belde

 

belde

Belde (kelimenin tam anlamıyla "kasaba" anlamına gelir), Türkiye Cumhuriyeti'nin idari yapılanmasında yönetsel açıdan köy ile ilçe arasında, bucaktan aşağı ya da eşiti bir konumda yer alan yerel yönetim birimine verilen ad.

Mülki idare bölünüşü içinde görev alan kentsel yerleşmelere il merkezi, ilçe merkezi unvanları verilmektedir. Mülki idare bölünüşü içinde il merkezi, ilçe merkezi görevi alamamış belediye örgütlü yerleşmelere yerel yönetimle ilgili bir yönetsel statü kazandırılarak belde unvanı verilmiştir. Siyasi partilerin ülke düzeyinde teşkilatlanmaları, seçime katılacakları il ve ilçe merkezlerinde “il teşkilatı”, “ilçe teşkilatı” şeklinde olurken; il merkezi, ilçe merkezi durumunda olmayan, belediyesi bulunduğu için belediye başkanlığı seçimleri yapılan yerleşmelerde ise “belde teşkilatı”adıyla olmaktadır. Aslında belde, şehir anlamında Arapça bir sözcük olup, genelde tüm belediye örgütlü yerleşmeleri (il merkezlerini, ilçe merkezlerini ve belde denilen yerleşmeleri) kapsamaktadır. Gerçek anlamıyla uyuşmasa da Türkiye'nin yönetsel sistemi içerisinde yerel yönetimle ilgili bir terim olarak yer almaktadır.

Beldeler jandarma gücü dışında olmaksızın yargı ve yürütme birimlerinin olmadığı ama sadece belediye teşkilatının olduğu yerleşim birimleridir. Beldelerde ve bucaklarda bir Mülki İdare Amiri bulunmamaktadır.

Günümüzde mülki ve mahalli idare açısından bucak merkezi ve kasaba belediyesi olarak ikiye ayrılan beldelerin günümüzdeki toplam sayısı 394'tür.

belde kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

Arapça belde

1. isim ► kasaba.

2. isim, mecaz Bir şeyin yaşandığı veya yaşatıldığı yer:

      "Bugün toz hâlinde sallanan bu iklim, asırların uykusundan, bunca sanat beldeleri gibi bir gün sıyrılacak." - Yahya Kemal Beyatlı

Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü -

hlk. Hayvanlarda göğsün ön kısmındaki bölge.

Kelime Kökeni

Arapça bld kökünden gelen baldat بلدة  "şehir, vilayet, devlet" sözcüğünden alıntıdır. Daha fazla bilgi için belediye maddesine bakınız.

Tarihte En Eski Kaynak

[ Neşrî, Kitab-ı Cihannümâ (1492) ]

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski