceye dayandığının kanıtı" olarak kabul edilmektedir. Ayrıca modern Yahudi devletinin tarihsel meşruiyetini destekleyen bir unsur olarak görüldüğü için İsrail tarafından Türkiye'den birçok kez iadesi istendi fakat bu talep Türk yetkililer tarafından reddedildi. Günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde yer almaktadır.
- Hammadde: Taş
- Yazı: Paleo-İbranice
- Oluşturulma: Yaklaşık MÖ 700
- Keşfedilme: 1880
- Günümüzdeki konumu: İstanbul Arkeoloji Müzeleri
- Tanılama: 2195 T
Tarihi
Keşfi
Siloam Tüneli, 1838 yılında Edward Robinson tarafından keşfedilmiştir. Tünel, 19. yüzyılda Robinson, Charles Wilson ve Charles Warren tarafından detaylı bir şekilde incelenmesine rağmen, büyük olasılıkla birikmiş mineral tortuları nedeniyle yazıtı fark edememişlerdir.
Yazıtı, 1880 yılında Yahudiler Arasında Hristiyanlığı Yayma Londra Cemiyeti'nin mesleki eğitim enstitüsünün başkanı olan Conrad Schick'in 16 yaşındaki bir öğrencisi, tüneli keşfederken buldu. Yazıt, Siloam Havuzu'ndan yaklaşık 2 m içeride, tünelin doğu tarafındaki kayaya oyulmuştu. Schick, ilk yayınında Phoenician Inscription in the Pool of Siloam (Siloam Havuzunda Fenike Yazıtı) başlığı altında yazıtı şu şekilde açıkladı:
"Öğrencilerimden biri, su kemerinin güney tarafına inerken kırık kaya parçalarına takılıp suya düştü. Yüzeye çıktığında, kaya duvarında harf gibi görünen bazı işaretler fark etti. Gerekli malzemeleri alarak onun keşfini incelemek için yola çıktım."
Taşınması
Temmuz 1890'da Kudüs'te yaşayan biri, tünelin duvarındaki yazıtı söktü. Bu işlem sırasında yazıt altı veya yedi parçaya ayrıldı ve bazı harfler kırılma noktalarından zarar gördü.
Osmanlı hükûmeti, Kudüs'te yaşananlardan yıl sonuna haberdar olmadı. Daha sonra İstanbul'daki Türk Müzesi'nin müdürü tarafından bilgilendirildiler. Osmanlı hukukuna göre, hükûmet imparatorluk sınırları içinde bulunan tüm antik eserlerin sahibiydi, bu nedenle yazıtın peşine düşüldü. 1891'de yazıtın hem orijinali hem de sahte bir kopyası İbrahim Hakki Paşa'nın eline geçti. Yazıt bir süre Kudüs Sarayında sergilendikten sonra İstanbul'a gönderildi.
Yazıtın bulunduğu yerden alınan replikalar, 1881 yılında Hermann Guthe tarafından yapıldı. Bu dökümlerden biri Schneller Yetimhanesi'nde saklandı, ikincisi Almanya'ya taşınırken kırıldı ve üçüncüsü ise Deutscher Verein zur Erforschung Palästinas (Filistin'i Keşif Alman Derneği, DVEP) tarafından tutuldu.
Tevrat referansları
Eski Kudüs şehri, bir dağın üzerinde bulunduğu için neredeyse her yönden savunulabilir bir konumdaydı; ancak taze su kaynağı olan Gihon Pınarı, Kidron Vadisi'ni gören uçurumun kenarındaydı. Kutsal Kitap'a göre, Yehuda Kralı Hezekiya, Asurluların şehri kuşatacağından korkarak, çeşmenin suyunu Siloam Havuzu'na yönlendiren bir kanal kurdu.
- 2 Krallar 20,20: "Hezekiya'nın krallığı dönemindeki öteki olaylar, bütün başarıları, bir havuz ve tünel yaparak suyu kente nasıl getirdiği, Yehuda krallarının tarihinde yazılıdır. 21 Hezekiya ölüp atalarına kavuşunca, yerine oğlu Menaşe kral oldu."
- 2 Tarihler 31, 3-4: "Kentin dışındaki pınarları kapatma konusunda önderlerine ve ordu komutanlarına danıştı. Onlar da onu desteklediler. 4 Böylece birçok kişi toplandı. “Neden Asur Kralı gelip bol su bulsun?” diyerek bütün pınarları ve ülkenin ortasından akan dereyi kapadılar."
![]() |
| Bu yazıt, Eski Ahit'te bahsedilen Kral Hezekiya'nın, Kudüs'ü su baskınlarından korumak için tüneli inşa ettiğini anlatır. |
Çevirisi
İlk başta mineral kalıntıları nedeniyle okunamaz durumda olan yazıt, Profesör Archibald Sayce tarafından kısmi bir şekilde okunabilmiştir. Daha sonra metin, asit çözeltisi ile temizlenerek daha okunaklı hale getirilmiştir. Yazıt, ilk satırı hasarlı olan 6 satırdan oluşmaktadır. Satırlardaki kelimeler noktalarla ayrılmıştır. Üçüncü satırdaki "zada" kelimesinin çevirisi belirsizdir; bu durum muhtemelen yazıtın hasar görmesinden kaynaklanmaktadır.
Pasajda şöyle yazıyor:
... tünel ... ve bu tünelin hikayesi, ...
birbirine karşı olan balta sesleri arasında ve (kesmek için) üç arşın kala ... bir adamın sesi ...
karşısındakine seslendi; çünkü sağdaki kayada ZADA vardı. Tünel tamamlandığında, taş işçilerinin her biri karşısındakine doğru baltalarını savurdu ve su kaynaktan havuza doğru 1,200 arşın aktı. Taş işçilerinin başının üzerinde 100 arşın yükseklik vardı.
Yazıt, tünelin inşasını kaydetmektedir; metne göre çalışma her iki uçta eş zamanlı olarak başlamış ve taş işçileri ortada buluşana kadar devam etmiştir. Ancak bu anlatım, tünelin gerçekteki durumunu tam yansıtmaz; iki tarafın buluştuğu yer, keskin bir dik açılı birleşimdir ve merkezler birbirine paralel değildir. Hezekiya'nın mühendislerinin tünel işçilerini yönlendirmek için akustik sesleme yöntemine güvendiği düşünülmektedir. Siloam Yazıtı'nda bu tekniğin kullanıldığına dair açık bir kanıt bulunmaktadır. Yazıtın sıklıkla göz ardı edilen son cümlesi daha fazla bilgi verir: "İşçilerin başlarının üzerindeki kaya yüksekliği 100 arşındır." Bu ifade, mühendislerin tünelin farklı noktalarında yüzeye olan mesafeyi dikkate aldıklarını gösterir.
Yazıtın iadesine yönelik tartışmalar
İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen yazıt, Gazer Takvimi ve Tapınak Uyarı Yazıtı ile birlikte bölgeye ait üç antik yazıttan birisidir. Bir kopyası ise Kudüs'teki İsrail Müzesi'nde sergilenmektedir. Türkiye, İsrail'in Siloam Yazıtının ve Osmanlı Filistini'nde çıkarılan diğer eserlerin iadesi talebini birçok kez reddetti. Bilim insanları, yazıtın Türkiye açısından çok az önem taşıdığını, hatta hiç önem taşımadığını, kanıt olarak da İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndeki bir kamu galerisinde sergilenmediğini ileri sürmektedirler. 2015'de Biblical Archaeology Review dergisinin kurucusu Hershel Shanks, Türkiye’nin Siloam Yazıtı’nın iadesine olumlu yaklaşması gerektiğini yazdı. Shanks, Türkiye'nin kendi kültürel varlıklarını iade çabaları göz önünde bulundurulduğunda, bu isteğin anlaşılır olacağını savunmaktadır. Diğer yandan, bazı akademisyenler Türkiye'nin kendi müzelerinde, geçmişteki kolonilerden alınan eserlerin geri verilmesini reddettiği bir bağlamda, kendisinin başka ülkelerden eser talep etme hakkını sorgulamaktadır.
İsrail, ilk kez 1996 yılında Kudüs'ün 3.000'inci kuruluş yıl dönümü kutlamaları nedeniyle yazıtın İsrail Müzesi'ne ödünç olarak devredilmesi talebinde bulunurken, Türkiye bu talebi reddetti. Eylül 1998'de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dönemin Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz'dan yazıtın iadesini, karşılığında ise İsrail müzelerinden herhangibir Osmanlı dönemine ait bir eser ile takas etmeyi teklif etti fakat bu öneri bir kez daha reddedildi. 2007 yılında, Kudüs Belediye Başkanı Uri Lupolianski, Türkiye'nin İsrail Büyükelçisi Namık Tan ile görüşerek, tabletin "iyi niyet jesti" olarak Kudüs'e iade edilmesini talep etti. Türkiye, Siloam Yazıtının Osmanlı İmparatorluğu'nun mülkü olduğunu, dolayısıyla ardıl devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kültürel mirasına dahil olduğunu ve mülkiyetinin devredilmesinin mümkün olmadığını belirterek bu talebi bir kez daha geri çevirdi. Aynı yıl, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den yazıtı, İsrail’in kuruluşunun 70. yılı kutlamalarında sergilenmek üzere kısa süreliğine talep etti. Fakat İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı abluka ve devamında gelen Dökme Kurşun Harekâtı nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkilerin gerginleşmesi üzerine Türkiye bu konuda hiçbir adım atmadı. O dönem Türkiye'nin tableti İsrail'e kısa süreli ödünç vermeyi veya bir replika üretmeyi düşünebileceği belirtildi, ancak bu girişimden de sonuç çıkmadı.
2017'de İsrail Kültür Bakanı Miri Regev bir basketbol karşılaşması için geldiği Gaziantep'te, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile bir araya geldi. Şahin Gaziantep Hayvanat Bahçesi için Regev'den fil talep etti. Regev belki de şaka yollu olarak İsrail'in yazıt karşılığında Gaziantep Hayvanat Bahçesi'ne iki fil sağlayabileceğini ima ederek yanıt olarak tercümanlarına "Bir anlaşma yapacağız. Onlara filleri vereceğiz, onlar da bize Hizkiya'nın yazıtını verecekler." ifadelerini kullandı. Aynı yıl, Arap Dünyası Araştırma Merkezi başkanı Mehmet Tütüncü, Kanuni Sultan Süleyman'ın kayıp kitabesini 120 yıl sonra İsrail Devlet Müzesi’nin deposunda bulduğunu ve İsrail’in bu kitabeyi, İstanbul’daki Siloam Yazıtı ile takas etmek istediğini öne sürdü.
Mart 2022'de İsrail Devlet Başkanı İzak Herzog'un Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin ardından İsrail medyası, Türkiye'nin Siloam Yazıtını Osmanlı döneminden kalma eski bir şamdan ile takas etmeyi kabul ettiğini iddia etti. Fakat daha sonra Türkiye Dışişleri Bakanlığı haberleri yalanlayarak, yazıtın Osmanlı kontrolündeki Filistin topraklarında bulunduğunu, dolayısıyla Türkiye'nin gözünde üçüncü bir ülke olan İsrail'e iade edilmesinin söz konusu olmadığını belirtti. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yahya Coşkun, 2022'de İsrailli yetkililerin yazıt ile ilgili kendisiyle doğrudan iletişime geçtiklerini belirtti.
Binyamin Netanyahu 16 Eylül 2025'te, 1998'de Mesut Yılmaz ile görüşmesini tekrar gündeme getirdi. Yazıtın, Ölü Deniz Yazmaları hariç İsrail'de bulunan en önemli arkeolojik keşif olduğunu, Yılmaz'dan İsrail müzelerindeki binlerce Osmanlı eseri karşılığında yazıtın iade edilmesini talep ettiğini hatta fiyatının ne olduğunu bile sorduğunu söyledi. Netanyahu kendisinin ısrarlı tekliflerine karşılık Mesut Yılmaz'ın, "bunu yapamayacağını ve bir fiyatının olmadığını" ve "İstanbul'un Belediye Başkanı olan birinin başını çektiği büyüyen bir İslamcı taban var. İsmini biliyorsunuz. Türk halkının bu kesiminden, Kudüs'ün 2700 yıl önce Yahudi kenti olduğunu gösteren bir tableti İsrail'e vermemize tepki gelir" dediğini iddia etti. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu 18 Eylül 2025'te kaleme aldığı yazısında, cumhurbaşkanlığı kaynaklarının kendisine eserin, Kültür Bakanlığı'nın yanı sıra, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından da uluslararası düzeyde korunduğu bilgisinin verildiğini yazdı. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilisi, Siloam Yazıtının sergilendiği İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndeki ek binada üç yıldır restorasyon yapıldığını, bu nedenle bölümün kapalı olduğunu ve girilemediğini belirterek, kitabenin kaldırıldığı depoda sağlıklı bir şekilde korunduğunu açıkladı.

