İlah

 

İlah

ʾİlāh (Arapça: إله; çoğul: آلهة ʾālihat), "tanrı" ile aynı manaya gelen bir Arapça terimdir. Dişil varyantı İlaha dir ve bu Tanrıça ile eşanlamlıdır. Dinsel inanışlar tarafınca mukaddes görülen ve tapınılan metafiziksel bir varlıktır. İlah kelimesi İslamik ritüellerde sıkça kullanılır: ezan, kelime-i şehadet.

{tocify} $title={İçindekiler}

Etimoloji

İlah terimi Semitik asıllıdır ve Kenan'ın babatanrısı El` bazlı türetilmiştir. Zamanla Türkçede Tanrı sözüyle ifade edilen "tapınılan kutsal varlık" olarak "cins isim" şekline dönüştüğü düşünülmektedir.

Aynı kökten kelimelerin tarihi sami ırklar olarak bilinen Ugaritlerde ʾil, çoğ. ʾlm; Fenikelilerde ʾl çoğ. ʾlm; İbranilerde ʾēl, çoğ. ʾēlîm; Aramilerde ʾl; Akadlarda ilu, çoğ. ilānu şeklinde görülebilir. Ayrıca Elah, Eloah veya Elohim (çoğ.) gibi kullanışlara sahiptir. El ve İl kelimesi Cebrail (Gabriel), Mikail (Michael), İsmail (Ishmael), Emmanuel gibi semitik kökenli birçok ismin (isim tamlası) içinde ilah anlamında geçmektedir.

İsmail Hakkı Altuntaş Allah ve İlah kelimesinin kökenleri hakkında şu ifadeleri kullanmımıştır: "Allah kelimesinin köken itibarıyla Arapça Tanrı anlamına gelen ‘İlah’ dan türetilmiş olduğu bunun Arapça, İbranice, Aramice ailesinin bulunduğu Sami dillerin ortak kullanımı olan El/İl den türetilmiş olduğu daha kabul edilebilir bir görüştür. Aramca-Süryanice konuşan İsa da Tanrı'ya Eli diyordu. Aramca ifadeyle İsa son nefesinde şöyle diyordu; “Eli, Eli, lama şevaktani” Yani, ‘Tanrım, Tanrım beni neden terk ettin?”."

Al-İlah

İslam öncesi Araplar; Arap toplumu Kabe'de 360 tane puta tapıyordu, bunlardan en güçlüsü ve en yükseğe koydukları ilah ay tanrısı olan Al-İlah (El-İlah) idi. İslam öncesi Araplara göre Al-İlah “Dünyanın yaratıcısı, havadan yağmur indirici, yerden dane çıkarıcı ve Kabe'nin efendisi” idi. Al-İlah'ın üç adet kızı bulunmaktaydı: El-Lât, El-Uzzâ, El-Manât.

Ay Tanrısı değişik kabilelerde Sin ve Hubal gibi isimlerle anılırdı. Kureyş'teki adı ise Al-İlah idi. Kabe MÖ 800'lü yıllarda “Al-İlah'ın evi” olarak anılmaya başlanmıştır. “Al-İlah” kelimesi İslam öncesi Arap şiirlerinde de yaygın olarak kullanılmıştır.

Dilbilimciler “Allah” kelimesinin “Al-İlah”tan türediğini söylemişlerdir. Zamanla El ilah birleşik olarak Allah şeklinde (idgam) söylenmeye başlanmış ve Arabistanda tektanrıcılığın gelişimine paralel olarak kelimeye daha soyut anlamlar yüklenmiştir. Türkçeye Arapçadan geçmiştir.

Türkçede İlah karşılığında cins isim olarak Tanrı, İngilizcede "Deity", Fransızcada ise "Déité/Divinité" kullanılır.

Kenan'ın yaratıcı baştanrısı El'in yaldızlı heykeli, İ.Ö. 1400-1200 Megiddo.
Kenan'ın yaratıcı baştanrısı El'in yaldızlı heykeli, İ.Ö. 1400-1200 Megiddo.

Kelime Kökeni

Arapça Alh kökünden gelen ilāh إلاه  "tanrı" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük İbranice aynı anlama gelen ˀelōah אלוה  sözcüğü ile eş kökenlidir.

Tarihte En Eski Kaynak

[ Atebet-ül Hakayık (1300 yılından önce) ]

Bu kaynak kayıtlara geçmiş ve İlah kelimesinin kullanıldığı yazılı ilk kaynaktır. Kullanımı daha öncesinde sözlü olarak veya günlük hayatta yaygın olabilir.

İlahlara tapınmanın tarihçesi

Arkeolojik araştırmacılar Tarih öncesi dini inanç ve törenlere işaret eden bir takım tarih öncesi mağara resimlerinden tarih öncesi dini inançlara dönük çıkarımlarda bulunmuşlardır.

Bazı çizimler hayvan, avcı ve törenlere işaret etmektedir. 25-28.000 yıllık Willendorf Venüsü tarih öncesi bir tanrıça figürü olduğuna yorumlanan bir heykelciktir.

Çok eski çağlarda insanlar, hayallerinde yarattıkları bir takım varlıklara taparlar, bunlardan güç ve yardım umarlardı. Bilimsel araştırmalara göre; insanlar tapındıkları Tanrıları ilk önce hayallerinde yaratmışlardır.

Tanrı (İlâh) olarak benimsenen ve tapılan resim (ikon), heykel, taş, mozaik, ağaç, obje, sütun, nesne vb. biçimsel sembollere “Put” denir. İlkçağlarda insanlar; tabiatın çeşitli görünümlerini kişileştirdikten sonra onları biçimsel olarak tasarladılar ve bu tasarımlarını kaya resimleri, mozaik, duvar süslemeleri, ikonlar vb.resimlere ve heykellere aktararak somutlaştırdılar.

Mezopotamya bölgesinde pişmiş topraktan yapılmış birkaç santimetre boyunda küçük tanrı heykelcikleri MÖ 3000’li yıllara tarihlenir. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yapılan kazılarda (Mesela; Kültepe) çok eski çağlara ait 20 cm çapında yuvarlak putlar bulunmuştur. Bu putçuklar genellikle kişisel tapınmalarda kullanılan ilahlar idi. Bu İlahların Mısır, Hint, Japon, Yunan, Roma, Maya, İnka medeniyetlerinde dev cüsseli Tanrı heykellerine, sütunlara dönüştükleri bilinmektedir.

Tanrılar için sonraki dönemlerde büyük tapınaklar yapıldığı, kült merkezlerinin baştanrılar etrafında örgülendiği bilinmektedir. Zaman içerisinde Marduk, Aton gibi baş tanrılar diğer tanrıların isim ve fonksiyonlarını da üzerlerine almış ve MÖ 2000'li yıllarda tek tanrıcılığa giden yolda adımlar atılmıştır.

Yahova örneğinde ise tek tanrıcılığa gidişin öyküsü Şöyledir; En eski Tevrat kayıtlarında O düşmanlarına karşı İsrailoğullarına Gökteki ordusuyla yardım eden bir yakın doğu "savaş tanrısı"dır. Daha sonra Krallığın ulusal tanrısı olmuş, zaman içerisinde Kraliyet konseyi ve tapınak tarafından daha önce değişik tanrı ve tanrıçalara atfedilen bütün pozitif değerleri üzerinde toplayan evrensel tanrı olarak ilan edilmiştir. MÖ 6. yüzyıl Babil sürgünü sonrasında ise diğer tanrıların varlığı reddedilerek Yahova bütün evrenin Yaratıcısı ve dünyanın gerçek tanrısı olarak öne çıkarıldı.

Yehud Medinata'nın Pers bölgesinden bir drahmi, büyük olasılıkla Yahve'yi kanatlı ve tekerlekli bir taht üzerinde resmediyor.
Yehud Medinata'nın Pers bölgesinden bir drahmi, büyük olasılıkla Yahve'yi kanatlı ve tekerlekli bir taht üzerinde resmediyor.

Tek tanrılı dinler ortaya çıkınca, insanlar en kutsal varlık olarak tanıdıkları Tanrı’yı put biçiminde görmekten vazgeçmişlerdir. Ama şurası bir gerçek ki, bu ilâhi dinlerde (İslamiyet, Hristiyanlık, Musevilik) eski pagan inançlarının izleri bugün bile görülebilmektedir. Orhan Gökdemir tek tanrılı dinlere gidişi bir dinde sadeleşme ve devrim hareketi olarak nitelendirir. Bu devrim eski dini anlayışları dümdüz ederek yıkar. Ancak başlangıçta görülen hızlı bir yıkım sonrasında devrim yavaşlar ve eski pagan inançlar yeni kimliklere bürünerek yeniden ortaya çıkarlar. Musevilik, İsevilik ve Muhammedilik kurucuları kadar bu karşılaşmanın da ürünü olan dinlerdir.

Tek tanrılı dinlerde eski ilahların bir kısmı melek, cin, şeytan, aziz ve peygamberlere dönüştürülmüşlerdir. Yeniden kurgulanan mitolojik anlatımlarda Sümerlilerin eski tanrılarının tek tanrılı dinlerde Hızır, İlyas gibi peygamberlere ya da azizlere, velilere ve hatta meleklere, cinlere dönüştüğü görülebilmektedir.

İlahların isimleri

Dünya dinlerinin ve mitolojilerinin ilahlarının özel isimleri vardır. Yunan Tanrısı Zeus, Arap Tanrıçası El-Uzzâ, Tengricilik'te Tengri, Musevilik'te Elohim, hem Musevilikte hem Hristiyanlık'ta Yahveh, İslam'da Allah, Zerdüştlük'te Ahura Mazda ile Yezdânizm'deki Yezdân bunlara örnek gösterilebilir.

Zeus, Yunan Tanrısı
Zeus, Yunan Tanrısı

Ayrıca bakınız

  • Türk ve Altay mitolojisinde tanrı
  • Çoktanrıcılık'da tanrı: Panteon
  • Tengricilik'te Gök Tanrı
  • Zerdüştlük'te tanrı
  • İlahi varlıklar listesi
  • Hristiyanlık'ta tanrı
  • Yahudilik'te tanrı
  • Budizm'de tanrı
  • İslam'da tanrı

TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

İlah

isim, özel, din bilgisi, (ila:hı, l ince okunur), Arapça ilāh

Tanrı.

ilah

(ila:hı, l ince okunur), Arapça ilāh

1. isim Bir alanda yaratıcılığı ile hayranlık uyandıran, çok beğenilen, çok tutulan kimse:

      Müzik dünyasının ilahı. Moda ilahı.

2. isim, din bilgisi Çok tanrıcılıkta tanrı.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski