vurmak kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
vurmak, -ur
1. -e Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere veya bir kimseye hızla çarpmak; çakmak, geçirmek, inmek:
Masaya vurmak. Birinin başına vurmak.
2. -i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak:
"Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara giriyor." - Refik Halit Karay
3. -e Etkisi bir yere kadar ulaşmak:
Su dışarı vurdu.
4. -e Duyulmak, hissedilmek.
5. -e Üzerinde görünmek, üzerine düşmek, yansımak, aksetmek:
"Yıkık damından içeriye parça parça güneş vurur." - Refik Halit Karay
6. -e Olumsuz yönde etkilemek:
Kriz kitap dünyasını da vurdu.
7. -e, -i Hızla değmek, çarpmak:
Arabalar aniden birbirine vurdu. Ayağını güm güm yere vurarak...
8. -e Bir yere bir şey sürmek:
Duvara boya, tahtaya cila vurmak istedi.
9. -e Takmak, koymak, bağlamak:
"Seni buradan ellerine kelepçe, ayaklarına zincir vurup öyle götürecekler!" - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
10. -e Bağlamak, ilişkilendirmek:
"Bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığına vurarak etrafını alırlar." - Refik Halit Karay
11. -e Olduğundan başka biçimde görünmek:
Deliliğe vurmak.
12. nesnesiz Batıcı veya kesici cisimleri saplamak, kakmak:
Bıçak vurmak.
13. nesnesiz Uygulamak, basmak, koymak:
Damga vurmak.
14. -e Ses çıkarmak, ses vermek, çalmak.
15. -i Amaçladığı şeye rast getirmek.
16. -i Silahla yaralamak, öldürmek:
"Bir gün kızı kurtarmışlar, ayıyı vurmuşlar." - Halide Edip Adıvar
17. -e Dokunmak, hasta etmek:
"Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden." - Nâzım Hikmet
18. nesnesiz Soğuk, dolu vb. ürünlere zarar vermek:
"Dolu, bu yıl ekinlerin çoğunu vurmuş." - Fikret Otyam
19. nesnesiz Kalp atmak, çarpmak:
Kalbi öylesine kopacakmış gibi vuruyordu.
20. -e Piyango vb. çıkmak, isabet etmek.
21. -i Desteklemek, dayamak:
Akşam olunca kapının desteğini vurduk.
22. -e Koymak, yerleştirmek:
"Hamalın biri sırtına koca bir ayna vurmuş götürüyordu." - Haldun Taner
23. -e Bir şeyi başka bir şey üzerine koymak.
24. -e Tavla oyununda pulu kırmak.
25. -e, mecaz Manevi olarak yaralamak.
26. -e, argo İçki içmek.
27. -e, argo Kadeh tokuşturmak.
28. -i, argo Herhangi bir biçimde haksız yoldan para almak, soymak:
Birinin on milyon lirasını vurmak.
29. -e, -i, matematik Çarpma işlemini yapmak:
İkiyi dörde vurursak sekiz eder.
Kelime Kökeni
Arapça mlw kökünden gelen imlāˀ إملاء "dikte etme, yazı yazdırma" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice mlē מל "1. dolu, 2. herekeli yani sesli harfleri bildiren noktaları doldurulmuş yazı" sözcüğünün ifˁāl vezni (IV) masdarı olabilir; ancak bu kesin değildir. Bu sözcük Aramice/Süryanice #mly מלי "doldurma" kökünden türetilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
[ Mukaddimetü'l-Edeb (1300 yılından önce) ]