Bilmece, bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma. Bilmecelerde sorular; betimsel bir düzey içinde abartılarak, kavram tersine çevrilerek ve değiştirilerek oluşturulur. İfade bir "soru cümlesi" olmak zorunda değildir. Bilmeceler birkaç kelimeden oluşan bir tümce halinde olabildiği gibi beyitler veya kıtalar halinde de olabilir. Pek çok bilmece tekerleme hâlindedir. Tüm bunlara ek olarak bilmeceler içinde birden fazla soru içerebilir ve çoklu cevaba sahip olabilirler.
"Küçücük fıçıcık, içi dolu turşucuk" Türkçede oldukça popüler bir çocuk bilmecesidir. |
{tocify} $title={İçindekiler}
Tarihi
Bilmeceler tarihi, antik Mısır ve Yunanistan gibi eski medeniyetlere kadar uzanır. Örneğin, Mısır'daki piramitlerin duvarında yer alan yazıtlarda, Mısır'da yaşamış olan insanların dil becerilerini test etmek için kullanılan bilmeceler bulunmaktadır.
Ayrıca, Yunanistan'da da bilmecelerin kullanıldığı görülmektedir. Örneğin, Platon'un "Gorgias" adlı eserinde, bir bilmece olarak bilinen "tanrıların tahtı" örneği verilmektedir. Bu örnek, tanrıların tahtının üzerinde dört kuş bulunduğunu ve bu kuşların ikisi gelecekteki olayları, diğer ikisi de geçmiş olayları gördüklerini anlatmaktadır.
Bilmeceler, tarih boyunca insanlar tarafından yüzyıllardır kullanılan bir dil oyunudur ve eski medeniyetlerden bu yana farklı formlarıyla bulunmaktadır. Bilmeceler, dil becerilerini ve zihinsel yeteneklerini test etmek için kullanılır ve eğlence amaçlı olarak da kullanılır. Ayrıca, bilmeceler, insanlar arasında bilgi paylaşımı için de kullanılabilir ve bu nedenle tarih boyunca önemini koruyan bir dil oyunudur.
Örnekler
- Yerde turuncu çivi (havuç)
- İki camlı pencere / Bakıp durur her yere. (gözlük)
- Dal üstünde kilitli sandık. (ceviz)
- Varma sakın yanına, on parmağın bal olur. / Tutar isen yavaş tut, İki elin kan olur. (karadut)
- Pazardan aldım bir tane / Eve geldim bin tane. (nar)
- Çam ağacını oyarlar / İçine nağme koyarlar / Ağlama tintonum ağlama / Şimdi kulağını burarlar. (bağlama)
- 3 tane E kelimesi ile başlayan meyveler vardır. / İlk ikisi yenir biri yenmez. (Elma, Erik, EVLAT)
- Ağzı var odun yutar, bacası var duman tüter. (Soba)
- Ağzı var dili yok, nefesi var canı yok, derisi var kanı yok. (Balon)
- Sıra sıra odalar, birbirini kovalar. (Tren)
- Kar gibi beyaz, gece gibi siyah, yemesi haram, içmesi helal, erkekler günde 3 defa görür kızlar ömründe bir defa görür. (Kar gibi beyaz olan kefendir gece gibi siyah olan şey ise kabirdir. Yemesi haram içmesi helal olan şey ölüm şerbetidir. Erkekler günde 3 kere cenaze namazına katılabilir ama kadınlar ömürlerinde 1 kere cenaze namazına katılabilir o da kendi cenaze namazlarıdır.)
bilmece kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
1. isim Bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun; muamma:
"Karşılıklı bilmece sormaya dayanan seyirlik oyunlar da vardır." - Metin And
2. isim, mecaz Bilinmeyen şey; muamma:
"Basit cümleleri bile anlamak güç olurken istihza bir bilmeceye döner." - Abdülhak Şinasi Hisar
Halkbilim Terimleri Sözlüğü - 1978
İngilizce: riddle, Fransızca: devinnette, Almanca: Rätsel
Toplantılarda, bireylerin bir eğitim, öğretim, eğlence ve ussal gelişim aracı olarak, geleneksel yöntemler uyarınca, birbirlerine sorarak yanıt istedikleri nesne, canlı ya da doğaüstü varlıklarla ilgili evrensel soru tipine verilen ad. (Uzun bir evrimin izlerini taşıyan bilmecelerin temeli çözümlenebilir bir yapıya dayanmaktadır. Bu nedenle bilmecelerde sorular; betimsel bir düzey içinde abartılarak, tersine çevrilerek, değiştirilerek açıklanmaktadır.) bk. Oedipus bilmecesi, kutsal kitap bilmecesi, yapma bilmece, koşuklu bilmece, gerçek bilmece.
Yazın Terimleri Sözlüğü - 1974
Türkçe: muamma, Fransızca: devinette
1. Adları, kavramları, değişik söyleyişler, anlatışlar içinde gizleyen, divan çağı söz oyunu. Ör. IV. Murat'ın bilmecesi / Bir kal'a-ı muallaka içinde oldu derya / Ol kal'anın içinde bir balık eylemiş ca / Tutar ağzında balık bir gevher-i yegane / Durdukta gevher anda balığı eyler ifna / Attı (Murat) bu nazmı meydan-ı şairana / Her kim dilerse mansıp fethede buna rana. / Çözümü şöyle olmuş; (Kandil) kal'a şahım (rugan) içinde derya / Balık (fitil) oluptur içinde eylemiş ca / Oldu (alev) ağızda bir gevher-i yegane / Durup yanında her şep balığı eyler ifna / Va'd eylemişsin ey şah kâşiflere inayet / Çavuşluk ve zeamet ister (CİHADİ) saha / 2. Ortak halk yazını türlerinden biri olup, bir nesnenin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o nesnenin ne olduğunu, dinleyene bırakan bir söz dizini; küçük ve hafif muamma (uyaklı ve düzyazı biçimleri vardır). Ör. / Bir tas yoğurdum var; yarısı ak yarısı kara. (Göz) / Sarı tavuk dalda yatar, dal kırılır yerde yatar. (Ayva)
Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü - 1948
Türkçe: Lügaz, Fransızca: Devinette
Kapalı bir şekilde söylenerek ve ondan ne kastedildiği sorularak yapılan söz oyunu.