transfobi

 

transfobi

Transfobi, transgender veya transseksüel kişilere ya da direkt olarak transseksüelliğe karşı duyulan hoşnutsuzluğu ve olumsuz tutumu kapsamaktadır. Transfobi, toplumun cinsiyet normlarına uymayan insanlara karşı duyulan korkuyu, tiksintiyi, nefreti veya rahatsızlığı ve bunlara bağlı olarak şiddeti kapsayabilir. Genellikle homofobik görüşlerle birlikte ifade edilir ve bu nedenle sıklıkla homofobinin bir türü olarak kabul edilir. Transfobinin mağdurlarından olan çocuklar tacize, okulda zorbalığa ve/veya okul içinde şiddete, koruyucu aileleri tarafından şiddete maruz kalmaktadırlar. Yetişkin mağdurlarsa kamuoyunda alaya, tacize, sataşılmaya, şiddet ile tehdide, soyguna uğramaya ve yanlış tutuklamaya maruz kalmaktadır ve bu yüzden birçoğu toplumda güvensiz hissetmektedir. Bazıları; trans olduğu için kovulacağından veya muhafazakâr politikaların, onları korumak için yasalara karşı çıkan dindar grupların etraflarını kuşatmasının baskısından dolayı sağlık hizmetini reddediyor veya işyeri ayrımcılığıyla mücadele ediyor. Kurbanların yüksek bir oranının cinsel şiddete maruz kaldığı rapor edilmektedir.

Şiddet riski ve diğer tür tehditlerdeki artışın yanı sıra, transfobiye maruz kalma sonucu oluşan stres; madde bağımlılığı, evden kaçma (küçük yaşlarda) ve intihar etme gibi olumsuz sonuçların artmasına neden olabilir.

Batı dünyasında ayrımcılığa karşı ve fırsat eşitliği yaratan politikalarının oluşturulmasında kademeli değişikliklere gitmektedir. Gelişmekte olan ülkeler de onları örnek almaktadır. Ayrıca, genel anlamda kabulü artırmak için LGBT topluluğuna ilişkin kampanyalar tüm dünyaya yayılmaktadır; BM'nin "Stop the Stigma" (Damgalamayı durdur) kampanyası bu yönde bir gelişmedir.

{tocify} $title={İçindekiler}

Etimoloji ve kullanımı

Transfobi kelimesi, homofobi terimine dayanan klasik bir kelime birleştirme yöntemiyle oluşturulmuştur. Transgender kelimesindeki İngilizce bir ön ek olan trans- (aslında "karşı, uzak tarafında, ötesinde" anlamına gelir.) ile "korku" anlamına gelen -phobia (Yunanca: φόβος, phóbos) ekinin birleşmesiyle oluşmuştur. Lezfobi, bifobi ve homofobi ile kardeş terimlerle birlikte, transfobi, LGBT kişilere karşı hoşgörüsüzlük ve ayrımcılığı karşılamak için kullanılan terimler ailesinin bir üyesidir.

Transfobi, klinik psikolojide tanımlanmış tarzda bir fobi değildir. Anlamı ve kullanımı ile yabancı düşmanlığına paraleldir. Transfobik, transfobi sahibi kimseyi ifade eder. Transfobi ve transfobik kelimeleri 2013 yılında Oxford İngilizce Sözlük'e eklendi.

Kökeni

Transfeminist teorisyen ve yazar Julia Serano, Whipping Girl adlı kitabında, transfobinin cinsiyetçiliğe dayandığını savunuyor ve hem transfobinin hem de homofobinin kökenlerini, "kadınların ve erkeklerin değiştirilemez olarak birbirinden farklı bir dizi eşsiz yetenek, istek, meyil ve nitelik"e sahip olduğunu savunan, kendi adlandırdığı "muhalif cinsiyetçilik"ten geldiğini savunmaktadır. Serano "muhalif cinsiyetçiliği", erkeklerin ve erkekliğin, kadınlardan ve kadınlıktan üstün olduğunu düşünen "geleneksel cinsiyetçilik" ile karşılaştırır. Ayrıca, transfobinin, insanların cinsiyet ve cinsiyet normları hakkındaki kendinlerine güvensizliklerinden kaynaklandığını yazıyor.

Transgender yazar ve eleştirmen Jody Norton, transfobinin, homofobi ve kadın düşmanlığının bir uzantısı olduğuna inanmaktadır. Transseksüellerin tıpkı eşcinseller ve lezbiyenler gibi, cinsiyet normlarına ve toplumsal ikili cinsiyet sistemine meydan okumalarından ve bunların altını kazmalarından nefret ettiklerinden ve korktuklarından bahsetmekte. Norton, "trans kadınların, erkeklerin kültürel ve politik hegemonyasının dayandığı ikili cinsiyet sistemine meydan okumasıyla transfobiyi kışkırttığını" yazmaktadır.

Belirtileri

Taciz ve şiddet

Trans bireyler, trans olmayan bireylere kıyasla yaşamları boyunca saldırı ve şiddet görme oranları daha yüksektir. Söz konusu cinsel şiddet olduğunda durum yine aynı kalmaktadır. Trans bireylere yönelik saldırganlık ve şiddet; fiziksel şiddet, adam yaralama, cinsel şiddet veya saldırı ve sözlü veya duygusal istismar yoluyla kasıtlı olarak sürdürülmektedir. Saldırganlık ve şiddet mağduriyet, zorbalık, taciz ve ayrımcılık gibi çok sayıda damgalama içerebilir. Trans bireylere yönelik istismar, aile, arkadaşlar, ortaklar, komşular, iş arkadaşları, tanıdıklar, yabancılar ve polisler gibi birçok farklı kaynaktan gelebilir. Trans bireylere yönelik bu saldırganlık ve şiddet biçimleri, yaşamının her anında ortaya çıkabilir. Dahası, bir veya birden fazla istismara bir trans kişinin yaşamı boyunca maruz kalması muhtemeldir.

Homofobi ve transfobi birbiriyle ilişkili olduğundan, birçok trans insan homofobi ve heteroseksizmi tecrübe etmek zorunda kalır; bunun nedeni ise insanların, trans cinsiyet kimliğini eşcinsellik ile ilişkilendirmeleri ya da trans insanların heteroseksüel olmayan bir cinsel yönelime sahip olmaları olabilir. Yazar Thomas Spijkerboe, "Çeşitli kültürel bağlamlarda şiddete maruz kalan trans bireyler, sıklıkla transfobik şiddetin homofobik olarak ifade edildiğini bildiriyorlar." belirtmektedir.

Amerikan Psikoloji Derneği'ne göre, trans çocukların diğer çocuklara göre okulda, koruyucu ailede, yatılı tedavi merkezlerinde, evsiz merkezlerinde ve ıslahevlerinde tacize uğramaları ve şiddet görme ihtimalleri daha yüksektir. Araştırmacılar, trans gençlerin rutin olarak okulda alay edildiklerini ve zorbalığa uğradıklarını ve neredeyse tüm trans gençlerin okulda, özellikle spor derslerinde, okul etkinliklerinde veya cinsiyetsiz tuvaletlerde sözlü veya fiziksel olarak taciz edildiğini söylemektedirler. Dörtte üçü güvende hissetmediklerini bildirdi.

Yetişkinler olarak transseksüel insanlar, sadece sokakta yürürken veya bir mağazaya girerken bile sıklıkla alaya, bakışlara ve şiddet tehditlerine maruz kalmaktadırlar. ABD'de 402 yüksek gelirli, çalışan, yaşlı trans bireyle yapılan bir ankette %60'ının cinsiyet kimlikleri nedeniyle şiddete uğradığı veya taciz edildiği tespit edildi. %56'sı sözlü veya fiziksel olarak taciz edilmiş, %30'u saldırıya uğramış, %17'sine bir şeyler fırlatılmış,%14'ü soyulmuş ve %8'i haksız tutuklama olarak nitelendirdikleri şeyleri yaşamıştı. Philadelphia'da 81 trans kişiyle yapılan bir araştırmada, trans bireylerin sırf transseksüel oldukları için %30'u kamuoyunda güvende hissetmediğini, %19'u da aynı nedenden rahatsız olduğunu bildirdi. Hiç cinsel ilişkiye girmeye zorlandıkları, evlerinde şiddet gördükleri veya fiziksel olarak istismar edildikleri sorulduğunda, çoğunluk her soruya evet yanıtını verdi.

Trans bireylere yönelik cinsel şiddet hakkındaki Amerikan çalışmalarının gözden geçirilmesi sonucunda, bu durumun "şok edici derecede yaygın" olduğunu ve en yaygın bulgunun trans bireylerin yaklaşık %50'sinin cinsel saldırıya uğradığı ortaya çıkmaktadır.

Ayrıca bakınız


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski