amip

amip

amip hakkında bilgi ve sözlük anlamı nedir?

amip, -bi
isim, hayvan bilimi, Fransızca amibe
Amipler takımından, vücudunun biçim değiştirmesiyle oluşan geçici kollar veya ayaklar üzerinde sürünerek yer değiştiren, tatlı ve tuzlu sularda yaşayan bir hücreli canlı (Amoeba).

Amip Kelimesinin Kökeni
Fransızca amibe "tek hücreli bir canlı" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Eski Yunanca amoibē αμοιβή  "değişken" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Eski Yunanca ameíbō αμείβω  "değişmek" fiilinden türetilmiştir. Yunanca fiil Hintavrupa Anadilinde yazılı örneği bulunmayan *əmeigʷ- "hal değiştirmek" biçiminden evrilmiştir. Bu biçim Hintavrupa Anadilinde yazılı örneği bulunmayan *mei-1 "değişmek, yer değiştirmek, göçmek" kökünden türetilmiştir.

Amip Kelimesi için Tarihteki En Eski Kaynak
[c (1958) : Öteden beri hayatın sudan çıktığı kanaati vardır, (...)sudaki yarı bitki, yarı hayvan, amip vs. gibi yaratıklar gösterilir.]



Amoeba’da fagositoz yoluyla beslenme
Amoeba’da fagositoz yoluyla beslenme
Amip (Amoeboid olarak da anılır) şekil değiştirme yeteneğine sahip, bazı türleri patonejik olan ökaryotik organizmalardır. Bu şekil değiştirme hareketini, yalancı ayak (pseudopod) adı verilen uzantıları sayesinde gerçekleştirir. Çoğunlukla tatlı sularda, su birikintilerinde bulunan bu canlıların çıplak gözle görülebilen 750 um boylarına erişen türleri olduğu gibi 15 um boylarında olan türleri de bulunur.

Amipin Bilimsel Sınıflandırması
Âlem: Protista (Protistler)
Şube: Amoebozoa
Alt şube: Sarcodina
Sınıf: Tubulinea
Takım: Tubulinida
Familya: Amoebidae

En çok, ameobid protistalardan Dev Amip olarak da bilinen Chaos Carolinense’in ait olduğu Chaos cinsinin boyutları 5 mm’ye kadar ulaşabilir. Hetotrofturlar; bakteri, alg, diğer protistalar ve hatta çok hücreli küçük omurgasız canlılarla dahi beslenebilirler.

Beslenmelerini fagositoz yoluyla gerçekleştirirler. Bu işlemi, yalancı ayaklarını (pseudopods) kullanarak yapar. Avının etrafını, yalancı ayaklarıyla çevreleyerek kendi içerisinde kalmasını sağlar. Salgıladığı enzimler yoluyla besinini parçalar, ardından artıkları yine aynı şekilde dış ortama bırakır.

Aynı zamanda, Amoeba’lar arasından bir tanesi, beyin yiyen amip olarak geçer. Tam adı Naegleria fowleri olan bu amip; tatlı sularda, nehirlerde, göllerde ve toprakta bulunabilir. Aslında Naegleria arasından hastalık yapan tek tür Naegleria fowleri’dir. Bulaşma, genellikle nehir ve göl gibi sularda yüzme sırasında, burun yolundan amipin alınmasıyla başlar. Amip, buradan beyine ulaşarak beyin dokusunu yemeye başlar. Bulaşma yolunun burundan olması sebebiyle, Naegleria fowleri içeren bir suyu içseniz dahi hastalığı kapmazsınız.

Amoeba’lar çıplak olabildikleri gibi bazıları kabukludur. Belirgin özellikler gösteren bu kabuklara test (testate) denir. Bu kabuklar çoğunlukla kalsiyum karbonattan yapılmıştır. Fakat silika, kitin ve hatta birbirine yapıştırabildiği diğer parçacıklardan bile oluşabilir. Bu kabuklular arasından en bilinen tür foraminiferlerdir ve genellikle kıyı sularında yaşarlar. Kabuğun ağırlığından dolayı, hücre genellikle dibe batar. Bu yüzden diplerde bulunan tortuların üzerinde yer alan bakteri, kırıntı ve döküntülerden oluşan partiküllerle beslenir. Bu beslenme sırasında amip hücresi, kabuğuna gevşek bağlı olduğundan kısmen kabuktan dışarı çıkabilir.

Amip (Amoeba) morfolojisi
Amip (Amoeba) morfolojisi
Foraminiferlerin kabukları çürümeye karşı nispeten daha dirençlidir. Bu sayede ölü herhangi bir hücre, kolaylıkla fosilleşerek günümüze kadar ulaşabilir. Bu da, bizim incelememiz için, diğer protozoalara göre çok daha fazla fosil kaydı gösterdikleri anlamına geliyor. Öyle ki, tanımlanan 50,000 tür içerisinden 40,000 kadarı, fosil kayıtlarıyla tanımlanmıştır.

Entamoeba histolytica adlı tür, amipli dizanteri adı verilen hastalığa sebep olur. Çoğu kez enfekte bireyde açık bir semptom görünmezken, bazılarında E. histolytica, bağırsak boşluğunda amibiyaz adı verilen kanlı ishal durumu ile kendini gösterir. Bu semptom, ülserleşmenin gerçekleştiğinin habercisidir. Bulaşma kist formunda gerçekleşir. İnsandan insana, böcekler aracılığıyla, dışkının bulaştığı yerlerden dolaylı aktarımla ve doğrudan temasla bulaşabilir.

Aynı zamanda Amoeba, kontraktil kofulu sayesinde, kasılıp gevşeyerek vücudundan dışarıya fazla suyun atılmasını sağlayabilir. Böylelikle osmotik basıncı tolere eder. Bu organel, Amoeba’nın dış ortamının kendisine göre hipotonik olmasından dolayı oldukça gereklidir. Aksi bir durumda Amoeba şişerek yok olurdu.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski