Sigmund Freud

 

Sigmund Freud

Sigmund Freud (Almanca telaffuz: [ˈziːkmʊnt ˈfʁɔʏt]; 6 Mayıs 1856 – 23 Eylül 1939), veya doğum adı ile Sigismund Schlomo Freud, psikolojinin en önemli alt dallarından biri olan psikanaliz biliminin kurucusu olan Avusturya doğumlu Yahudi nörologdu. Psikanaliz, hasta ile psikanalist arasında gerçekleşen diyalog yoluyla psikopatolojik vakaları tedavi etmekte kullanılan klinik yöntemidir. Hastaların zihinsel süreçlerinin bilinç dışı unsurlarla olan bağlantılarını ortaya çıkarmaya çalışır. Freud'a göre, bilinçdışına itimler yaşantıların kendileri değil, anıları üzerinde gerçekleşirler. Ancak, söz konusu istekler gerçeğe dönüştürüldüğünde, daha doğrusu doyurulduğunda karşılaşılacak üzüntü ve pişmanlık duygusundan kaçınılmaktadır.

Freud, Avusturya İmparatorluğu'nun Moravya'ya bağlı Freiberg kasabasında Aşkenaz Yahudisi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1881'de Viyana Üniversitesi'nden tıp doktoru sıfatıyla mezun oldu. 1885'te habilitasyonunu tamamladıktan sonra nöropatoloji doçenti olarak atandı ve 1902'de profesör oldu. Hayatının neredeyse tamamını Viyana'da geçiren Freud, 1886'da klinik çalışmalarını da bu şehirde başlattı. 1938'de Nazi tehdidi yüzünden Avusturya'yı terk etti ve 1939'da İngiltere'de sürgündeyken hayatını kaybetti.

Psikanaliz kuramını oluştururken Freud, serbest çağrışımın kullanılması ve çözümlemelerde aktarım sürecinin anahtar olarak ele alınması gibi tedavi yöntemleri geliştirirdi. Cinselliği yeniden tanımlarken çocukluk süreçlerini de buna dahil ettiği Oidipus kompleksi kavramını psikanalitiğin merkezine yerleştirdi. Rüyaları arzu tatmin yeri kabul ederek hastalarının semptom oluşumlarına ve bastırılmış duygularına dair bulguları rüyaları inceleyerek elde etti. Bu durumu temel aldığı bilinç dışı teorisinde id, ego ve süperegoyu içeren bir psişik yapı modeli ortaya koydu. Bunların yanı sıra Freud, zihinsel süreçleri etkileyen ve erotik bağlar kuran cinselleştirilmiş dürtü enerjisi libidonun tanımını yaptı. Ortaya koyduğu bir diğer kavram olan ölüm içgüdüsünü ise zorlayıcı tekrarlama, nefret, saldırganlık ve nevrotik suçluluğun kaynağı olarak açıkladı. Kariyerinin ilerleyen yıllarındaki çalışmalarında ise din ve kültüre dair geniş kapsamlı yorumlar ve eleştiriler yayımladı.

Teşhis ve klinik uygulamalarda kullanımı genel olarak azalan psikanaliz; psikoloji, psikiyatri ve psikoterapi ile beşeri bilimlerin genelinde etkili olmaya devam etmektedir. Hâlen süren etkisi sebebiyle tedavideki işlevi, bilimsel konumu ve feminizme katkı sağladığı ya da zarar verdiği gibi konularda kapsamlı ve yüksek sesli tartışmalara yol açmaktadır. Bununla birlikte Freud'un çalışmaları çağdaş Batı felsefesini ve popüler kültürünü etkiledi. 1940'da kaleme aldığı mersiyede W. H. Auden, Freud'un "farklı yaşamları etkileyen bütün bir düşünce iklimi" yarattığını ifade etti.

{tocify} $title={İçindekiler}

Hakkında bilgi nedir?

  • Doğum: Sigismund Schlomo Freud; 6 Mayıs 1856; Freiberg in Mähren, Moravya, Avusturya İmparatorluğu (günümüzde Příbor, Çekya)
  • Ölüm: 23 Eylül 1939 (83 yaşında); Hampstead, Londra, Birleşik Krallık
  • Mezun olduğu okul: Viyana Üniversitesi (MD)
  • Tanınma nedeni: Psikanaliz
  • Evlilik: Martha Bernays (e. 1886)
  • Çocuk(lar): 6, Ernst ve Anna dahil
  • Ödüller:
    • Goethe Ödülü (1930)
    • Royal Society Yabancı Üyesi

Kariyeri

Sigmund Freud'un imzası
Sigmund Freud'un imzası

Hayatı

Orta hâlli bir Yahudi yün tüccarının, kırk yaşındayken, kendisinden yirmi yaş küçük bir kadınla yaptığı ikinci evliliğinden dünyaya geldi. Ekonomik bunalımdan dolayı ailesi Viyana'ya yerleşmek zorunda kaldığında, Freud henüz 4 yaşındaydı. 1938 yılına kadar burada yaşadı.

Lisede Latince, Fransızca ve İngilizce öğrenirken kendi çabalarıyla İbranice, İspanyolca ve İtalyanca öğrendi. Başarılı bir öğrenciydi. Goethe'nın yapıtlarından etkilenerek, başlangıçta istemediği halde, tıp okumaya karar verdi.

Üniversite yıllarında Yahudi düşmanlığıyla karşılaştı, okuldaki arkadaş çevresinden dışlandı. 1876 yılında fizyolojist Brücke'nin laboratuvarına girdi, burada anatomopatoloji ve insan sinir sistemi üzerine araştırmalar yaptı. 1881'de tıp öğrenimini bitirdi. 1883'te dönemin ünlü beyin anatomisi ve nöropatoloji uzmanı Dr. Theodor Meynert'in yönetiminde psikiyatri kliniğinde asistan olarak çalışmaya başladı. 1884 yılında kokain üzerine bir inceleme yapmakla görevlendirildi. 1884'te kokainin analjezik özelliklerini keşfetti, anestezik niteliklerini ise sezinledi. (Yaşamım ve Psikanaliz adlı yapıtında kokainin anestezik niteliklerini aslında bildiğini, yalnız tıp çalışmalarını bıraktığından dolayı bunların başkaları tarafından ortaya çıkarıldığını ileri sürer.)

Aldığı bir bursla 1885'te Paris'e gitti, Salpêtriê Hastanesi'nde, Jean Martin Charcot'nun yanında staja başladı. Burada histerinin belirtilerini, hipnotizma ve telkinin etkilerini gözlemledi. Charcot'dan çok etkilendi (Yaşamım ve Psikanaliz 'de Charcot'ya ne kadar düşkün olduğu görülür). Charcot'nun konferanslarını Almancaya çevirdi ve 1886'da yayımladı.

1886'da Paris'ten ayrılarak Berlin'e gitti. Burada çocuk nöropatolojisiyle ilgilendi. Viyana'ya dönerek özel hekimliğe başladı. 1886 ekim ayında 4 yıldır nişanlı olduğu Martha Bernays ile evlendi. Sinir hastalıkları ve histeri şikayetiyle kendisine başvuranlar üzerinde dönemin ünlü tedavi yöntemlerini, elektroterapi ve hipnotizmayı uyguladı. 1887'de Dr. Bernheim'in Telkin ve Telkinin Tedavideki Uygulamaları Üstüne adlı kitabını çevirdi.

Elizabet von R. adındaki bir kadın hasta kendisini serbest çağrışım yöntemine zorlayınca hipnozdan vazgeçti. 1892 - 1895 yılları arasında Charcot'nun Salı Günü Dersleri adlı kitabının çevirisini, savunma psikonevrozları üzerine bir makaleyi ve saplantılar ve fobiler üzerine başka bir makaleyi Breuer ile ortaklaşa hazırladı. Ancak tıp çevrelerince Histeri Üzerine İncelemeler hoş karşılanmadı. Bu yapıtta psikanalizin temel ilkelerine rastlanır.

1896 yılında babasının ölümü üzerine derin bir bunalıma girdi ve sistematik olarak kendini çözümlemeye başladı. Yine aynı yıl Breuer'le nevrozların cinsel açıdan açıklanması konusunda ters düşerek yollarını ayırdı. Histerinin cinsel etiyolojisi üzerine verdiği bir konferans skandala yol açtı. Bu dönemde W. Fliess'le yazışmaları, özçözümleme süreci, hayatı üzerinde önemli etkiler yarattı. (Bu yazışmaları Freud'un ölümünden sonra eşi ve kızı tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Freud psikanalize özel hayatını karıştırmak istemediğinden, kişisel kayıtlar bırakmamış, birçok yazışma ve mektubunu ölümünden önce yakmıştır.) Hayatının 10 yıl süren bu döneminde, Freud hem yandaş, hem öğrenci bakımından yalnız kaldı. Kendini hastaların tedavisine ve psikanalizin yaratılmasına yoğunlaştırdı. Bu sürecin sonucu olarak 1897'de Oedipus Kompleksi, 1900'de Düşlerin Yorumu (iki cilt) adlı eserler ortaya çıktı.

1908'te Viyana Psikanaliz Derneği kuruldu. Bu olay, Freud için bir dönüm noktasıydı, Yaşamım ve Psikanaliz kitabında buna büyük yer verdi. Ancak bu tarihten önce bile Freud'un çevresinde çözümlemenin giderek kurumlaştığı görülür. 1902'den sonra "Çarşamba Günleri Psikoloji Derneği", adı altında başta P. Federn, O. Rank, W. Stekel ve Alfred Adler olmak üzere, Freud'un ilk yandaşları bir araya toplandılar. 1904'te E. Bleuer'le yazışmaya başladı. 1907'de Bleuer'in asistanı Carl Gustav Jung tarafından ziyaret edilir. Jung aynı yıl Zürih'te Freud Derneği'ni kurdu. Bu Freud için büyük bir başarıydı, zira psikanaliz artık ülke sınırlarının dışına çıkmıştı. Takip eden yıllarda Jung, 1. Psikanaliz Kongresi'ne katıldı ve psikanaliz üzerine konferanslar vermek üzere Freud ile birlikte ABD'ye yolculuk etti. Freud, 1910 - 1920 yıllarında Psikanaliz Üzerine, Bir Paranoya Vakası Özyaşam Öyküsü Üzerine Psikoanalitik Gözlemler: Başkan Screber, Totem ve Tabu, Narsizmin İncelenmesine Giriş, Yas ve Melankoli adlı eserleri yayımladı. Amerikan sineması (Hollywood) Freud’u ve psikanalizi çok sevdi. Samuel Goldwyn 1924 sonbaharında Viyana’ya giderek Freud’u buldu. Tasarladığı şey, Hollywood’da “psikoanaliz çalışmalarını ticarileştirmesi ve beyazperdeye uygun bir öykü yazması” için yüzbin dolar önermekti. Freud bu teklifi reddetti. Ancak, densiz ve çıkarcı Hollywood patronları psikanaliz konulu ya da “delilik” üzerine yazılan senaryolarla büyük paralar kazandılar. Sinema endüstrisinde su gibi akan paranın büyük bir miktarı, Freud’un cebine olmasa bile Freudcu ceplere aktı.

1923'te kendisine üstçene ve damak kanseri tanısı kondu. İzleyen yıllarda 33 kez ameliyat oldu. Sürekli protez takması gerektiğinden dolayı uzun yıllar konuşma ve yemek yeme sıkıntısı çekti. 1938'de Naziler'in Viyana'ya girmesiyle birlikte en küçük çocuğu Anna ile birlikte Avusturya'yı terk etmek zorunda kalarak Londra'ya yerleşti. Ölümüne dek tedavi ve çalışmalarına burada devam etti.

Freud, prensipleri gereği kişisel hiçbir özel belge, anı defteri, mektup bırakmamış, hepsini yakmıştır. Bu nedenle, Freud'a dair ilk ve en kapsamlı bilgiler ilk olarak yakın dostu İngiliz psikaytr Ernest Jones'un 1953'te yayımlanan üç ciltlik Sigmund Freud'un Yaşamı ve Yapıtları adlı kitabıyla ortaya çıkarıldı.

Freud’un psikanalitik açıdan öne sürdüğü yıkımlar doğum, cinsellik, kastrasyon, Oidipus kompleksi, narsisizm, yas, ölüm dürtüsü gibi birçok biçim alacak ve çeşitli adlarla anılacaktır. Freud’un çalışmalarındaki başlangıç noktası, ancak sansürlenmiş geçmişle yaşanabileceğidir; modern insanların kendi geçmişlerinin mağdurları oldukları kadar mimarları da olduğunu ileri sürerken “iyileşmek isteriz, ama acı çekmeye bayılırız; hazzın kaynağı acının da kaynağıdır, eğer biri bizi tatmin edebiliyorsa hüsrana da uğratabilir” görüşünü vurgulamıştır. Rekabet ve hırs, kayıp ve sefaletle ayrılmaz bir biçimde bağlıdır. Hırsın nedenlere ve gerekçeleri çocukluğun felaketlerindedir. Modern birey hem çevresinden hem de arzularından gelen uyaranlara aşırı derecede maruz kalmıştır ve kendisinden ya da diğer insanlardan soyutlanmadan, kendisine ya da diğer insanlara yabancılaşmadan yalıtılmak için durmadan savaşmaktadır. Çocuk, yeni doğan kardeşini işgalci ve rakip olarak etiketler; yalnızca emzirilme dönemindeki bir bebek değil, annenin ilgisinin yoğunlaştığı bir nesnedir. Tahttan indirildiğini, elindekilerin çalındığını, haklarının zarar gördüğünü hisseder. Kardeşine nefret duyar, sadakatsiz anneye kin besler. Freud, kardeşine karşı gelişen bu tür duygularını (kayıplarını) iyileştirme yolu olarak “öğrenmeyi (eğitimi)” seçerken, babasının kendisi için söylediği “bu çocuk hiçbir zaman adam olmayacak” sözlerini “hırsına korkunç bir hakaret olarak” değerlendirmiştir.  Babasıyla ilgili düş kırıklığı onu “entelektüel bir baba” arayışına yönelttiği görülür; çevresindeki erkek dostlarında aradığı özellik “babasına benzememeleri” idi. İnsanlar çocuk sahibi olduklarında kendi çocukluklarını ve kendi anne babalarından gördüklerini ya da görmedikleri anne babalığı anımsarlar.

Freud’un tıp okuma kararındaki en etkili etmen “bilgi açlığı” idi; öğrenmeyi ve öğretmeyi, çoğu zaman yardım ve tedavi etmekten çok daha keyifli buluyordu. En çok sevdiği ilkesi ise zorunluluğu zevke dönüştürmekti. Freud'a göre, modern insanlar, yaradılış ve kültür yapıları nedeniyle ütopyacıdır; ne kadar çok acı çekerlerse çeksinler hep daha iyi bir geleceğe inanarak yaşarlar. Oysa, uygarlaşma süreci ne kadar olanak tanıyıcı olsa da her zaman baskıcıdır. Bireyin devlet için kabul edilemez parçalarını ve versiyonlarını seçip ayırır, bireyi kendine uyduramadığı yanlarıyla çaresiz ortada bırakır. Geçmişten geleceği kurtarmak mümkünse eğer, bunun nasıl bir gelecek olduğu bilinmez; modern insanlar kendi gelişimleriyle ilgili çelişik duyguları olan tek hayvandır, büyümeye can atarlar, ancak büyümekten nefret de ederler.

Eserleri

  • Zur Psychopat­hologie des Alltagslebens (Günlük Yaşa­mın Psikopatolojisi)
  • Die Traumdeutung (Düşlerin Yorumu)
  • Über Psychoanaly­se (Psikanaliz Üzerine Beş Ders)
  • Totem und Tabu (Totem ve Tabu)
  • Zur Einführung des Narzissmus (Narsisizmin İncelenmesine Giriş)
  • Unbehagen in der Kultur (Uygarlı­ğın Huzursuzluğu)
  • Jenseits des Lustprinzips Das Ich und das Es (Haz İlkesinin Ötesinde Ben ve İd)
  • Der Mann Moses und die monotheistische Religion (Musa ve Tektanrıcılık)
  • Cinsellik Kuramı Üzerine Üç Deneme, 1905
  • Der Witz und seine Beziehung zum Unbewussten, Espiriler ve Bilinçdışı'yla İlişkisi, 1905
  • Psychoanalytische Bemerkungen über einen autobiographisch beschriebenen Fall von Paranoia / Der Fall Daniel Paul Schreber, (Bir otobiyografik paranoya vakasında psikanalitik yorumlar/Dava Daniel Paul Schreber), 1910/11
  • Psikanalizin Tarihçesi, 1914
  • Psikanalize Giriş Dersleri, 1917
  • Yaşamım ve Psikanaliz, 1925
  • Tutukluk, Semtom ve Korku, 1926
  • Bir Yanılsamanın Geleceği, 1927
  • Kültür İçindeki Huzursuzluk, 1930
  • Psikanaliz ve Uygulama
  • Psikanaliz Üzerine
  • Olgu öyküleri
  • Histeri ile Mücadele

Hayat kronolojisi

  • 1856 6 Mayıs. Musevi bir ailenin çocuğu olarak Moravya'da Freiberg'de (bugün: Příbor) doğar.
  • 1860 Aile Viyana'ya yerleşir.
  • 1865 İlkokula girer.
  • 1873 Viyana Üniversitesine tıp öğrencisi olarak girer.
  • 1876-82 Viyana'da Fizyoloji Enstitüsünde Brücke'nin yanında çalışır.
  • 1877 İlk yayınlar: anatomi ve fizyoloji üzerine makaleler
  • 1881 Tıp doktoru olarak mezun olur
  • 1882 Martha Bernays ile nişanlanma
  • 1882-5 Viyana Genel Hastanesinde çalışma, beyin anatomisi üzerinde yoğunlaşma: pek çok yayın
  • 1884-7 Kokainin klinik kullanımı üzerine araştırmalar
  • 1885 Nöropataloji Privatdozent'i (üniversite hocası) olarak atanma
  • 1886 Martha Bernays'la evlenme. Viyana'da sinir hastalıkları üzerine özel muayenehane açış.
  • 1886-93 Viyana'da Kassowitz Enstitüsünde nöroloji üzerine, özellikle çocuklardaki beyin felçleri üzerine sürekli çalışma ve pek çok yayın
  • 1887 En büyük kızının doğumu (Mathilde)
  • 1887-1902 Berlin'deki Wilhelm Fliess'le arkadaşlık ve yazışma. Freud'dun, bu dönemde, ona yazdığı ve ölümünden sonra, 1950'de yayımlanan mektupları görüşlerinin gelişimine pek çok ışık tutmuştur.
  • 1887 Uygulamalarında hipnotik telkini kullanmaya başlar
  • 1888 (yak) Histerinin katartik sağaltımında hipnozu kullanarak, Breuer'i izlemeye başlar. Giderek hipnozu bırakır ve onun yerine serbest çağrışımı geçirir.
  • 1889 Telkin tekniğini incelemek üzere, Nancy'de Bernheim'ı ziyaret eder. En büyük oğlunun doğumu (Martin)
  • 1891 Afazi üzerine monografi.
  • 1892 En küçük oğlunun doğumu (Ernst).
  • 1893-8 Histeri, obsesyonlar ve anksiyete üzerine araştırma ve kısa makaleler.
  • 1895 Breuer ile birlikte, Histeri Üzerine Çalışmalar; olgu öyküleri ve Freud'un kendi tekniği betimlemesi.
  • 1893-6 Freud'la Breuer arasında giderek artan görüş ayrılığı. Freud, savunma ve bastırma kavramlarını ve de nevrozun, ego ile libido arasında bir çatışmanın sonucu olduğunu getirir.
  • 1895 Bilimsel bir ruh bilim projesi: Freud'un Fliess'e mektupları arasında bulunur ve ilk kez 1950'de basılmıştır. Ruhbilimi nöroloji terimleri ile anlatmak için başarısız bir girişim, ama Freud'un daha sonraki çoğu kuramının habercisidir.
  • 1896 Ruh çözümleme teriminin ortaya çıkışı. Babasının ölümü (80 yaşında).
  • 1897 Freud'un öz-çözümlemesi; yaralanma kuramının terk edilmesine ve çocuksu cinsellik ve Oediepus karmaşasının benimsenmesine yol açmıştır.
  • 1900 Düşlerin Yorumu. Son bölümünde, Freud'un zihinsel süreçler, bilinçdışı ve haz ilkesinin üstünlüğü üzerine tüm görüşleri ilk kez özetlenir.
  • 1901 Günlük Yaşamın Psikopatolojisi. Bu, düşler hakkındaki kitapla birlikte, Freud'un kuramlarının, yalnızca patolojik durumlara değil normal zihinsel yaşama da uygulandığını ortaya koyar.
  • 1902 Professor Extraordinarius atanır.
  • 1905 Cinsellik Kuramı Üzerine Üç Deneme: İnsanoğlunda, cinsel içgüdünün gelişiminin, bebeklikten erişkinliğe dek ilk kez izlenişi.
  • 1906 (yak) C.G. Jung ruh çözümlemeye katılır.
  • 1908 Ruhçözümleyicilerin ilk uluslararası toplantısı (Salzburg'da).
  • 1909 Freud ve Jung konferans vermek üzere ABD'ye çağrılırlar. Bir çocuğun ilk çözümlemesinin olgu öyküsü (küçük Hans beş yaşında) daha önce, erişkinlerin çözümlemesinden çıkarılmış olan sonuçların, özellikle de bebeklik cinselliği ile Oediepus ve iğdiş edilme karmaşasına ilişkin olanların desteklenmesi.
  • 1910 (yak) Narsisizm kuramının ilk ortaya çıkışı.
  • 1911-15 Ruh çözümleme tekniği üzerine makaleler.
  • 1911 Alfred Adler'in ayrılışı. Ruh çözümleme kuramlarının psikolojik bir olguya, Dr. Schreber'in öz yaşam öyküsüne uyarlanması.
  • 1912-13 Totem ve Tabu: Ruh çözümlemenin, antropolojik malzemeye uyarlanması.
  • 1914 Jung'un ayrılışı. Ruhçözümsel Devinimin Tarihi Üzerine. Adler ve jung hakkında polemik yapılan bir kesimi de içerir. Son büyük olgu öyküsünü, Kurt Adamı yazar. (1918'e dek yayınlanmamıştır).
  • 1915 Günümüze yalnızca beş tanesi gelmiş temel kuramsal sorularla ilgili on iki metapsikolojik makaleden oluşan dizi.
  • 1915-17 Giriş Konferansları: Freud'un görüşlerinin birinci Dünya Savaşı'na kadarki durumunun kapsamlı genel bir değerlendirmesi.
  • 1919 Narsisizm kuramının savaş nevrozlarına uygulanması. İkinci kızının ölümü.
  • 1920 Haz İlkesinin ötesinde: yineleme takıntısı ve ölüm içgüdüsü kuramının ilk kez açık olarak tanıtılması.
  • 1921 Grup Ruhbilimi. Egonun sistematik bir çözümsel incelenmesinin başlangıcı.
  • 1923 Ego ve İd. Bir id, bir ego ve bir de süperegoya bölünmesiyle aklın yapı ve işleyişinin büyük ölçüde düzeltilmiş tanımı. Kanser hastalığının ortaya çıkışı.
  • 1925 Kadınların cinsel gelişimi üzerine düzeltilmiş görüşler.
  • 1926 Ketvurmalar, Belirtiler ve Anksiyete. Anksiyete sorunu üzerine düzeltilmiş görüşler.
  • 1927 Bir yanılsamanın geleceği. Bir din tartışması: Freud'un geriye kalan yıllarının çoğunu adadığı bir dizi toplum bilimsel çalışmanın birincisi.
  • 1930 Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları. Bu, Freud'un yıkıcı iç güdüler (ki ölüm iç güdüsünün bir görünümü sayılmıştır) üzerine ilk kapsamlı çalışmasını içerir. Freud, Frankfurt kenti tarafından Goethe ödülü ile ödüllendirilir.
  • 1933 Hitler Almanya'da güç kazanır. Freud'un kitapları Berlin'de halk önünde Naziler tarafından yakılır.
  • 1934-8 Musa ve Tek Tanrıcılık. Freud'un yaşarken yayımlanan son kitabı.
  • 1938 Hitler'in Avusturya'yı ilhakı. Freud, Londra'ya gitmek üzere, Viyana'yı terk eder. Ruhçözümlemenin Bir Taslağı. Ruh çözümlemenin son, bitmemiş ama köklü bir tanımı.
  • 1939 23 Eylül, Londra'da ölümü.

Ayrıca bakınız

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski