dev

Dev, birçok farklı kültürün efsane, folklor, mitoloji ve masallarında yer alan bir doğaüstü yaratık.

Davud ve Câlût
Davud ve Câlût

{tocify} $title={İçindekiler}

Özellikleri

Genellikle insan görünümünde fakat anormal büyüklükte ve çok kuvvetli tasvir edilmiştir. Kadın veya erkek olabilir. Farklı bölgelerin mitolojilerinde kökenlerine dair farklı inanışlar vardır. Örneğin Hint-Avrupa mitolojilerinin çoğunda, kaos ile ilişkilendirilmiş lanetli bir ırktır ve yabani bir doğası vardır. Çoğunlukla tanrılarla arasında husumet vardır (örneğin, Yunan mitolojisindeki titanlar). Bazı hikâye ve efsanelerde insan yiyen canavarlar olarak da tasvir edilirler. Masallarda yaşadıkları yerler, genellikle mağaralar, ormanlar ve dağlardır.

Dünya kültürlerinde

Devlere pek çok kültürde rastlanır. Örneğin, "dev" kelimesinin kökeni Sanskritçede (Eski Hintçe) yer alır ve bu dilde asıl anlamı "tanrı" demektir. Deva tanrıları, Devi ise tanrıçaları adlandırmakta kullanılan bir sözcüktür. Bu kelime daha sonra Fars kültürüne geçmiştir ve günümüzdeki biçimiyle "dev" anlamını kazanmıştır.

Diğer halklarda da dev ve benzeri varlıklara rastlanır. Örneğin; Bulgar mitolojisinde, devlere İspolin adı verilir ve insandan önce dünyanın onların hâkimiyeti altında olduğu söylenir. Onlar dağlarda yaşayan ve sık sık çiğ et ile beslenen varlıklardır ve ejderhalara karşı savaşmışlardır. İspolinler kendisini zehirlediği için böğürtlenden çok korkar, bu yüzden bu bitki için kurbanlar sunar.

Osmanlı edebiyatında devler kötü niyetli yaratıklar olarak görünür. Şeytanlar gibi onlar da İblis'e tabidir. Şeytanların aksine devler, İblis hâlâ bir melekken, yeryüzünde cin ile zaten yaşadılar. Asi olarak kabul edilirler ve her zaman kendilerine söylenenin tersini yaparlar. Büyülü güçleri de vardır. Meleklerle cinler arasındaki savaşta sürgün edildiler. Bir kısmı İblis'e katıldı ve cehennem’e gitti. Diğer bir kısım ise dünyanın kenarına indirildi. Dünyaya döndüklerinde, kötü koku gelişlerini müjdeliyor. Pek çok hikâyede kahramanların ve peygamberlerin düşmanı olarak görünürler. Kesikbaş Destanı'nda Ali, kesik bir kafa ile karşılaşır. Kuran'ı okuyabilen Ali daha sonra adamın kafasını kesen devi yenmek ve adamı geri getirmek için cehenneme inmek zorundadır.

William Cody, otobiyografisinde Pawnee Kızılderililerinin bir efsanesinde gördüğü çok büyük kemiklerden bahseder. Kızılderililer bir bufalo kadar hızlı ve güçlü olan bu insanların eski çağlarda yaşadığını, günümüzdeki bir adamın üç katı büyüklüğünde olduklarını, tek elleriyle bir hayvanı tutup yiyebildiklerini söylerler.

Devlere, Semavi dinler olarak inanılan dinler ve diğer eski inançlarda da göndermeler yapılmıştır. Genellikle tasvir aynıdır; ilk insanın yaradılışından evvel yaşamış "Tanrı Oğulları" olarak bilinen ve tanrının insan oğullarıyla ilişkiye giren yedi meleğinden türemişlerdir. Hanok kitabına göre Nuh da doğduğunda bahsi geçen devlerle aynı özelliklere sahipti. Devler hakkında birçok araştırma ve az da olsa belgesel yapılmıştır. Birkaç mite göre de devler fazlaca büyük bir insan türüdür ve insanlar gibi yaşarlar. Bazı mitler (örneğin İskandinav mitleri) devleri savaşçı olduğunda ve kötü olduğunda hemfikirdir. Ancak bazı Yunan mitleri ise devlerin dağlarda yaşayan ve barışçıl, insanlarınkinden büyük şehirlere sahip bir ırktır der.

Ana Dev / Dev Anası

Masallarda dev anaları çok iri memeli olarak tasvir edilirler. Memelerinin birini sol omuzuna, birini sağ omuzuna atarlar. Kahraman gizlice gelip dev anasının arkasına attığı memesinden sütünü emer. Böylece dev anasının "oğlu" (veya "kızı") olur, dev anası da ona bir daha dokunmaz. Dev anaları masallarda olumlu karakterler olarak da yer alabilirler. Örneğin:

"Biraz dinlenmek için mağaraya girince köşede bir dev anası görmüş. Dev anası sağ memesini sol omuzuna, sol memesini sağ omuzuna atmış, hamur yoğuruyormuş."

Baba Dev / Dev Atası

Erkek devlerin çoğu yalnız başlarına, mağaralarda, altın köşklerinde ya da görkemli saraylarında yaşarlar. Genellikle kötü karakterli olarak betimlenirler. İnsanlara daima kötülük yapar, zarar verirler. Kahramanın başarması gereken işlerin önündeki en büyük engel çoğu zaman bu devlerdir. Kahraman genellikle devlerin aptallığından veya akılsızlığından yararlanarak onları yener. Bu durum Türk folklorunda olduğu kadar Yunan, Avrupa ve Hint efsanelerinde de aynıdır. İngiliz halk edebiyatında devlerin bazılarının aptallığından bahsedilir. Bazen de onların zaaflarından yararlanılır. Örneğin:

"Yukarı çıkar, bir kapıyı açar. Bir de ne görsün; yarı belinden yukarısı çıplak, kocaman bir dev. Kız hemen koşar; "Babacığım" diye devin boynuna sarılır, ellerini öper. Dev kıza der ki: Kız eğer sen bana babacığım demeseydin ben seni hemen burada yerdim. Şimdi sen benim evladım oldun."

Ayrıca bakınız

  • Emegen
  • Kiklop
  • Patagonlar
  • Tepegöz
  • Titan
  • Yalmavuz

TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

Farsça dīv

1. isim Korkunç, çok iri ve olağanüstü güçlü masal yaratığı:

      "Abdülhak Hamit Bey, fevkalbeşer bir devden daha güzel bir mahluktur." - Yahya Kemal Beyatlı

2. sıfat Olağanüstü irilikte olan:

      "Dev vücudu içinde bir genç kız hassasiyeti taşıyor." - Yusuf Ziya Ortaç

3. sıfat, mecaz Çok büyük, çok önemli:

      Dev şirketler. Dev bir yazar.

Kelime Kökeni

Farsça dīv veya dēv ديو  "Fars mitolojisinde kötü ruhlu efsanevi yaratık, cin" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Orta Farsça (Pehlevice veya Partça) aynı anlama gelen dēv sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Farsça aynı anlama gelen daiva- sözcüğünden evrilmiştir. Eski Farsça sözcük Avesta (Zend) dilinde daēva- "Zerdüşt inancında kötülük tanrısı, şeytan, cin" sözcüğü ile eş kökenlidir. Avestaca sözcük Hintavrupa Anadilinde yazılı örneği bulunmayan *deiwos "tanrı" biçiminden evrilmiştir. Bu biçim Hintavrupa Anadilinde yazılı örneği bulunmayan *dyeus "gün, güneş, güneş tanrısı" kökünden türetilmiştir.

Tarihte En Eski Kaynak

dīv [ Aşık Paşa, Garib-name (1330) ]

Bu kaynak kayıtlara geçmiş ve dev kelimesinin kullanıldığı yazılı ilk kaynaktır. Kullanımı daha öncesinde sözlü olarak veya günlük hayatta yaygın olabilir.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski