yaşamak ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
1. nesnesiz Canlılığını, hayatını sürdürmek:
"Hiçbir şey yaşarken daha önemli değildir." - Attila İlhan
2. nesnesiz Sağ olmak:
Deden yaşıyor mu?
3. nesnesiz Varlığını sürdürmek:
Balıklar suda yaşar.
4. nesnesiz Oturmak, eğleşmek:
Köyde yaşamak. Şehirde yaşamak.
5. nesnesiz Geçinmek:
Bu kazançla yaşamak kolay değil.
6. nesnesiz Herhangi bir durumda bulunmak veya olmak:
Bekâr yaşamak. Tek başına yaşamak.
7. nesnesiz Görüp geçirmek, başından geçmek:
"Balkan Savaşı'nın bütün acılarını yaşamış bir ailenin kızıydı." - Necati Cumalı
8. nesnesiz, mecaz Sürmek, devam etmek:
Onun anısı hep yaşayacak.
9. nesnesiz, mecaz Varlıklı, endişesiz, hoş vakit geçirmek, keyif sürmek:
"Tek başına manevra yapan bir lokomotif rahatlığı ile hayatını yaşıyor." - Haldun Taner
10. nesnesiz, mecaz Keyfi yerine gelmek, mutlu olmak, işleri yolunda olmak:
Bu iş olursa yaşadık.
11. nesnesiz, mecaz Bir durumu yaşar gibi olmak, bir durumla özdeşleşmek, duymak, hissetmek:
"Sen genç gibi yaşar, ihtiyar gibi ölürsün." - Ömer Seyfettin
Kelime Kökeni
Arapça mlw kökünden gelen imlāˀ إملاء "dikte etme, yazı yazdırma" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice mlē מל "1. dolu, 2. herekeli yani sesli harfleri bildiren noktaları doldurulmuş yazı" sözcüğünün ifˁāl vezni (IV) masdarı olabilir; ancak bu kesin değildir. Bu sözcük Aramice/Süryanice #mly מלי "doldurma" kökünden türetilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
[ Mukaddimetü'l-Edeb (1300 yılından önce) ]