bilmek kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
bilmek, -ir
1. nesnesiz Bir şey hakkında bilgi sahibi olmak, öğrenmiş bulunmak:
"Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu." - Adalet Ağaoğlu
2. -i Bir şeyi anlamak, onun farkına varmak, gerçeğine ermek.
3. -i Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak:
"Yani kısacası bu mükemmel dilimizi kimse bilmez, okumaz." - Burhan Felek
4. nesnesiz Beceri ve ustalık isteyen bir işten anlıyor ve o iş elinden geliyor olmak:
"Dikiş ve ütü bilir, çay servisi yapabilir." - Y. Öztuna
5. nesnesiz Birini veya bir şeyi özelliklerinden tanıyıp çıkarmak:
"Kadıncığım aç. Ben geldim. Bilemedin mi?" - Hüseyin Rahmi Gürpınar
6. nesnesiz ► sanmak.
7. -i Sorumlu kabul etmek, muhatap kabul etmek:
Ben arkadaşını bilmem, seni bilirim.
8. nesnesiz Bir şeyi yapmaya yeteneği olmak:
"Sevmeyi bilmek, sevebilmek de bir hüner, bir mutlu Allah vergisiydi." - Sâmiha Ayverdi
9. nesnesiz Birinin, bir şeyin veya bir olayın tanıtılan veya belirtilen biçimde olduğunu düşünmek:
"Bilirim yaşamaz güneşte / Bilirim yaşamaz yan yana aşkla / Ne haksızlık / Ne korku" - Necati Cumalı
10. -i İşine gelmek, uygun bulmak:
Mal almasını bildi de parasını vermeyi mi bilmiyor?
11. nesnesiz Bir dili kullanabilmek:
Müdüre İngilizce bildiğimi söyledim.
12. -i Öyle olduğunu kabul etmek:
Teşekkürü borç bilirim.
"Bütün insanları kardeş biliyorum." - Cahit Sıtkı Tarancı
13. nesnesiz, dil bilgisi -a / -e eki almış bir fiilin sonuna gelerek fiilin bildirdiği işi yapma gücünde bildiren birleşik fiiller oluşturur:
Anlayabilmek. Gidebilmek. Kapayabilmek. Yazabilmek.
14. nesnesiz, dil bilgisi Olumsuz şekli bazı mastarlardan sonra kullanıldığında iş ve hareketin geciktiğini, uzun süre yapılmadığını veya bir türlü olmadığını ifade eder:
"O melodram ve romantiklik bana sindi. Yılmaz Güney'in Umut (1970) filmini seyredene kadar da gitmek bilmedi." - Başak Deniz Erdoğan-Ayşegül Oğuz
Ruhbilim Terimleri Sözlüğü - 1974
Türkçe: haberdar olmak, İngilizce: know
Herhangi bir şeyi, başka şeylerden ayırmaya yarayacak biçimde öğrenmiş olmak.
Kelime Kökeni
Arapça mlw kökünden gelen imlāˀ إملاء "dikte etme, yazı yazdırma" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice mlē מל "1. dolu, 2. herekeli yani sesli harfleri bildiren noktaları doldurulmuş yazı" sözcüğünün ifˁāl vezni (IV) masdarı olabilir; ancak bu kesin değildir. Bu sözcük Aramice/Süryanice #mly מלי "doldurma" kökünden türetilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
[ Mukaddimetü'l-Edeb (1300 yılından önce) ]