biçim ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
biçim (I)
isim
Biçme işi:
"Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." - Ömer Seyfettin
biçim (II)
1. isim Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl:
"İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur." - Salâh Birsel
2. isim Yakışık alan şekil, uygun şekil:
"Söylediklerimden çok, söyleyiş biçimi etkili oluyor kalabalığın üstünde." - Attila İlhan
3. isim Herhangi bir şeyin benzeri.
4. isim Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form.
5. isim Tarz:
"İngiliz biçimi ceketler, sıcak iklimler için yapılmış kısa pantolonlar..." - Falih Rıfkı Atay
6. isim, bilişim Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format.
7. isim, bilişim Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu.
8. isim, edebiyat Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil:
Gazel, mesnevi, rubai, sone birer şiir biçimidir.
Bilişim Terimleri Sözlüğü - 1981
Türkçe: format, desen, İngilizce: format, Fransızca: dessin, disposition, modèle, format
Verinin önceden düzenlenmiş görünümü. Bilgisayar belleğinde ya da izlencede, giriş-çıkış tutanaklarında ya da veri iletişimde bilgilerin gösteriliş düzenini belirleyen yapı.
Ruhbilim Terimleri Sözlüğü - 1974
İngilizce: gestalt, Almanca: Gestalt
Oluştuğu parçalar ve ilişkilerin toplamı ile açıklanamayan ve bunun üstünde bir bütünlüğü olan görünüm ya da yapı.
Yazın Terimleri Sözlüğü - 1974
Türkçe: şekil, Fransızca: forme
1. Yazın ve sanat yapıtlarında dış görünüş. 2. Koşukların kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü: Gazel, mesnevî, rubaî, sone gibi.
Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü - 1968
Türkçe: şekil, Fransızca: forme
(Resim, Heykel, Mimarlık) 1. Resim, heykel ve mimarlıkta yapıtın yapı bakımından tüm kuruluşu. 2. Bir rengin, çevresi belirli durumu.
Felsefe Terimleri Sözlüğü - 1975
Türkçe: suret, İngilizce: form, Fransızca: forme, Almanca: Form, Diğer: Yun. morphe, eidos, Latin: forma
-> Özdek ve -> içeriğin karşıtı. "Ne" olana karşıt olarak "nasıl" olan. Kaos durumunda, düzensiz ve belirlenmemiş olana karşılık sınırlanmış, düzenlenmiş olan. Bir nesnenin, biçim almamış özdeğinden, içeriğinden ayırmak üzere, onun dışını, dış çizgilerini, aynı zamanda iç yapısını, kuruluşunu, düzenini belirleyen. Biçim almamış özdeğe karşılık, belli bir düzene girmiş olan. // Özellikle bu anlamıyle felsefede (mantık, bilgi öğretisi, varlıkbilim, ahlak felsefesi, estetik, doğa ve tarih felsefesi) biçim kavramının önemli bir yeri vardır. Platon'da biçim, idea ile aynı anlamda kullanılır; genel olanı, değişmez olanı ve kendinden var olanı gösterir; bireysel ve değişen -> görüngülerin üstünde ve arkasında ilkörnek olarak bulunur. Aristoteles'te, her somut nesne, özdek ve biçimden kuruludur, başka deyişle, "Biçim kazanmış olan özdektir"; biçim, gerçeklik veren, gerçekleştiren etkendir (causa formalis), aynı zamanda oluş sürecinin ereğini belirler (causa finalis). Özdek, ancak biçim yüzünden gerçeklik kazanmış olan bir olabilirliktir. Bu düşünce ortaçağda özellikle skolastik dizgelerce benimsenmiştir. Aquinolu Thomas'a göre nesnenin özü ve varoluşu biçimden oluşur; ruh bedenin biçimidir; salt tinsel tözler ayrık biçimlerdir; Tanrı salt biçimdir. Yeniçağ felsefesi nesnel varlık öğretisinden ayrıldığı ölçüde biçim kavramının anlamı ve durumu da değişir. Kant'ta görü biçimleri (uzay ve zaman) ve düşünce biçimleri (kategoriler) artık nesnel varlık bağıntıları olmaktan çıkarlar, bilgi ve deneyin, insan duyarlığında ye anlığında bulunan, zorunlu koşulları olurlar. Ethik'te: Max Scheler, Kant'ın biçimsel ahlak öğretisi (formalist ethik) ile hesaplaşarak ona karşı görüngübilim açısından temellendirdiği içeriksel değerler öğretisini geliştirmiştir. Estetik'te: 1. Bir estetik nesnenin duyularla algılanan görünüş biçimi. 2. İçerik ve özün karşıtı. Doğa felsefesinde: Organizmada birliği sağlayan ve biçimlendiren güç (yeti). Mantıkta: Usavurma özdek ve biçimden oluşur: terimler ve önermeler çıkarımın özdeğidir; terimler ve önermeler arasındaki bağlantı da biçimi. Biçim bakımından bir önerme olumlu ya da olumsuz, tümel ya da tikeldir. Bir tasımda önermeler arasındaki bağlantı, sonuç zorunlu olarak öncüllerden çıkacak biçimde kurulmuşsa, bu tasım biçim bakımından doğrudur. Öncül yanlışsa sonuç da yanlış olur, ama bu yanlış oluş çıkarımın kendisinin biçim bakımından doğru olmasını ortadan kaldırmaz. (Biçimsel -formel- mantık.)
Fizik Terimleri Sözlüğü - 1983
Türkçe: şekil, İngilizce: form, Fransızca: forme, Almanca: Form
Dış görünüş; bir cismin yapısını ortaya koyan çevre çizgilerinin bütünlüğü.
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007
format
biçim
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007
form
biçim
Kelime Kökeni
Türkiye Türkçesinde biç- fiilinden +Im sonekiyle türetilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
biçin "suret, endam, boy pos" [ TDK, Tarama Sözlüğü (1400 yılından önce) ]
biçim "aynı anlamda" [ Meninski, Thesaurus (1680) ]
biçim "hasat zamanı" [ Hamit Zübeyr & İshak Refet, Anadilden Derlemeler (1932) ]