suç

 

suç

Suç (İngilizce: crime), kanunlar tarafından yanlış veya zararlı olduğu için ceza tehdidiyle yasaklanan ve bazı durumlarda cezalandırılabilen davranış. Genel olarak suç, saptanan ve saptanamayan suçlar olarak ikiye ayrılır. Saptanamayan suçların gerçekleşip gerçekleşmedikleri belirsiz olduğu veya kanıtlanamadıkları için cezalandırılmaları söz konusu değildir.

Her suç adli mercîlere yansımaz, bu yüzden kanunî suç ve gerçek suç oranları arasında hep fark vardır. Örneğin sokaktaki iki kişinin birbirine hakaret etmesi kanunen suçtur ancak, ilgili kişilerin aralarındaki arkadaşlık bağı, şakalaşma vb. çeşitli saiklerle bunu ihbar etmemesi, bir kişinin çevrede kimse yokken vandallık yapıp kayıplara karışması veya tacize uğrayan şahsın korktuğu için şikâyette bulunmaması suçun karanlıkta kalmasına sebep olur.

Gerçek suçluluk ile bilinen suçluluk miktarları arasında bu farka "suçta karanlık alan" adı verilir. Ayrıca, hiçbir ülkedeki suç istatistikleri o ülkedeki gerçek suç dağılımını vermez; daha az suç işlenen bir ülkedeki ihbar sayısı, daha çok suç işlenen bir ülkedeki ihbar sayısından daha yüksek olabileceği gibi bu, daha az suç işlenen ülkenin gerçekte daha fazla suç işlenen ülkeden daha fazla suç işleniyormuş gibi görünmesine sebebiyet verebilir.

{tocify} $title={İçindekiler}

Hukuki süreç

Hukuki anlamda suç, bir toplumdaki hukuki kurumlar tarafından ceza veya güvenlik tedbiri yaptırımına bağlanmış fiildir. Suçu işleyen kişiye suçlu veya fail denir.

Hukukî anlamda bir kimsenin suçlu kabul edilebilmesi için suçun o kimse tarafından işlendiğinin hukukî süreçler sonucunda ispatlanması gerekir. Suçlu olabileceği düşünülen kişi "şüpheli", bir suçlama ile mahkemeye sevk edilen kişi "sanık" sıfatını taşır. Çoğunlukla ağır suçlar için yargıç kararı ile tutukevine alınan kişiye "tutuklu", yargılama süreci sonunda suçlu olduğu hükmüne varılarak cezalandırılan kimseye ise "hükümlü" (mahkûm) denir.

Suçun Unsurları

A. Maddi Unsur: Gözlemlenebilen bir davranıştır. Hareket ve Sonuç kısımlarından oluşur.

1. Hareket: Kişinin yaptığı iradi davranış şeklidir. (Sonuç hariç) Suçun başlangıç ve gelişme kısmıdır.

a) İcra (İcrai hareket): Kanunun yasakladığı bir hareketin doğrudan, aktif bir eylemle yapılması suretiyle işlenen suçlardır. Ör: Malın çalınması, adam öldürme…

b) İhmal (İhmali hareket): Belli bir davranışı yapmamaktır. “Savsama” da denir. Dolaylı bir biçimde suçu işlemektir. Gözlemlenebilen bir davranıştır. Ör: Gerekli önlemi almama nedeniyle inşaat kazazında işçinin ölmesi. İhmal cezayı ortadan kaldırmaz ama hafifletir. Yapmama davranış bilerek veya bilmeyerek olabilir. Ör: Hemşire yapması gereken iğneyi bilerek veya bilmeyerek yapmamışsa.

2. Sonuç: Suçun tamamlanmasıdır, aynı zamanda amacına ulaşıp ulaşmadığının bir ölçüsüdür. Örneğin ateş etti ama vuramadı, vurdu ama ölmedi…

B. Manevi Unsur: Suçlunun niyeti anlaşılmaya çalışılır. Ama bunun için yine somut delillerden hareket edilir. Örneğin, itiraflar, tanıkların ifadeleri gibi. Yorum yoluyla niyet çözümlenemez. Örneğin; sabıkalı bir hırsız için şüphe artsa da, maddi bulgu yoksa kesin o yapmıştır denilemez.

a) Kasıt: Bir suçun bilerek ve isteyerek, sonuçları hesaba katılarak işlenmesidir. Kişinin niyeti suçun işlenmesi yönündedir. (Kasıt = Bilme + İsteme)

- Bilme unsuru: Suçun kurucu unsurlarının fail tarafından bilinmesidir.

- İsteme unsuru: Suçun kalıbında meydana gelen fiili ve sonucu istemektir.

Suçu işleyen kişinin yaptığı davranışın Ceza Kanunu’na göre suç olup olmadığını bilip bilmemesi önemli değildir. Yaptığı davranışın karşı tarafa zarar vereceğini bilmesi ve bunu anlayacak zihinsel yetiye sahip olması yeterlidir. Zaten Türk Hukukunun her alanında geçerli olan bir ilkeye göre “Kanunu bilmemek mazeret değildir.”

Doğrudan Kasıt: Failin gerçekleşmesini istediği sonuçlara yönelmiştir. Sonuç failin istemiş olduğu sınırlar içinde kalmışsa doğrudan kast söz konusudur. Amacı zehirlemekti ve zehirledi.

Taammüd: Bilme ve istemeye ek olarak planlama, tasarlama, araç temini söz konusudur. Ayrıca soğukkanlılık veya kin vardır. Suçlununu suçu işlemedeki kararlılığını gösterir. Cezayı arttırır.

b) Taksir: Kelime anlamı kusurluluk demektir. Suçun bilmeden, istenmeden, sonuçları hesaba katılmadan işlenmesidir. Kişinin amacı suç değildir. Fakat yine de ceza ortadan kalkmaz, ama hafifler. Tedbirsizlik, dikkatsizlik, acemilik ve hukuka uymama sebebiyle, failin bilerek yaptığı bir hareketten istemediği bir sonucun meydana gelmesi taksiri ifade eder.

  • Bilinçsiz Taksir: Failin sonucu öngörmeden (tahmin edemeden) hareket ettiği durumdur.
  • Olası Kasıt (Dolaylı Kasıt / Bilinçli Taksir): Fail tarafından muhtemel olarak öngörülebilen sonuçlara ilişkin kasttır.

Sonucun gerçekleşmesini büyük bir ihtimal olarak görüyor ama başka bir sonucu düşünerek hareket ediyorsa Olası Kasıt vardır. Mesela birilerinin ölebileceğini bildiği halde şehir içinde havaya ateş etmek. Yani failin sonucu öngördüğü (tahmin edebildiği) fakat istemediği hallerde ortaya çıkar.

Teşebbüs: Teşebbüs suçun işlenmesinin denenmesidir. Hareketi sonuca götüren süreçtir. Ör: Zanlının ateş edemeden yakalanması. Buradaki suç adam öldürmeye teşebbüstür.

Açıklama: Yeni Türk Ceza Kanununda Eksik Teşebbüs ve Tam Teşebbüs farkı kaldırılmıştır. Yalnızca Eksik Teşebbüse yer verilmiştir.

- Tam Teşebbüs’te fail elinden gelen her şeyi denediği halde başarılı olamamıştır. Ör: İsabet ettirilememesi.

- Eksik Teşebbüste ise bazı şeyleri tam olarak gerçekleştiremediği için başarısız olmuştur. Ör: Tabancanın ateş almaması.

İlliyet (Nedensellik) Bağı: Hareket ile sonuç arasındaki bağlantıdır. Yasanın öngörmüş ve bu nedenle yasaklamış olduğu sonucun, failin hareketiyle oluşmuş olması gerekir. Bu bağ yoksa fail suçlanamaz. İşlenemez suçlar bu duruma örnektir.

İşlenemez Suç

Önceden mevcut fakat suçun işlenmesi sırasında failin bilmediği bir engel yüzünden sonucun meydana gelmesi imkansız ise işlenemez suç ortaya çıkar. Elverişsizlik nedeniyle suçun boşa gitmesidir. Bu suçlardan dolayı ceza verilemez.

- Hareketin elverişsizliği: Büyü ile adam öldürme iddiası. Telepati ile hakaret iddiası.

- Vasıtanın elverişsizliği: E-Mail ile veya telefonla zehir yollandığı iddiası.

- Konunun elverişsizliği: Yatakta vurulan kişinin aslında saatler önce kalp krizinden öldüğünün anlaşılması. (Korkudan kalp krizi geçirseydi, işlenebilir suç olurdu.)

Kaynakça

  • ALACAKAPTAN, Uğur. Suçun Unsurları, Sevinç Matbaası, Ankara 1970
  • DÜZGÜN, Nuri-Şerafettin ELMACI, Olası Kast-Bilinçli Taksir ve Taksirle İşlenen Suçlar, Adalet Yayınevi, Ankara 2007
  • İÇEL, Kayıhan. Ceza Hukukunda Taksirden Doğan Sübjektif Sorumluluk, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1967
  • İÇEL, Kayıhan-A. Hakan EVİK, Ceza Hukuku Genel Hükümler-II, Beta Yayınevi, İstanbul 2007
  • KUNTER, Nurullah. Suçun Kanuni Unsurları Nazariyesi, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1949
  • LAFAVE, Wayne R. Principles of Criminal Law, Thomson-West, St Paul-Minnesota 2003
  • MITSCH, Wolfgang. “Fahrlässigkeit und Straftatsystem”, Juristishe Schulung, Februar 2001
  • ÖNDER, Ayhan. Ceza Hukuku Genel Hükümler II-III, Beta Yayınevi, İstanbul 1992
  • ÖZGENÇ, İzzet. Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, Ankara 2013
  • SOKULLU-AKINCI, Füsun. “Ceza Hukukunda Kusurluluk,”Ceza Hukuku Günleri", Beta Yayınları, İstanbul 1998

Ayrıca bakınız

TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

1. isim Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış.

2. isim, hukuk Yasalara aykırı davranış, cürüm:

      "Casusluk suçundan yakalanıp müebbet hapse mahkûm olmadın mı?" - Refik Halit Karay

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski