Dilbilim, dil bilimi, lengüistik ya da lisaniyat; dilleri dilbilgisi, sözdizim (sentaks), ses bilgisi (fonetik), sesbilim (fonoloji), biçimbilim (morfoloji) ve edimbilim (pragmatik) gibi çeşitli yönlerden yapısal, anlamsal ve bildirişimin çıkış bağlamını temel alarak sözlerin gönderimlerini ve iletişimde dilin yaptırım gücünü inceleyen bilim dalıdır.
Genel dil bilim (ya da kuramsal dil bilim), dillerin yapılarını (dilbilgisi) ve anlamlarını (anlambilim) inceler. Dilbilgisinin incelenmesi, biçimbilimi (kelimelerin oluşumu ve değişimi) ve sözdizimi (sözlerin kelime öbeği veya cümle oluşturmak için bir araya getirilmesi ile ilgili kurallar) kapsar. Dili sesler aracılığıyla ifade etmek için kullanılan sistem olan sesbilim de dil bilimin bir alt dalıdır. Dil bilim, genelgeçer dil niteliklerini bulmak ve gelişimleri ile kökenlerini açıklamak için dilleri karşılaştırır (karşılaştırmalı dil bilim) ve dillerin tarihleri üzerinde araştırma yapar (tarihsel dil bilim). Sesbilim, dil bilimin bir dalı olarak, seslerin üretilişi, hareketi ve algılanışını inceler. Sosyal bir bilim olan dil bilim ile doğa bilimlerinden fiziğin ilişkilendirilebileceği bir nokta, sesbilimdir. Uygulamalı dil bilim, dil bilimsel teorileri, yabancı dil öğretimi, konuşma terapisi, çeviri ve konuşma bozukluğu gibi alanlarda uygulamaya geçirir.
![]() |
| Röntgen cihazı ile çekilmiş bir görüntü. Çeşitli ünlü seslerin söylenimi sırasında ağzın hareketleri gösterilmiştir. |
Tarihi
Antik Çağ'ın başlarında Hindistan'da dinî metinlerin yorumlanması ve Yunanistan'da filolojiye hazırlık gibi farklı amaçlardan dolayı dille ilgilenilmiştir. Dil bilim tarihi, Antik Çağ başlarındaki halinden, çok sayıda alt alana sahip modern ve bağımsız bir bilim olan günümüz dil bilimine kadarki süreyi kapsar. Bu süreç içerisinde; son zamanlarda gerçekleşen özellikle 19. yüzyılda Hint-Avrupa dil ailesinin tespit edilmesi, 20. yüzyılda Ferdinand de Saussure tarafından yapısalcılığın kurulması ve 20. yüzyılın ortalarından bu yana Noam Chomsky sayesinde üretici dilbilgisinin geliştirilmesi en önemli dil bilimsel gelişmeler arasında sayılabilir.
Modern dil bilim olarak da bilinen dil bilim, insan dilini farklı yaklaşım biçimlerinde araştıran ve birçok bilim alanından yararlanan bir bilimdir. Dili bir sistem olarak gören dil bilimsel araştırmaların genel içeriği; dilin ögeleri, dilin birimleri ve bunların anlamlarıdır. Dil bilim; dilin oluşumu, kökeni ve tarihi gelişimiyle; dilin yazılı ve sözlü iletişimdeki çok yönlü kullanımıyla; dilin algılanması, öğrenilmesi ve telaffuzuyla, ayrıca olası ortaya çıkabilecek dil bozukluklarıyla ilgilenir.
Batı dillerinde bu bilim sahasının ismi "dil, lisan" anlamındaki Latince lingua kelimesine dayanır. Almancada Linguistik, Fransızcada linguistique, İngilizcede linguistics terimleri 18.-19. yüzyıllarda ortaya çıkmıştır. Bu terim, dil incelemelerindeki yeni bir yaklaşımı geleneksel filolojiden ayırmak için ele alınmıştır. Filoloji öncelikle dilin yazılı metinlere yansıyan tarihsel gelişimiyle ilgilenir. Çalışma alanı kültür ve edebiyattır. Dil bilim de yazılı metinlerle ve dilin zaman içindeki değişimiyle ilgilenmekle birlikte, konuşulan dillere öncelik tanır, dilin belli bir tarihsel andaki yapısını çözümler.
Cenevreli dil bilimci ve göstergebilimci Ferdinand de Saussure (1857–1913) "dil" kavramına ilişkin köklü ve uzun süredir dil bilimi etkileyen bir görüşe sahiptir. Bunun nedeni biçimsel yapı olarak dil – Saussure bunu langue (yapı/sistem) olarak adlandırır – ve somut kullanılan dil arasında – bunu da parole (söz) olarak adlandırır – yapmış olduğu ayrımdır. Langue, bir dil topluluğuna ait konuşmacının kafasında mevcut olan teorik, anlaşmalı bir sistemdir. Parole ise özel zamanlarda konuşmacılar tarafından güncellenmiş dildir. Bunun yanında dilsel ögeler her kullanım durumuna göre farklı bir anlam kazanabilir. Bu sebeple parole dilin içeriği, langue ise dilin biçimi olarak ayrılır.
De Saussure, dilde iki yönlülük fikrini ortaya atan ilk kişi değildir. Daha önce Hermann Paul de aynı şekilde Dil Tarihi Prensipleri kitabında bunu ifade etmiştir. Paul kitabında bir kelimenin normal anlamından, yani alışılagelmiş kendi anlamından bir de nedensel anlamından, yani her bir dilin olasılıklarından kaynaklanabilecek anlamlarından söz etmektedir. Hem tarihçi ve dil bilimci olan Paul, hem de yapısalcı Saussure nedensel, başka bir deyişle durumsal olarak ortaya çıkan dilin normal anlamı, yani "langue"a ait teorik dil sistemini etkilediğini ve böylece değişikliklerin meydana gelebileceğini ve bunun da dil değişimlerine açıklık getirdiğini tespit etmişlerdir.
Dille ilgili bu ikilemli görüş üretici dilbilgisi modelinde ve özellikle de Noam Chomsky (1928) tarafından kurulan dönüşümsel dilbilgisinde ortaya koyulmuştur. Chomsky'nin modelinin farkı, Paul'unki gibi tek tek kelimeler ya da Saussure'ünki gibi dilsel sistemi esas almamasındadır. Chomsky daha çok biyolojik nedenlerle ilgilenir ve "dil yetisi" (linguistic competence) ve "dil edimi" (linguistic performance) ayrımını ön plana çıkarır. Dil yetisi, özel bir dil sistemine sahip olabilmek için ana dil edinimi (language acquisition) sürecinde kazanılmış yeteneklerdir. Bu yeteneklerin edinimini biyolojik faktörler belirler. Küçük çocukların dil gelişimi esnasında her bir dile göre ayrılan temel, dilsel parametreler doğuştandır. Bir konuşmacının dil yetisi, bir insanın dil edinimi sonrasında sahip olabileceği ideal bir dil sistemidir. Dil edimi ise konuşma sürecindeyken dilin hatalarla dolu somut kullanımını betimler. Böylece Saussure'ün söz (parole) kavramıyla hemen hemen özdeştir. Dil (langue), sabit bir model ve kurallar sistemi olarak görülür. Dil yetisi ise sınırlı sayıda kurallar ve dilsel ögelere yer verip daha çok sınırsız dil ifadelerinin oluşmasına izin verdiği için dinamik bir model olarak anlaşılır. Bu yönden dil yetisi ve dil birbirinden ayrılır (ama uygulamada bir dilde kurallar doğrultusunda oluşan bütün kelime birleşimleri aynı ölçüde ifade edilmez; aksine belli kelimeler aynı zamanda başka belli kelimelerle karşılanır. Bu derlem dil bilime bağlı bir durumdur).
Chomsky, bunu yaklaşık yirmi yıl sonra 1965'te oluşturduğu bir modelle değiştirmiştir. Dilde bulunan hatalardan dolayı konuşulan dil biyolojik olan dilsel yapıların incelenmesine uygun değildir. Bu duruma bağlı olarak Chomsky dil yetisini sırf zihinsel ve büyük ölçüde bilinçsizce oluşturulan yapı olarak görür ve iç dilden (I-language) söz eder. Bu da iç dil sınırlarına girmeyen durumları içeren biçimsel dili (e-language) oluşturur. Bir başka deyişle, sadece bir anda gerçekleşen konuşma değil, bir konuşucu topluluğu içinde üzerinde uzlaşı olan bir dilin ayrıntılı özellikleri söz konusudur. Bundan dolayı bir dilin bir lehçesi, dil yetisinin ya da dilin bir bölümü olarak değil de biçimsel dilin üst başlığının bir bölümü olarak görülür. Doğal bir dilin sadece biyolojik olan nedenlerle gelişen alt sistemiyle ilgili değildir. Aksine doğuştan olan dil özelliklerine bağlı olmayan değişken dil alışkanlıklarını gösteren bir sistemdir. Genel dil bilimde, dil sistemi ve dil kullanımının ayrılmış modelini aşacak az sayıda araştırma vardır. Derlem dil bilim bu konuyu ele alır. Derlem dil bilim, kullanılan dilin temsili malzeme bütünü yardımıyla bir dil sisteminin (Almanca, İngilizce gibi) yapısal özelliklerini (sözdizim gibi) ve alt sistemlerini (Almanca söz konusu ise, Avusturya Almancası ve İsviçre Almancası gibi) araştırır. Aynı zamanda derlem dil bilim, belli gruplara ait metinlerin (belli bir sosyal gruba özgü dil, siyasi metinler ve gazete metinleri gibi) özelliklerini, kullanımdaki dilin özellikleri ve dil kullanımı nedenleri gibi dil materyallerini saptar (doğuştan olan dilbilgisine ilişkin araştırmalara da önemli katkılar sağlayan, çocukların erken yaşlardaki dil edinimine ilişkin gözlemler, kaydedilen çocuk dili materyalleri ve veritabanları aracılığı ile yapılır).
Bilim dalları arasındaki yeri
Dil kavramının farklı şekillerde yorumlanmasından ve dilin çok farklı yönlerinin incelenmesinden dolayı dil bilim için herhangi bir bilim dalına aittir demek mümkün değildir. Linguistik; dilsel sistemin bilimi, çoğu kişi tarafından da göstergebilimin bir alt alanı ya da göstergelerin bilimi olarak görülmektedir. Bu yüzden linguistik, yapısal bilimler ya da formal bilim grubuna dâhil edilir.
Ancak kişisel dil edinimi ve dil kullanımı psikolojik ya da klinik bir durum olarak değerlendirildiğinde dil bilimin bu alt alanı doğa bilimleri grubunda sayılabilir. Dil, toplumsal ve kültürel bir kavram olarak incelendiğinde ise kültürbilim ya da psikoloji kategorisinde değerlendirilebilir. Dil bilimin sosyal bilimlere ait budun dil bilimi, siyaset dil bilimi ya da toplum dil bilimi gibi alt alanları da vardır.
Dilin yapısı
Yapı yönünden, bugüne kadar yapılmış dil incelemelerinde dil, öğelerine ayrılarak analiz edilir. Birbirinden ayrılan bu öğelerin türleri ve işlevleri tespit edilir. Dilin varsayılan durumu olarak ses dili kabul edilir. Ayrı seslerden oluşan her ses sırası, sesbilim düzleminde işlevsel öğeler olan ses ve hece öğelerini oluşturur. Bunun üst düzleminde (biçim bilgisinde) bu parçalar, biçimbirimleri ve kelimeleri oluştururlar. Bunun da üstündeki düzlemde, dilsel bir ifadenin temel birimi olan ve belli sözdizimsel kurallara göre oluşturulan cümle vardır.
Bir cümlenin (tümcenin) öğeleri farklı açılardan belirlenebilir. Parçaların (temel cümle, yancümle) yanı sıra cümle içerisinde az ya da çok sayıda olabilen kapsamlı kelime bileşimleri de cümle kurucu birimler olarak belirlenebilir. Dönüşümlük dilbilgisiyle birlikte "cümle" kavramı yeniden tanımlanmıştır. Böylece kökleri bir isim ya da bir fiil gibi belirli kelime türlerinden oluşan ve diğer öğelere (bağlı kelimelere) bağlı olan, birbirini tamamlayan cümle öğeleri tanımlanır. Bu tür cümleler genelde bir cümle içinde bütünüyle değiştirilerek görülebilir. Bu yaklaşım, olumsuz cümleler gibi soyut yapıdaki cümlelerin tanımlanmasına da izin verir. Cümlelerin biçimlenişinin, çok sayıda cümlelerin karşılıklı etkileşimine bağlı olduğu yönündeki görüş benimsenene kadar, cümle uzun yıllar en üst dil bilimsel analiz düzlemi olarak görülmekteydi. Cümle üstündeki analiz düzleminde, metin vardır. Metinler belirli biçimde yapılandırılabilir. Metinler tipolojik olarak sınıflandırılır. Bu sınıflandırma, metin işlevlerine veya belirli metin türlerine (yapısalcı sınıflandırma) aittir. Analiz yapılan en üst düzlemde, bir süredir, birden fazla metinden oluşan bir topluluğun topluluktaki metinleri etkileyişi ve şekillendirişi dikkate alınarak yapılan analiz vardır. Dil bilimle ilişki içindeki diğer bilimlerde de kullanılan "söylem" kavramı bu analiz düzleminde ele alınmaktadır. "Söylem" kavramı ile bir konuşmadan başlayıp bir konuşmacı topluluğundaki herkesin yaptığı konuşmaların tamamının bir bütün içinde incelenmesine kadar geniş bir kapsama ulaşılabilir.
Dilin işlevi
Dil, insanların kullandığı en önemli ve en etkili iletişim aracı olarak görülmektedir. Buna bağlı olarak dilin her bir işlevini esas alan birçok model vardır. Bu en köklü modellerden biri Karl Bühler'e ait olan Organon Modeli'dir. Diğer taraftan dili, yeteneğe yatkın biçimde bir biyolojik nesne olarak gören Noam Chomsky Okulu için dilin iletişimsel işlevi ikinci plandadır ve araştırmalarının öncelikli içeriği değildir. Dil sisteminin parçalarının (sesler, kelimeler, farklı işlevsel birimler) tanımlanması, işlevleri ve anlamları, ayrıca onların bir araya gelme örnekleri ve olasılıkları (ses birleşimleri, ifadeler, cümleler, metinler) genel dil bilimin görev alanıdır. Farklı dil bilgisi modellerinin ifade edilmesi de genel dil bilimin görevlerindendir. Bu bakımdan istenilen evrensel dilbilgisi araştırmaları; yani bütün dillerde ortak olan biyolojik, belirlenmiş, temel dilbilgisel bir yapı büyük önem kazanmıştır. Genel dil bilim ve diğerleri genel dil teorilerinin ifade edilmesiyle de ilgilenir.
Dil bilimin alt dalları
Bilimsel alanların adlandırılmasında farklılıklar yaşanmasına ilaveten dil bilimin kendisi de birbirlerini sınırlayan alt alanlara kesin bir şekilde ayrılmada sorun yaşamaktadır. Bilhassa bütün bilimsel alanların birbirlerinden yararlanan alanlar olma özelliğinden ileri gelen böyle bir sınıflandırma genellikle tartışmalıdır. Karşılaştırmalı dil bilim ya da tarihsel dil bilim, genel dil bilim ve uygulamalı dil bilim; birçok araştırma; bu üç büyük dil bilimsel uzmanlık alanının halihazırdaki sınırlandırılmasını ya yapay ya da uygunsuz bulmaktadır. Tek tek araştırma alanlarının hangi alana ait olduğu konusunda kısmen farklı sınıflandırmalarla karşılaşılabilir. Bu nedenle örneğin sosyal dil bilimin genel dil bilimin bir bölümü mü yoksa uygulamalı dil bilimin bir bölümü mü olduğu konusunda genel bir yargı söz konusu değildir.
Ayrı ayrı dilleri hem dil bilimsel, hem de edebiyatbilimsel ve kültürbilimsel açıdan inceleyen filoloji (betikbilim), modern dil bilimin bir bölümü olarak değerlendirilmez. Aksine filoloji, dili ve tarihi gelişimini yazılı belgelerden inceleyen, kendine özgü bir bilim dalıdır. Türkiye'de üniversite yapılanmalarında bu iki bilim dalı farklı bölümler altında ifade edilmektedir. Dil bilim bölümü ile dil ve edebiyat (Türk dili ve edebiyatı, Alman dili ve edebiyatı, Japon dili ve edebiyatı vs.) bölümleri adı altında eğitim verilmektedir. Dil bilimsel alt alanların aşağıdaki sınıflandırılmaları konusunda büyük ölçüde fikir birliği sağlanmıştır.
Dil bilimin hangi hiyerarşi içinde alt dallara ayrılacağı hususunda ve bu alt dalların adlarının ne olacağı hususunda sorun yaşanmaktadır. Bunun bir sebebi, bütün bilim dallarının birbirleriyle şöyle ya da böyle bir etkileşim içerisinde olmalarıdır. Birçok araştırma dil bilimin şu üç alt dala ayrılmasını yapay ya da uygunsuz bulmaktadır; genel dil bilim, tarihsel dil bilim, uygulamalı dil bilim. Tek tek alt dalların birbirlerine karşı hiyerarşik sınıflandırmasında farklı görüşlere rastlanabilir, örneğin sosyal dil bilimin genel dil bilimin bir bölümü mü yoksa uygulamalı dil bilimin bir bölümü mü olduğu konusunda genel bir yargı yoktur. Ayrı ayrı dilleri hem dil bilimsel hem de edebiyatbilimsel ve kültürbilimsel açıdan inceleyen filoloji (betikbilim), modern dil bilimin bir alt dalı olarak değerlendirilmez. Aksine filoloji, dili ve onun tarihi gelişimini yazılı belgelerden yola çıkarak inceleyen, kendine özgü, dil bilimden ayrı bir bilim dalıdır.
Dil bilim genel olarak üç alt dala ayrılır. Genel dil bilim ve uygulamalı dil bilim, dil bilimin iki alt dalı iken, üçüncü olarak karşılaştırmalı dil bilimin mi yoksa tarihsel dil bilimin mi dil bilimin bir alt dalı olduğu hususunda farklı görüşler ortaya atılmıştır. Hem içerik olarak hem de yöntem olarak farklı parçalardan oluşan ve diğer bilimlerin çoğuyla bağlantılı olan çok sayıda kapsamlı veya küçük dil bilim dalları ortaya çıkmıştır. Dillerin karşılaştırılmasıyla ilgilenen bütün bu alanlar bir araştırma kurumunun (çoğunlukla bir üniversitenin) görüş ve yönelimlerine göre genel dil bilimini tamamlayıcı bilim dalları olarak işlev görür.
Genel dil bilim
Genel dil bilim (ya da kuramsal dilbilgisi), dil bilimin temel alanlarından biridir. Uygulamalı dil bilim ve tarihsel dil bilim, genel dil bilimi sınırlandırır. Bu iki alan ile genel dil bilim arasındaki sınır sıkça farklı şekilde çizilmektedir. Bu yüzden, bazen uygulamalı dil bilim ve tarihsel dil bilimin parçası sayılan hususlar, bazı görüşlerde genel dil bilimin içinde kabul edilebilir. Genel dil bilim öncelikle doğal bir sistem olarak insan diliyle ilgilenir, temel olarak da tek tek dillerle değil de, dilin genel özellikleri ve işleviyle uğraşır. Genel dil bilim, dil bilimin teorik temelleriyle, mesela dil ve dil kullanımı için bütün bireylerde aynı olan biyolojik ve psikolojik, yani bilişsel koşullarla (dil edinimi, dilsel açıdan olası sorunlu durumlar, dil üretiminde sinirlerle ilgili süreç, dilin biyolojik kökeni gibi) ilgilenen bir alan olarak tanımlanabilir. İnsan dilinin yapısı bakımından soyut modelinin çıkarılması, genel dil dışı ortak yönlerin tanımlanması ve açıklanması ile dil kullanımının genel özellikleri de genel dil bilimin inceleme alanı içerisindedir. Genel dil bilim ayrıca konuşulan dilin sosyal, sosyodemografik ve kültürel nedenlere (siyasi ve toplumsal kurumlarda kullanılan dil, cinsiyete özgü dil kullanımı, gençlere özgü dil, yaşlılıktaki dil kullanımı, kültürel koşul ve durumlara bağlı dil kullanımı gibi) bağlı ortak nitelikleriyle ilgilenen bir bilim dalı olarak da görülebilir. Dilin biyolojik kökeni ve dil ile dil kullanımının biyolojik esaslarının araştırılması da genel dil bilime dâhil edilebilir. Zaman zaman genel dil bilimin alt alanı olarak teorik dil bilim (teori linguistik) de sayılmaktadır.
Genel dil bilimin birçok alt dalı vardır. Bunlar:
- Adli dil bilim: Dilsel birimlerin suç bilimine ilişkin araştırmalarını yapar.
- Anlambilim (semantik): Bir dildeki cümle ve sözlerin anlamlarını araştırır.
- Bilgisayarlı dil bilim: Doğal dilin, bilgisayardaki kullanımını araştırır.
- Bilişsel dil bilim: Bilişsel yapı ve süreç ile dili inceleyen bilim dalıdır.
- Budun dil bilimi: Dilin, kültürlere özgü farklı kullanımını inceleyen bilim dalıdır.
- Prozodi (bürünbilim): Vurgu, tonlama, konuşma hızı ve ton yüksekliği gibi alt birimlere ayrılamayan dil olaylarını araştırır. Bürünbilim, genellikle bağımsız bir alan olarak görülmez; ses bilgisi, sesbilim ve sözdizim alanlarıyla birlikte ele alınır.
- Çeviri teorileri
- Dil didaktiği
- Dil sosyolojisi
- Gramer (dilbilgisi): Dilin yapısını, belirli kurallara göre yapısal örneklerini inceler. Dilbilgisinin alt dalları şunlardır:
- Morfofonoloji (biçimbilimsel sesbilim): Biçimbilim ve sesbilim alanlarının birbirleriyle ilişkisini inceleyen alandır.
- Morfosentaks (biçimbilimsel sözdizim): Biçimbilim ve sözdizim alanlarının birbirleriyle ilişkisini inceleyen alandır.
- Dil felsefesi: Dil ve temel dil kurallarının genel işlevlerini ve dil, düşünce, tasavvur ve gerçeklik arasındaki bağlantıyı araştırır.
- Dil istatistiği: Herhangi bir dilsel yönün istatistik verilerinin araştırmasıdır.
- Hukuki dil bilim: Dille ilgili hukuk konularının arka planını araştıran bilim dalıdır.
- Konuşma dilbilgisi: Dilbilgisel konuşma çözümlemesi, karşılıklı konuşma araştırması. Hiç değiştirilmemiş sözlü iletişim alanını inceler.
- Medya dil bilimi: İletişim araçları bağlamındaki iletişimde dil ve dil kullanımını inceleyen bilim dalıdır.
- Metindil bilim: Metin ve metin ögelerinin yapısını, işlevini ve etkisini araştırır. Dilin cümle üstü yapısını inceleyen bilim dalıdır.
- Nicel dil bilim: Bir dil kuramı geliştirmek amacıyla istatistik araştırmalar temelinde dil yasalarının gelişmesini inceleyen dil bilim dalıdır.
- Pragmatik: Dil aracılığıyla söz edimi, konuşma ve sözlü anlatım gibi duruma bağlı eylemleri araştırır.
- Ses bilgisi (fonetik): Dillerin ses varlığı, boğumlama ve algılama gibi boğumlu seslerini inceler.
- Siyasal iletişim: Dille ilgili politik olayları inceler.
- Söylem çözümlemesi: Metinlerin tematik ilişkilerini ve üretim ile alımlama ilişkilerini inceleyen bir alandır. Uygulamada çok sayıda sosyal ve dil dışı diğer etmenler rol oynar ve bu alanda kullanılmış diller incelenir.
- Söz bilimi: Bir dilin söz varlığının yapılanmasını ve bunun akıldaki temsilini araştırır.
- Sözdizim (sentaks)
- Sözlükbilim (leksikografi): Sözlükbilim modern dil bilimin içerisinde söz dağarcığı anlamındaki sözlük kuramıdır. Sözlükbilim, sözcük sistemi ve sözcüklerin anlamlarına yönelik varlık bilimi olarak tanımlanır. Dilsel ifadelerin anlam yapısı ve sözcükler arasındaki bağlantı ile ilgilenir. 1960'lı yılların başından beri modern dil bilim içerisinde kendine özgü bir alan olarak var olan sözlükbilim, dil unsurlarını araştırır ve leksikografik ögeler (biçimbirimler), kelime ve sözcük grupları arasındaki ilişkiyi ve kuralları belirlemeye çalışır. Leksikografi sözlüklerin oluşturulmasıyla ilgilenir ve bunun için sözlükbilimsel olgulara başvurur, sözlükbilimsel araştırmalara yönelik yeni bilgiler verir. Sözlükbilime akraba olan diğer dil bilim alanları; Adbilim, kavram bilimi, kökenbilim, kelime yapısı, deyim bilgisi ve onomastiktir.
- Yazı dili bilimi: Dil sistemi olarak yazılı dili araştırır.
Dilbilgisel özellikleri yardımıyla her bir dilin ya da dil grubunun betimsel araştırmalarının yapılması da genel dil bilim alanına dâhildir. Ayrıca; aşağıda sıralanan araştırma alanları da genel dil bilim alanı içerisine girmektedir. Genel dil bilim, şu araştırma alanları ile etkileşim içindedir:
- Dil tipolojisi: Dillerin tespitini, sayımını, sınıflandırılmasını ve ayrıca dillerin ortak özelliklerini ve farklılıklarını inceleyen bir bilim dalıdır.
- Dil aileleri araştırması: Genetik akrabalıkları, yani aynı kökten gelen dillerin ortak dilini (ana dil, ortak dil) araştıran bilim dalıdır.
- Evrensel araştırmalar; her bir dilin cümle bilgisini, biçimbilim ve sesbilim açısından karşılaştırarak ve dillerin ortak özelliklerini tespit ederek evrensel dilbilgisi üzerine yapılan denemelerdir. Evrensel araştırmalar ile dil tipolojisi, ayrımsal karşılaştırmalı dil bilim ve alan tipolojisi arasında sıkı bir bağ bulunmaktadır.
- Girişim araştırması: Dil iletişiminde dil yapısının aktarımının nasıl yer aldığını araştıran bilim dalıdır.
- Dil değişimi, ölü diller
- Soyutlanmış diller, lehçeler, dillerin bölünmesi
Uygulamalı dil bilim
Uygulamalı dil bilim, genel dil bilimin bir alanıdır, dil öğrenimi araştırmaları, dil betimlemesi (sözlük bilgisi), ayrıca dil bilimsel görüş altında doğa bilimleri, kültür bilimi, bilgi bilimi, hukuk ve psikolojideki sorunlarla disiplinlerarası olarak ilgilenmektedir. Diğer alanlardaki dille ilgili problemlerin çözümlenmesinde dil bilimsel teori, metot ve bilgilerin kullanımı da bu alanın konusunu oluşturmaktadır. Araştırma nesnesi olarak dille ilgili çok farklı görüşler ile farklı yaklaşımlar ve dil bilimin başka bilimlerden yararlanma özelliğinden dolayı genel dil bilim ve uygulamalı dil bilim arasında genel belirlenmiş bir sınırlama yoktur. "Uygulamalı dil bilim" kavramı altında ne anlaşıldığı tam olarak net değildir. Bir taraftan (dilsel sistemin teorik yapısının, gramer modelinin ve benzeri şeylerin tersine) gerçek uygulamalı dilleri araştıran bir alt alan olarak anlaşılırken diğer taraftan uygulama sonunda elde edilen araştırma sonuçlarının kullanılmasıyla ilgili bir alt alan olarak anlaşılmaktadır. Genel/teorik ve uygulamalı dil bilim arasındaki bu özel durum sorun yaratmaktadır.
Tarihsel dil bilim
Dil ailelerini açıkça göstermek ve bir veya birden çok dilin gelişim sürecini ve sesbilim, biçimbilim, sözdizim, anlambilim ve anlatım bilgisindeki değişiklikleri göstermek amacıyla dilleri artsüremli olarak karşılaştırır. Ayrıca dildeki değişmelerle her bakımdan ilgilenir. Genel dil bilim ve tarihsel dil bilim arasında kısmen belirgin olmayan sınırlandırmalar oluşmuştur. Genel dil bilim zaman içerisinde oluşan dilsel değişikliklerin genel prensiplerini, kurallarını ve yasal durumlarını betimleyen bir uzmanlık alanı olarak anlaşılabilir. Genelde tarihsel dil bilime ait sayılan alanlar genel dil bilimin de alanları olarak görülebilir. Tarihsel dil bilimin alt alanları:
- Artsürem (diyakroni)
- Cümle bilgisi
- Biçimbilim (morfoloji): Kelime yapısı ve isim, sıfat, fiil çekimi gibi değişken sözcük biçimlerini inceleyen bilim dalıdır. Modern dil bilimin alt alanı olan biçimbilim bilimi, bir dilin anlam taşıyan en küçük parçalarının (biçimbirim veya morfem) araştırmasını yapar. Biçimbirimler farklı biçimlerde kullanılır, anlam ayırıcı en küçük birimlerden (fonem) oluşur ve bunların kelimelerini oluşturur. Biçim birimi kelimelerin iç yapısındaki dil olgularına ilişkin kurallarla ilgilenir.
- Karşılaştırmalı dil bilim
- Etimoloji (kökenbilim): Kelime oluşumu ve kelime tarihini araştırır.
- Onomastik: Özel isimleri inceler
- Sesbilim (fonoloji): Ses birleşmesi ve hece bilgisi gibi her dilde bulunan ses sistemlerini inceler.
Karşılaştırmalı dil bilim
Karşılaştırmalı dil bilim (veya tarihsel-karşılaştırmalı dil bilim) her bir dilin karşılaştırılmasıyla ilgilenen disiplinlere yönelik bir üst kavramdır. Mesela bütün dillerde ortak olan dil yapısının nitelikleri gibi bütün doğal dillerde bulunan özellikler karşılaştırmalı dil bilimin araştırma konusudur. Karşılaştırmalı dil bilimin araştırma alanları şunlardır:
- Artsürem (diyakronik): 19. yüzyılda kurulmuştur. Dil karşılaştırması ile ayrı ayrı diller arasındaki akrabalık ilişkileri ile bu dillerin kökenini araştırır ve böylece dil aileleri şemaları oluşturulur. Bu dil ailelerinden, mesela Hint-Avrupa, Sami dilleri ve Ural-Altay gibi dil ailelerinin dillerini araştıran birçok disiplin ortaya çıkmıştır. Bu şekilde, karşılaştırma yolu ile çıkarsanan bir akrabalık ilişkisi "genetik" olarak adlandırılır.
- Ayrımsal karşılaştırmalı dil bilim: Genel olarak iki dil arasındaki farklılıkları belirlemek amacıyla, bu iki dili eşzamanlı olarak karşılaştırır. Dilleri eşzamanlı olarak karşılaştıran, Doğu Avrupa'da "karşılaştırmalı dilbilgisi" de denen ayrımsal karşılaştırmalı dil bilim, yabancı bir dil öğrenirken anadilin olası etkileri ile bu süreçte karşılaşılan sorunları araştırma gibi konular ve dil tipolojisine yönelik her şeye yoğunlaşır. Araştırılan diller birbiri ile ilişki halinde ise o zaman dil etkileşiminden de söz edilebilir.
- Genel kavramları araştırma alanı: Bütün dillerde bulunan ortak özellikleri ortaya çıkarmayı amaçlar.
Karşılaştırmalı dil bilim art ve eşzamanlı (diyakronik ve senkronik) araştırma yöntemlerine göre farklı dallara ayrılabilir. Genel karşılaştırmalı alanlar, genel dil bilimin ve tarihsel dil bilimin karşılaştırmalı alanlarına da dahil olarak görülebilir. Karşılaştırmalı dil bilim, genel dil bilimin yanında bağımsız dil bilimsel bir ana disiplin olarak anlaşılabilir. Ayrıca bu alanlarda ortak dilsel özelliklerin tanımlanması sadece teorik değildir; bu tanımlama var olan her bir dil araştırması esas alınarak yapılır. Bu sebepten dolayı bu alanlar genel dil bilime ait alanlar olarak görülmez:
- Biolinguistik
- Nörolinguistik (Sinirsel dil bilim): Dilin sinirsel temellerini ve dile etkilerini araştıran bilim dalıdır.
- Klinik dil bilim: Dil, konuşma ve yutkunma bozukluklarının tanı ve tedavisiyle ilgilenir.
- Patolinguistik (Patolojik dil bilim): Patolojik dilin öğretisi, içinde dil gelişim bozukluklarının konulaştırılması söz konusudur.
- Psikolinguistik (psikodil bilim): Dil üretiminin, dilin anlaşılmasının ve dil ediniminin süreçsel ve hareketsel unsurlarını inceleyen bilim dalıdır.
- Sosyal dil bilim (Sosyolinguistik): Toplum ve dil arasındaki karşılıklı etkiyi inceleyen bilim dalıdır. Farklı lehçe, belirli bir sosyal gruba özgü dil ve uzmanlık alanı dilleri gibi farklı dilsel biçimleri ve bu dillerde bulunan farklılıkları açıkça göstermek amacıyla tek tek dilleri eşzamanlı olarak karşılaştırır. Bu farklılıklar büyük oranda sosyal etmenlerden kaynaklanır.
Dil bilimsel araştırma sonuçlarının kullanımını içeren ve tıp, bilişim, didaktik gibi diğer bilimsel uzmanlık alanlarıyla bağlantılı olan bu dil bilimsel disiplinler uygulamalı dil bilim adı altında da toplanabilir.
Karşılaştırmalı dil bilim, şu alanlar ile etkileşim içindedir:
- Alan tipolojisi: Belli dil grupları belirlemek amacıyla ortak bir coğrafî alanda konuşulan dilleri eşzamanlı olarak karşılaştırır.
- Dil tipolojisi: Dil tiplerini belirlemek amacıyla dilleri eşzamanlı olarak karşılaştırır.
Kuralcı – betimsel
Betimsel dil bilim gerçekten kullanılan olguları ortaya koymaya çalışan bir bilim dalıdır. Bu dil bilime karşıt olarak da kuralcı kavramı bir dilde zorunlu olarak ortaya çıkan yeni biçimleri, ülküsel ve donmuş bir örnek uğruna yadsıyan, "bir kavram olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda iyi kullanım"ı, "güzel kullanım"ı, "yanlış" diye nitelendiren biçimlere karşı savunan, sorunları yanlış-doğru karşıtlığı içinde ele alan geleneksel dil bilgisi ni nitelemek için kullanılan bir terimdir. Betimsel dil bilim ise dil olgularını betimlemeye yönelen, salt gerçekleşmiş ögelerden oluşan bir bütünü ele alarak incelemeye verilen isimdir.
Yukarıda bahsedilen karşıtlıktan dolayı kuralcı odaklı çalışmalar uygulamalı dil bilim olarak anlaşılır ama akademik alanlarda çok az yer alır. Kuralcı çıkarımlarla ilgili olarak çok tartışmalı görüşler yaygındır. Misalen genel olarak, ne ölçüde dil eleştirileri (her dilin dilsel araçlarının ve ifade gücünün eleştirel değerlendirilmesi) dil bilimsel araştırmaların konusu olabilir ya da olmalıdır. Çünkü dil eleştirileri ya kolayca dil kullanımına ilişkin kayda değer kurallarla birlikte anılıyor ya da sıkça toplum eleştirileri olarak da gösterilmektedir. Kuralcı çalışmalar – belirli gelişim normlarına uygun olarak çocuğun dil durumunu belirleyen dil gelişim testleri gibi birkaç istisna durum dışında- akademik araştırma ve eğitimlerde yer almazken aksine daha çok bilimsel ve özel taraflarda yapılır.
Aynı alanlardaki kuralcı ve betimsel çalışmaların karşılaştırılması aşağıdaki tablodaki gibidir:
| Kuralcı | Betimsel |
| Sözlük Bilgisi - İmla Kılavuzu | Kelimeleri son harflerinden başlayıp tersine giderek alfabetik sırayla dizen Sözlük |
| Psikodilbilim/Klinik dil bilim - tıbbî dil testleri | Dil gelişimi araştırması |
| Toplumdilbilim - Kız-erkek ayrımı yapılmayan dil kullanımı şekli | Cinsiyetlere mahsus dil kullanımı betimlemesi |
Art Zamanlı – Eşzamanlı
Olguların süre içinde geçirdikleri evrim açısından ele alınmaları artzamanlılık, olguların evrim dışında ve süreden bağımsız olarak bir dizge biçiminde ele alınması ise eşzamanlılıktır.
Bu görüşler dilsel olgunun zaman içindeki (artzamanlı) ya da belirli bir zaman dilimindeki (eşzaman) gelişiminin betimlenip betimlenemeyeceğini belirler. Çoğu dilsel olgu tarihi boyutta da değerlendirilebilmesine rağmen, art zamanlı bilimsel araştırmaların konusu olarak belirli bilim alanları akademik modern dil bilimde yer edinmiştir. Mesela, bu yüzden toplum dil bilimsel konular ya da sözdizimsel olgular tarihi açıdan çok az ele alınırlarken, kelimelerin ses ve anlam değişiklikleri ya da bir dilin söz dağarcığındaki değişiklikler çok uzun zamandır tarihi araştırmaların merkezi olarak gösterilmektedir. Artzamanlılık esas alınarak hazırlanan araştırma sorularının kapsamı ve seçimi anlaşılabileceği gibi daha çok mevcut kaynakların varlığına bağlıdır.
Artzamanlı ve eşzamanlı çalışmaların aynı alanlardaki karşılaştırmalarına örnekler aşağıdaki tabloda verilmiştir:
| Art zamanlı | Eşzamanlı |
| Lehçebilim - 16. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar Alman lehçelerinin sınırlandırılması | 18. yüzyılda alman lehçelerinin sınırlandırılması |
| Toplumdilbilim - farklı sosyal kesimlere ait dillerin zamansal olarak karşılaştırılması | 1900'lerde işçi sınıfının dili |
| Anlambilim - Yeniçağda sanat kelimesinin anlam gelişimi | Sanat kelimesinin bugünkü anlam çeşitliliği |
Doğabilimsel (makro) – sosyobilimsel (mikro)
Bu bağlamda ifade biçimi olarak dilin doğabilimsel bir durumdan mı, yoksa toplumbilimsel bir durumdan mı ortaya çıktığı araştırılır. Dile göre; doğabilimsel durum söz konusu olabiliyorsa, ifade biçimi olarak dilin kültürbilimsel ya da filolojik de olması mümkündür. Birçok dilsel olgu hem art zamanlı, hem de eşzamanlı olgu olarak yorumlanabilirken; betimsel ve kuralcı olgu gibi durumlarda bilimsel araştırmaların doğabilimsel ve sosyalbilimsel boyutlarında kesinlikle ikisinden birinin tercih edilmesi gerekir. Olası bakış açılarından birine kesin karar verilmesiyle birlikte belirli bir araştırma yönteminin seçimi gündeme gelir. Ama derlem dil bilim bir istisna oluşturur. Çünkü ölçme ve sayma yöntemleri hem dilsel bir sistemin nicel araştırmaları için kullanılabilir, hem de dil kullanımının nicel tanımlaması için kullanılabilir.
Aynı alanlardaki doğabilimsel ve toplumbilimsel çalışmaların karşılaştırılması aşağıdaki tablodaki gibidir:
| Doğabilimsel | Toplumbilimsel |
| Sesbilgisi - belirli seslerin ses bozukluklarındaki telaffuzlarının araştırılması | Farklı konuşmacı tabakalarına ait insanlarda belirli seslerin telaffuzunun araştırılması |
| Metindilbilim/Medya dilbilimi - medya metinlerinin üslûp biçimi ve sözdizimsel özelliklerinin incelenmesi | Zamansal olaylarla bağlantılı olarak medya metinlerinin biçim ve içeriklerinin araştırılması |
| Derlem dilbilim - diğer kelimelerle sık kullanımıyla ilişkili olarak kadın kelimesinin belirli metinlerde kullanımı | Sosyal anlamıyla alakalı olarak kadın kelimesinin kullanımı |
Söylem çözümlemesi
Söylem Çözümlemesi ifadesi ilk olarak Zellig Harris'in 1944 yılındaki bir çalışmasında geçer. Ne var ki bu dönemi söylem çözümlemesinin praadigmatik temellerinin atılması için gerekli olan sosyo-kültürel kuramların henüz gelişmediği bir dönemdir. Yaygın anlamda söylem çözümlemesi, 1970'li yıllarda konuşma çözümlemesi çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır ve konuşulan dilin çözümlemesi ile uğraşır. Söylem çözümlemesi, modern dil bilimin bağımsız bir araştırma alanıdır. Ancak metindilbilim ve Söz-Eylem Kuramı ile sıkı bağlantıları vardır. Söylem çözümlemesinin amacı, bir toplumdaki bireylerin iletişim kurarken kullandıkları farklı söz edimlerini araştırmaktır.
Söylem çözümlemesinin araştırma nesnesi
Söylem çözümlemesi, "insanlar nasıl konuşur?" konusu üzerinde araştırma yapar, konuşmadaki söz edimlerin yardımıyla karışlıklı sözel eyleme katılanların/konuşucuların (interaktant) nasıl sağlandığını ve nasıl meydana geldiğini tanımlamaya çalışır ve bunların ilkeleri üzerinde yoğunlaşır. Burada yalnızca doğal konuşmalar değil, ses yapılarına göre yazılıp başka bir yazı şekline dönüştürülen yapay durumlar da söz konusudur. Söylem çözümlemesinde, konuşmacının özelliklerine yönelik açıkça söylenip yazılmayan bir anlaşma vardır. Söylem çözümlemesi, katılımcıların aktifliğini sağlar, zamana bağlı yapılardır, birbiriyle ilgili olan yazılardan oluşur. Söylem çözümlemesinin amacı, katılımcıları konuşmanın amacına yöneltir.
Yazı bilgisi
Yazı bilgisinin araştırma nesnesi
Modern dil bilim alanları, bir dilin yazılı açıklamalarında var olan olağan dil olgusunu inceler, bu dil olguları ise bir dildeki imlanın gelişmesi ve sabitleştirilmesine yöneliktir. Birimlerin anlam ayırt edici işlevi ve bu birimlerin dilin seslerle ilgili yapılarıyla olan ilişkileri bakımından belli bir yazı sisteminin birimlerini araştırır. Yazı bilgisi araştırmaları, geçerli yazım kurallarına ve tarihsel metinlerin çözümlenmesi ya da dil bilimsel bilgi işlemi dahil, işleyen sistemdeki yazı düzeneğinin değiştirilmesine hizmet eder. Bir dildeki yazı sisteminde anlam ayırt edici en küçük birimlere grafem ya da graf denir. Graf yazı sistemindeki en küçük birimdir, grafem ise anlam ayırt edici en küçük birimdir. Fonoloji ve fonetik kavramlarına benzer olarak, yazılı dilin sadece duyusal (maddesel) yanının araştırma alanı da Grafetik olarak tanımlanır.
Yazılı dilin işlevsel bir birimi olan grafem; somut, el ile yazılmış ya da tipografik şeklinden, yani graftan bağımsızdır. Bir grafemin kaç graftan -örneğin Almancadaki –sch ("ş" olarak telaffuz edilir), -ch (gırtlak sesi, Türkçedeki "h" grafının söz içindeki telaffuzuna denk gelen graf'tır) ya da –ie (uzun i olarak okunur) gibi iki ya da üç graftan- oluşabileceği grafemik içerisinde tartışmalı bir konudur. Bazı kuramlara göre, bir grafem birden fazla graftan oluşabilir; bazı eski kuramlara göre ise /ʃ/ fonemi için –sch grafeminin kullanılması örneğinde olduğu gibi, bir grafem fonemin temsili olarak tanımlanır veya ses dağılımı nedeniyle, yani grafo-birimsel nedenlerden ötürü bir graf dizini bir birim olarak kabul edilir. Ama böyle harf birleşimlerinin birçok grafemin birleşiminden de olacağı görüşü çok yaygındır.
Ünlü dil bilimciler
- Leonard Bloomfield, iki dünya savaşı arasındaki zaman diliminde Amerikan yapısalcılığının en önemli temsilcisidir.
- Franz Bopp, Hint-Avrupa dil ailesinin kurucusudur.
- Karl Brugmann, Hint-Avrupa dil ailesinin kurucusu ve yeni dil bilgicilerin ileri gelen temsilcilerinden biridir.
- Karl Bühler, dilin işlevini tarif eden Organon Modeli'ni geliştirmiştir.
- Noam Chomsky, üretici dil bilgisi ni kurmuştur.
- Joseph Greenberg, dil tipolojilerine ilişkin kapsamlı araştırmalar yapmış ve dilde tümel önerme sunmuştur. Afrika dillerinin kökenlerine göre bugünkü sınıflandırılmasını oluşturup Amerind ile Avrasyatik makro dil ailelerini kurmuştur.
- Jacob Grimm ve Wilhelm Grimm, Alman filolojisinin kurucuları olarak görülür.
- Zellig S. Haris, Amerikan betimselciliğinin başyazarıdır.
- Louis Hjelmslev, Kopenhag Okulu'nun baş temsilcisidir ve Glosematik kuramının yaratıcısıdır.
- Wilhelm von Humboldt karşılaştırmalı dil bilimi kurmuştur.
- William Labov, toplum dil biliminde en önemli araştırmacı kişiliklerden biridir.
- George Lakoff, bilişsel dil bilimin en önemli temsilcilerinden biridir.
- Roman Jakobson, Prag Okulu’nun üyesidir ve dil kazanımına ilişkin çığır aşan araştırmalara imza atmıştır.
- Antoine Meillet Hint-Avrupa dil ailesiyle ilgilenmiştir. Ekonomiyi dilin değişiminde itici güç olarak incelemiştir.
- Hermann Osthoff, Hint-Avrupa dil ailesinin kurucusudur ve yeni dilbilgicilerin ileri gelen temsilcilerinden biridir.
- Hermann Paul önemli bir dil kuramcısıdır ve yeni dilbilgicilerin ileri gelen temsilcilerinden biridir.
- Harm Pinkster, Dünya'da ileri gelen bir Latin dil bilimcidir.
- Edward Sapir, Sapir-Whorf Hipotezine adını veren ve özellikle dil tipolojisinde önemli bir araştırmacıdır.
- Ferdinand de Saussure, Cenevre Okulu’nun ana temsilcisidir, modern dil bilimin kurucusu olarak iki yönlü işaret kavramıyla modern dil bilimi değerlendirir.
- August Schleicher, karşılaştırmalı dil araştırmalarında soyağacı kuramının kurucusu olarak görülmektedir.
- Johannes Schmidt, Dalga Kuramının kurucusudur.
- Nikolai Sergejewitsch Trubetzkoy, Prag okulunun önde gelen temsilcisi ve sesbilimin kurucusudur.
- George Kingsley Zipf, Zipf Yasaları'yla nicel dil bilim alanında çığır aşan bir araştırmacıdır.
dil bilimi ne demek? TDK anlamı ve açıklaması
isim
Dillerin yapısını, gelişmesini, dünyada yayılmasını ve aralarındaki ilişkileri ses, biçim, anlam ve cümle bilgisi bakımından genel veya karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim; genel dil bilimi, lisaniyat, lengüistik, filoloji.
Gramer Terimleri Sözlüğü - 2003
Türkçe: lisâniyat, ilmül lisân, İngilizce: linguistics, Fransızca: linguistique, Almanca: Sprachwissenschaft
Sosyal bir kurum olan dilin genel ve özel niteliklerini ve dil olaylarını inceleyen; dillerin doğuşlarını, zaman içindeki gelişmelerini, yeryüzündeki yayılışlarını ve aralarındaki ilişkileri araştıran ve niteliği bakımından diğer birtakım bilim dalları ile de yakın ilişkileri bulunan bilim dalı. Günümüzde dilbilimi terimi, dili yeryüzündeki ortak nitelikleri ve bütün belirtileri ile ele alan genel dilbilimi (Almanca Allgemeinesprachwissemschaft; Fr. linguistique génerale; İng. general linguistics)nin yerini almış durumdadır. Sesbilimi (fonetik, phonetik), biçimsel sesbilimi (Morphonologie, morpho, phonemics), şekil bilgisi (morphologie, morphology), cümle bilgisi (syntax), anlam bilgisi (Budeutungslehre, semantik, semantics), kelime bilimi (wortkunde, lexicologie, lexicology), ad bilimi (Namenkunde, onomastique, onomastic), lehçe bilimi (dialektologie, dialectology) dil biliminin başlıca dallarıdır. Dil biliminin, dil olaylarını tasvirî olarak inceleyen dalı tasvirî dil bilimi (deskriptive Sprachwissenschaft, linguistique deskriptive; deskriptive linguistics); dil olaylarının değişme ve gelişme seyrine bakmadan belirli bir zaman süresi içinde inceleyen dalı eş zamanlı (synckronisch, synchronique, synchronic, static) dil bilimi, dil olaylarını tarihî gelişme ve değişme süreci içinde inceleyen dalı da art zamanlı (diachronique, diachronic) dil bilimi diye adlandırılır. bk. art zamanlı yöntem, eş zamanlı yöntem.
Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu - 1997
Azerbaycan Türkçesi: umumi dilçilik; Türkmen Türkçesi: umumi dil bilimi; Gagauz Türkçesi: genel dilbilimi; Özbek Türkçesi: umumiy tilşunöslik; Uygur Türkçesi: (B.Uyg.) umumiy tilşunasliq ~(D.Uyg.) omumiy tilşunasliq; Tatar Türkçesi: ğomumi tel beleme; Başkurt Türkçesi: döyöm telbeleme; Kmk: *umumi til ilmusu; Krç.-Malk.: til bilim ilmu; Nogay Türkçesi: tîl bîlîmî;Kazak Türkçesi: jalpı til bilimi; Kırgız Türkçesi: calpı til ilimi; Alt: tekşi til bilimi; Hakas Türkçesi: tîldeňertiksî ügredîg; Tuva Türkçesi: niiti tıl ertemi; Rusça: obşçeye yazıkoznaniye

