Muhammed'e yönelik eleştiriler 7. yüzyıldan beri yapılagelmiştir. Modern zamanlarda eleştiriler genellikle onun peygamberlik iddiasındaki samimiyeti, politik tutumu, evlilikleri ve sahip olduğu köleleri üzerine yapılmaktadır.
{tocify} $title={İçindekiler}
Genel değerlendirme
Muhammed'in hayatıyla ilgili mistik-destansı unsurlarla süslenen ayrıntılı hikâyeler Ahmediyye, Muhammediyye gibi siyer ve megâzî kitaplarında yer alır. Bilimsel araştırma sınıfında olanlar bir kenara bırakılacak olursa, her eğilimin kendi Muhammed figürünü yarattığı bu hikâyelere toplumun ve din mesleğinde çalışanların ilgisinin gerçeklik ve nesnellik yerine, "hikâyelerin gücü" üzerinden devam ettiği, bu ve benzeri hikâyelerin tarih boyunca dinlenmeye devam edildiği söylenebilir. (bakınız:Revizyonist İslam Araştırmaları Okulu)
Tarihçe
Onu tanıyanların eleştirileri
Muhammed'e yönelik eleştiriler İslam'ın ilk dönemlerine kadar uzanır. Enes bin Malik bunlardan birisini şöyle anlatır: "Bir adam vardı. Neccaroğullarından, Hristiyan'dı, Müslüman olmuştu. Bakara ve Ali İmran surelerini okumuştu. Peygambere de vahiy yazıyordu. Sonra, yeniden Hristiyan oldu ve kaçıp Hristiyanlara katıldı. Ben ne öğretip kendisi için yazdımsa, Muhammed yalnızca onu bilir, başka bir şey bilmez." demeye başladı."
Tek tanrılı dinlere mensup Müslüman olmayan çağdaş Arapların Muhammed'e karşı eleştirileri 7. yüzyıla dayanmaktadır.
Orta Çağ'da yaşamış eski Müslümanlardan eleştiriler
İbnü'r Râvendî, Ebu'l Âlâ el-Maarrî ve Ebu İsa el-Varrak, Muhammed'in ahlakını eleştiren ünlü ilk dini şüphecilerdi.
Yahudilerden eleştiriler
Orta Çağ döneminde, Yahudi yazarlar Muhammed’i ha-meshuggah (Çılgın Adam) olarak isimlendiriyorlardı. Bu terim genellikle Kitâb-ı Mukaddes'te kendilerinin peygamber olduğuna inanan insanlar için kullanılırdı.
Hristiyanlardan eleştiriler
Martin Luther Muhammed’i "şeytan veya şeytanın ilk doğan çocuğu" olarak tanımlamıştır. Goethe'nin ise İslam hayranı olduğu, Mahomet adlı bir tiyatro hazırlığına giriştiği ve Mahomets Gesang adlı bir şiir yazdığı belirtilmektedir.
20. yüzyıl
20. yüzyılın ilk yıllarında Batı öğretisinde Muhammed görüşü değişti. Bu görüş eleştirel ağırlıklıydı. 1911'de yazılan Katolik Ansiklopedisi'nde Gabriel Oussani'ye göre Muhammed'e Yahudilik ve Hristiyanlığın "kusurlu anlayışı" vahyedilmişti.
William Montgomery Watt ve Richard Bell gibi bazı modern yazarlar Muhammed'in takipçilerini kasten aldattığı fikrini reddederler ve Muhammed'in "kesinlikle samimi olduğunu ve tamamen iyi niyetle hareket ettiğini" söyleyip Muhammed'in davası için zorluklara göğüs germeye hazır olmasının bunun göstergesi olduğunu iddia ederler. Watt ve Bernard Lewis, Muhammed'i sadece kendi çıkarları peşinde koşan bir sahtekar olarak görmenin İslam'ın gelişimini anlamayı imkansız hale getirdiğini öne sürerler. Alford T. Welch, Muhammed'in yaptığı işe olan sağlam inancı nedeniyle bu kadar etkili ve başarılı olmuş olabileceğini savunur.
Günümüzdeki eski Müslümanlardan eleştiriler
Arif Tekin: Muhammed'in Tanrı tanımında kullandığı isim, sıfat ve zamirlerle, kadınlara ait tutum ve ifadelerinde, içinde yetiştiği "erkek egemen" toplum yapısının yansımalarının bulunması ve Muhammed'in Kur'an'da Mekke döneminde fikir ve inanç özgürlüğünü çağrıştıran mütevazı ifadelere yer verirken, güçlü ve savaşmak için imkanlara sahip olduğu Medine döneminde muhaliflerine karşı savaş ve tehdit içeren ifadelere yer vermesidir. Kendisinin keskin ifadeler içeren bir diğer eleştirisi ise Muhammed'in gerçekten Tanrı'ya inanıp-inanmadığı sorunudur. Tekin, bu çıkarımı Ahzab Suresi örneğinde olduğu gibi Muhammed'in özel hayatını kollayan Kur'an ayetlerini referans vererek yapar.
Eleştiri başlıkları
Bir Hristiyan web sitesinde Muhammed’in hayatıyla ilgili eleştiriler: Kitâb-ı Mukaddes’te Muhammed’in haber verilmesi konusu, Muhammed’in yanlış öngörüleri, kişisel yeterlilik, Muhammed’in tanrılaştırılması, insan olarak davranışları, acımasızlığı, İslam'da kadın-erkek eşitsizliği, evlilikleri, Muhammed ile İsa’nın karşılaştırılması gibi başlıklar altında yapılmıştır.
Diğer bir eleştiri başlığı daha çok Müslüman kökenli yazarlar tarafından öne çıkarılan Kur'an, şeriat ve İslami kavramların kaynaklarına yapılan eleştirilerdir.
Politik tutumu
Ana maddeler: Muhammed'in savaşları ve Muhammed ve Yahudiler
Şiddet: Muhammed'in Müslümanlar hakkında alaycı şiirler yazan bazı Yahudi şairlerin (Ebu Afâk, Asma bint Mervan, Ka’b İbni El-Eşref) ve tüccarların (İbni Sunayna ve Ebu Rafi) öldürülmesi emrini vermesi eleştiri konusudur. Muhammed'in bazı Yahudi kabilelerine savaş açıp onları Medine'den sürdüğü, Kurayza kabilesine 700-1000 civarında erkeği öldürttüğü, mallarına el koyduğu, kadınları ve çocukları köle olarak sattığı bilgisi bulunmakla birlikte bu uygulamaların tarihî gerçekliği tartışmalı bir konudur.
Kölelik kurumu: Muhammed'e yönelik diğer eleştiri başlıklarından birisi de onun köle ve cariyelere sahip olması ve kölelik karşısındaki tutumudur. (bkn. İslam'da kölelik)
Evlilik ve ilişkileri
Ana madde: Muhammed'in evlilikleri
Bazı kaynaklara göre Muhammed kendi zamanında muhtemelen olağan karşılanan ancak günümüz değer yargılarıyla şiddetle eleştirilere uğrayan, kesin sayısı bilinmeyen, çok sayıda evlilik, cariye edinme, sözlenme, ayrılma gibi ilişkiler yaşadı. En çok eleştirilen evlilikleri Zeyneb bint Cahş, Aişe bint Ebubekir, Cüveyriye bint Haris ve Safiyye bint Huyey ile yaptığı evliliklerdir. Bu evlilikler çocuk evliliği, evlatlığının karısı ile evlilik ve savaş esiri kadınlardan cinsel olarak faydalanma sebebiyle eleştirilir.
Çocuk evlilikleri: Turan Dursun çocuk yaştaki kızların yaşlanmış olan Muhammed ve diğer ilk Müslüman erkekler ile evlendirilmelerini eleştiri konusu yapar. Bir diğer eleştiri konusu Osman bin Affan örneğinde, nikâhın Osman'ın Müslüman olması karşılığında yapılmasıdır.
Okuryazarlığı ve kaynakları
Ana madde: Ümmî
Muhammed’le ilgili tartışılan konulardan birisi de okuryazar olup olmadığıdır. Geleneksel görüş Muhammed’in okuryazar olmadığı şeklinde ise de uzun yıllar zengin bir kadın olan Hatice’nin ticari faaliyetlerini yürütmesi gibi sebeplerle okuryazar olduğunu düşünenler de vardır.
Vahiy öncesi dönemde Araplarda eski dini birikimlerin şairler, kıssa anlatıcıları, hanifler ve Yahudi-Hristiyan din bilginlerinden oluşan ve muhtemelen zengin bir mitolojik kültür birikiminin geniş toplum kesimlerince bilindiği, Muhammed’in de içinde yaşadığı bu toplumun yazılı veya sözlü anlatımlarından oluşan birikime sahip olduğu düşünülmektedir. Mesela vahiy öncesi dönemde Muhammed’in, eşi Hatice’nin amcasının oğlu olması hasebiyle görüşme ihtimali olan kişilerden biri olan Rahip Varaka, Tevrat, Zebur ve İncil’i kapsayan Kitâb-ı Mukaddes’e hâkimdi. Varaka’nın dinler tarihi konusundaki birikimlerini Muhammed’e aktardığı ve bu bilgilerin Kur'an’daki Yahudi, Hristiyan kültürüyle ilgili dini anlatımlara kaynak teşkil ettiği ileri sürülmektedir.
Ayrıca bakınız
- Kur'an'a eleştiriler
- Hadis (eleştiriler bölümü)
- Siyer
- Şeriat (eleştiriler bölümü)
- İslam (eleştiriler bölümü)
Kaynakça
- wikipedia
Eleştiri kitapları
- Çöl Korsanı, Muhammed: Bir Sahtekârın Samimi Portresi (2. Baskı), Yakup Deniz, 2020