varoluş

 

varoluş

Varoluş, felsefe tarihi boyunca önem taşımış, her tür felsefi tartışmanın merkezinde yer almış felsefe kavramlarından biridir. Varolanların varlığını bildirir, öz'ün karşıtıdır, yani bir şeyin ne olduğunu değil varolduğunu bildirir. Salt bir varolma durumu olarak varoluş. Felsefe akımlarında ya da okullarında pek çok farklı anlamlarda kullanılıp değerlendirilmiştir. Örneğin skolastik felsefede varoluş, varolan her şeyin (Tanrı ya da bir toz zerreciği) gerçekliğini bildirir. Daha dar ve doğa bilimsel anlamda ise varoluş, belirli bir bağlamda uzay-zaman boyutunda yer almak ya da şimdi ve burada var olmak anlamında belirtilir.

{tocify} $title={İçindekiler}

Felsefî görüşler

Varoluş kavramı en geniş açılımına ya da popülerliğine varoluşçu felsefe ile kavuşmuş diyebiliriz. Kierkegaard, Karl Jaspers, Martin Heidegger, Sartre gibi filozoflar varoluş kavramını zenginleştirmişler ve kendi felsefelerinin ilkesi olarak değerlendirmişlerdir. Kierkegaard, Tanrı ve sonsuzluk önünde yapayalnız olmak anlamında insanın varoluşundan söz eder. Sartre'da kendi felsefesini özetlerken "varoluş özden önce gelir" diyecektir. Önceden bir nesne gibi verilmemiştir insan varoluşu, yapılmak ya da oluşturulmak üzere mutlak bir sorumlulukla sunulmuş bir kaynaktır. Heidegger, "insanın özü varoluşundadır" demektedir.

Varoluş çeşitleri

Varoluşun (Alm. Almanca: Existenz) üç çeşidi vardır:

Gerekli varoluş (Alm. Almanca: Notwendige Existenz, Ar. وَاجِبُ الْوُجُود ‎ (wājib ul-wujūd)): Onsuz hiçbir şey olamaz. Her şeyin başıdır. Bazı felsefelerde gerekli varoluş tanrıdır.

Gerekli olmayan varoluş (Alm. Almanca: Nichtnotwendige Existenz): Gerekli varoluşun dışında varolması şart olmayan her şey. Mesela bir taş olmasa durduğu yer boş kalır, fakat Dünya buna rağmen varlığını sürdürebilir.

Mümkün olmayan varoluş (Alm. Almanca: Unmögliche Existenz): Varlığı çelişki yaratacağı için olması düşünülemeyen varoluşlardır. Gerekli varoluşu her şeye kadir olan tanrı olduğunu ileri süren bir felsefe için mümkün olmayan varoluşa "tanrının kaldıramayacak kadar ağır bir taş" örnek olarak gösterilebilir. (Bu taşın varlığı, her şeye kadir olan tanrının kadrini sınırlayacağından tanrının bu özelliği ile (Alm. Almanca: Allmächtigkeit) çelişmektedir.)

Kaynakça

  • Felsefe Terimleri Sözlüğü, Bedia Akarsu, İnkılap Yayınevi.
  • Felsefe Sözlüğü, Ahmet Cevizci, Paradigma Yayınları.

TDK sözlük anlamı nedir?

isim, felsefe, (va:roluş)

Yaşama, var olma, bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu değil, var olduğu olgusu, mevcudiyet, öz karşıtı:

      "Artık yaradılışının, varoluşunun, hayatla ödüllendirilişinin sebebini bilmektedir." - Tarık Buğra

Felsefe Terimleri Sözlüğü - 1975

Türkçe: vücut, mevcudiyet, İngilizce: existence, Fransızca: existence, Almanca: Dasein, Existenz, Latin: existentia

1. Var olan, gerçeğe dayalı olarak var olan, gerçek varlık; özün karşıtı, bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu değil, var olduğu olgusu. Şöyle ya da böyle biçim almış her türlü özelliklerin dışında burada olma, nitelikçe belirlenmemiş salt var olma olgusu. 2. (Skolastik felsefede) Her var olanın, her gerçek olanın (Tanrı'dan kum tanesine değin) gerçekliği. 3. (Dar anlamda) Uzay ve zamanca, burada ve şimdi, var olan. (Düşüncel nesnelere ve Tanrı'ya uygulanmaz.) 4. (Varoluş felsefesinde) Günümüz varoluş felsefesinin kurucusu Kierkegaard'a bağlı olarak: Bütün varolanlardan, bütün doğal ya da düşüncel olarak verilmiş varlık düzenlerinden ve varlık bağlarından ayrılarak tek başına kalmayı, Tanrı'ya da hiçlik önünde yapayalnız olmayı göze alan insanın varoluşu; bunun yanında hiç bir zaman bir nesne gibi verilmemiş olan, hiç bir zaman olmuş bitmiş bir varlık olarak hazır bulunmayan, tam tersine yalnız özgürce bir kendi kendini gerçekleştirme yoluyla gerçek ve yaşanabilir olan, insan varoluşunun kendi kendisi olma ya da olmama olanağı; kişinin kendi kendisi olarak (kendisi ya da Tanrı önünde) saltık bir sorumluluğun ciddiyetiyle eylemesine ve düşünmesine yol açan kaynak.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski