bal

 

bal

Bal, arılar tarafından çiçeklerden ve meyve tomurcuklarından alınarak yutulan nektarın arıların bal midesi denilen organlarında invertaz enzimi sayesinde kimyasal değişime uğramasıyla oluşan ve kovandaki petek hücrelerine yerleştirilen çok faydalı bir besindir. Nektar bala çevrilirken arılar sağladıkları invertaz enzimi sayesinde sakkarozu inversiyona uğratarak fruktoz ve glikoz şeklinde basit şekerlere dönüştürür ve fermantasyonun meydana gelmesini önleyecek miktarda suyunu uçururlar. Kovandaki hücrelere yerleştirilen ve üzeri mumdan bir kapakla örtülen bal arılarca sağlanan özel havalandırma sistemi sayesinde bildiğimiz tat ve kıvama gelir. Halen dünyada üretilen bal türleri kestane balı, köknar balı, monofloral bal, çiçek balı, petek balı, armut balı, dağ balı, akasya balı, çam balı, kremalı bal, okaliptüs balı ve meşe balıdır.

Bal peteği
Bal arısının bal depoladığı hücreleri gösteren altıgen prizmatik mum petek

Balın rengi, şeker dengesi ve tadındaki farklılık tamamen toplanan nektarlardan kaynaklanır. Balın kokusunu, çiçeklerdeki aromalı uçucu yağlar verir ki bu aynı zamanda çiçeklerin kokularını veren yağdır.

Bal üretiminde ½ kg ham nektarı toplamak için 900 bin arının bir gün boyunca çalışması gerekir. Toplanan bu nektarın ise ancak bir kısmı bala çevrilebilir. Elde edilen balın miktarı getirilen nektarın şeker konsantresine bağlıdır. Bal; nem, güneş ışığı, kaynatma gibi sıra dışı bir etkiye maruz kalmadıkça bozulmaz ve zaman faktöründen etkilenmez.

Kremli ve adi bal
Kremli ve adi bal

{tocify} $title={İçindekiler}

Oluşum

Bal, nektar ve bal özü toplama sırasında arıların kas faaliyet metabolizmasını desteklemek için tükettiği şeker olarak kullanmak veya uzun süreli besin kaynağı olarak saklamak üzere arılar tarafından üretilir. Yiyecek arama sırasında arılar, uçuş kaslarının metabolik faaliyetini desteklemek için topladıkları nektarın bir kısmını kullanır. Toplanan nektarın çoğu kusarak sindirme, sindirim ve bal olarak depolamak için kullanılır. Soğuk havalarda veya diğer besin kaynaklarının kıt olduğu durumlarda yetişkin ve larva arılar depolanmış balı yiyecek olarak kullanırlar.

Bal arısı sürülerini insan yapımı kovanlar içinde yuva yapması için koruyarak, insanlar böcekleri yarı evcilleştirdi ve fazla balı hasat edebildi. Kovanda veya vahşi bir yuvada üç tür arı vardır:

  • bir dişi kraliçe
  • yeni kraliçeleri döllemek için mevsimsel olarak değişen sayıda erkek drone arılar
  • 20,000 ila 40,000 dişi işçi arı

Kovandan yiyecek aramak için ayrılan arı, şeker açısından zengin çiçek nektarı toplar, onu hortumu (İngilizce:proboscis) ile emer ve yemek midesinin hemen arkasında bulunan proventrikulus (bal midesi veya mahsulü) içine yerleştirir. Apis mellifera arısında bal midesi yaklaşık 40 mg nektar veya arının boş ağırlığının kabaca %50'sini tutar; bunu doldurmakta binden fazla çiçek ve bir saatten fazla zaman gerektirebilir. Nektar genellikle %70 ila 80'lik bir su içeriği ile başlar. Arının ağzındaki hipofaringeal bezindeki tükürük enzimleri ve proteinler, şekerleri parçalamaya başlamak için nektara eklenir ve su içeriğini hafifçe yükseltir. Toplayıcı arılar daha sonra kovana geri döner, burada kusar ve nektarı kovan arılarına aktarırlar. Kovan arıları daha sonra bal midelerini kullanarak nektarı yutar ve kusar, kısmen sindirilene kadar mandibulaları arasında tekrar tekrar kabarcıklar oluştururlar. Kabarcıklar hacim başına geniş bir yüzey alanı oluşturur ve suyun bir kısmı buharlaşma yoluyla uzaklaştırılır. Arının sindirim enzimleri hidrolize sakarozu glikoz ve fruktoz karışımına dönüştürür ve asitliği arttırarak diğer nişastaları ve proteinleri parçalar.

Alınmayı bekleyen ballar
Alınmayı bekleyen ballar

Arılar, ürün depolama kalitesinde peteklere ulaşana kadar nektarı bir arıdan diğerine geçirerek, 20 dakika boyunca kusarak ve sindirim ile grup halinde birlikte çalışırlar. Daha sonra bal petek hücrelerine yerleştirilir ve hala yüksek su içeriği (yaklaşık %50 ila %70) ve kontrol edilmediği takdirde yeni oluşan baldaki şekerlerin mayalanmasına neden olacak doğal mayalar ile kapatılmadan bırakılır. Arılar, büyük miktarlarda vücut ısısı üretebilen birkaç böcek arasındadır ve kovan arıları, bal depolama alanlarında yaklaşık 35 °C (95 °F) gibi oldukça sabit bir sıcaklığı korumak için ya vücutlarıyla ısıtarak ya da suyun buharlaşmasıyla soğutarak kovan sıcaklığını sürekli olarak düzenler. Şeker konsantrasyonunu doyma noktası değerinin üzerine çıkarmak ve fermantasyonu önlemek için, kovan arıları havayı dolaştırmak ve baldaki suyu %18’lik içeriğe kadar buharlaştırmak için sürekli kanatlarını çırparak süreç devam eder. Arılar daha sonra hücreleri mühürlemek için balmumu ile kaplar. Bir arıcı tarafından kovandan çıkarıldığı için balın raf ömrü uzundur ve uygun şekilde kapatılırsa fermente olmaz.

Altın başak çanak yaprak üzerinde hortumu uzamış bal arısı
Altın başak çanak yaprak üzerinde hortumu uzamış bal arısı

Güney ve Orta Amerika'da bulunan Brachygastra lecheguana ve Brachygastra mellifica gibi bazı yaban arısı türlerinin nektarla beslenip bal ürettiği bilinmektedir.

Polistes versicolor gibi bazı yaban arıları, yaşam döngülerinin ortasında polenle beslenmek ve enerji ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilecek balla beslenmek arasında geçiş yaparak bal tüketirler.

Fiziksel ve kimyasal özellikleri

  • Kristalize olma (şekerlenme): Çam ve kestane balı dışındaki ballar (çiçek balları) soğuk ortamda şekerlenir. Balın su içeriği şekerlenmeyi artırır. Sahte bal şekerlenmez. Şekerlenme balın polen tarafından tetiklenen kristalize olma durumudur.
  • Bal higroskopik bir madde olup havadan nem alma özelliğine sahiptir. Havada %58 rutubet olduğu zaman balda su miktarı %17.4 civarındadır.
  • Viskozite: akıcılığa karşı koyma özelliğini ifade eder. Buna "balın bünyesi" de denir. Ağır bünyeli bir balın akıcılığı yavaş yani viskozitesi yüksek olur. Viskozite balın içerisindeki su miktarıyla yakından ilgilidir.
  • Balın özgül ağırlığı içerisindeki su miktarı ve sıcaklığa göre değişmektedir. 20 °C de balın özgül ağırlığı 1.4225 bulunmuştur.
  • Kırılma sayısı: Refraktometre ile ölçülür. Sıcaklık önemli rol oynadığından bu işlemde 20 °C de yapılır ve balın içindeki su miktarı tayin edilmektedir.
  • Renk: Balın bir optik özelliği olan renk değişiklik gösterir. Bal renksiz durumdan koyu kırmızıya kadar değişebilir.

Balın içeriğindeki şekerin cinsine bağlı olarak ışığın sağa ya da sola kırılması söz konusudur. Bu özellik bal analizinde bala katılan bazı şekerlerin belirlenmesini sağlar.

Kimyasal yapı

Genel olarak balların toplandığı değişik bitki kaynaklarına göre farklı aroma, tat, renk, yoğunluk ve kristalize sahip oldukları tespit edilmiştir. Aynı şekilde ballarda akıcılık kimyasal bileşimi, şekerler, rutubet, enzimler, vitaminler, asitler, kolloidal maddeler ve bileşimi bilinmeyen maddeler bakımından değişik oldukları bildirilmişlerdir.

Asitler: Uzun yıllar bal içerisinde sadece formik asit bulunduğu fakat analiz metotları geliştirilince asetik, bütirik, sitrik, kaproik, laktik, formik, malik, okzalik, suksiniletannik, tartarik ve velarikasidlerin varlığı tespit edilmiştir. Balın pH'sı 3,29-4,87 arasında değişmektedir.

Enzimler: Çeşitli araştırıcılar balda diyastaz veya amilaz, nikotin, invertaz, katalaz, oksidaz, fosfataz enzimlerini bulmuşlardır. Bu enzimlerin bir kısmı bitkiden gelmekte bir kısmı ise arının başındaki bezlerden salgılamaktadır.

Vitaminler: Eskiden bal içerisinde vitamin olmadığı veya çok az olduğu düşüncesi hakimdi fakat kimyasal ve biyolojik araştırma metotları geliştirildikten sonra bal içerisinde çeşitli miktarda, tiamin, riboflavin, askorbik asit, piridoksin, pantotenik asit, niasin ve az miktarda biotin, folik asit tespit edilmiştir.

Mineraller: Bal içerisindeki minerallerin miktarı %0,02 ile %1,0 civarındadır. Bu minareller Potasyum, klor, kükürt, kalsiyum, sodyum, fosfor, magnezyum, silisyum, demir, mangan ve bakır’dır. Bunlar içerisinde potasyum, kalsiyum ve fosfor fazla bulunmaktadır.

Proteinler: Çeşitli araştırmacılar bal içerisinde az miktarda albuminoidlerin ve protein yapı taşları durumunda olan amino asitlerin olduğunu tespit etmişlerdir.

Bal peteği içindeki yumurtalar
Bir bal peteği içindeki yumurtalar ve 3-4 günlük larvalar

Besin olarak kullanımı

Balın ilk akla gelen özelliği tatlı olmasıdır. Bunun sebebi balın içindeki üç şekerdir. Glikoz (dekstroz; %34), sakkaroz (%2) ve fruktoz (levuloz; meyve şekeri %40) bundan başka balın %17'si su geri kalan %7'lik bölümü ise demir, sodyum, kükürt, magnezyum, fosfor, polen, manganez, alüminyum, gümüş, albumin, dekstril, azot, protein ve çeşitli asitlerden oluşur. Balın kalitesini ise bu %7'lik karışım belirler.

Ayrıca bal içerisinde onbeş şeker tespit edilmiş olup bunlardan bazıları şunlardır: fruktoz, glikoz, sakkaroz, maltoz, izomaltoz, erloz, kestoz, melezitoz ve rafinozdur. Genel olarak fruktoz şekeri diğerlerinden farklıdır.

Balı bildiğimiz şekerden ayıran çok önemli bir fark vardır. Şeker ancak sindirim sisteminde değişime uğradıktan sonra kana karışırken bal sindirime gerek olmadan çok süratli bir şekilde kana karışır. Ilık su ile karıştırılan balın birkaç dakika içinde vücuda enerji verdiği tespit edilmiştir.

Besin değeri
Enerji 1270 kJ (300 kcal)
Yağ0 g
Protein0.3 g
Su17.10 g
Riboflavin (Vit. B2)0.038 mg (%3)
B6 vitamini0.024 mg (%2)
C vitamini0.5 mg (%1)
Kalsiyum6 mg (%1)
Demir0.42 mg (%3)
Fosfor4 mg (%1)
Potasyum52 mg (%1)
Sodyum4 mg (%0)
Çinko0.22 mg (%2)

Oranlar yetişkinler için alınması önerilen oranlardır.

Bozulma: Olgunlaşmış bal su içeriğinin düşük olması nedeniyle ozmotik olarak bakteri üremesine ve bozulmaya karşı dirençli iken olgunlaşmadan hasat edilen ballarda bu özellik bulunmaz bu ballar ekşir.

Toksikoloji

Bal şekerinin hiçbir ön işleme girmeden kana karışabilmesi bal tüketiminin çok daha dikkatli yapılmasını, kan şekerinin ani yükselmelerinin yol açacağı sonuçlar açısından gerekli kılmaktadır. Ayrıca kan şekerinin yüksek olmasının uzun dönemde de sağlık üzerine olumsuz sonuçlarının olduğu unutulmamalıdır.

Arının yaşadığı çevre ve bir toplayıcı olması dolayısıyla çevre kirliliği etkileri arı ürünlerine de yansır. Bu maddelerin biriktiği başlıca arı ürünü bal mumudur. Ayrıca arıcılıkta kullanılan dezenfektanlar, parazit-böcek ilaçları, arının yayıldığı alanda yapılan tarımsal faaliyetlere ait ilaçlamalara ait kalıntıların insan sağlığı üzerinde uzun ve kısa dönem etkileri bulunabilir.

Deli bal Karadeniz bölgesinin orman gülü bitkisinin yaygın olduğu bölgelerinde arı yetiştiricilerinin ürettiği zehirli bir bal çeşididir ve ılımlı miktarlarda tüketimi bile kullanıcılarda sağlık sorunlarına yol açabilir.

Bal 1 yaşın altındaki bebeklere verilmemelidir.

Bal içeriğinde bulunan değişik protein ve polenler duyarlı kişilerde sağlık sorunlarına yol açabilir.

Sağlık üzerine etkileri

Arı balı en az 3000 seneden beri birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmıştır. Bal eski Yunan, Mısır, hint ve Çin tıbbında kullanılmış, Kur'an'da da şifa olarak nitelenmiştir.

Alerjiler: Bal mevsimsel alerjiler için önerilmiş, ancak mevsimsel rinosinüzitlerde etkisiz bulunmuştur.

Yanık tedavisinde: Balın yanık tedavisinde faydalı olabileceğine yönelik bazı zayıf kanıtlar bulunmaktadır.

Ven yaraları: Bal veya bal ürünlerinin ven yaralarının tedavisinde kullanımını destekleyen bulgular bulunmamaktadır.

Yara ve yanık tedavisindeki bu etkiler balın antiseptik/antimikrobiyal, ozmotik, hidrojen peroksit ve asiditesine bağlı bakteriyel gelişimi önlemesine bağlanmıştır. Bal temel olarak iki monosakkaritin yoğunlaşmış bir karışımıdır. Bu karışımda su etkisi az olduğu için yani su moleküllerinin çoğunluğu monosakkaritlere bağlı oldukları için mikroorganizmaların hayatta kalmasını sağlayacak nemden ve sudan yoksundur. Böylelikle balda hiçbir mikroorganizma canlı kalamaz. Bunun içindir ki bal, asırlardır yanık, yara ve deri ülserlerini iyileştirmek için kullanılmıştır.

Antimikrobiyal etki: Balın yüksek şeker oranı, hipertonositesini artırdığı için etrafındaki bakterilerin suyunu hipertonik alana çekip bakteri hücrelerinin büzüşmesini sağlar. Bir antiseptik olarak balın metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) gibi dirençli bakterilere karşı etkili olabileceğini savunan araştırmalar mevcuttur. Bal içindeki hidrojen peroksit, tıbbi olarak kullanılan hidrojen peroksite üstündür. Balın içindeki hidrojen peroksit faal hale sulandırma sonucunda gelir. Yani, bal yara üzerine sürüldüğünde hidrojen peroksit yavaşca vücut sıvıları tarafından sulandırılarak etkili hale geçer. Hem yavaş olarak etkinlik kazanması hem de tıbbi hidrojen peroksitten daha düşük bir yoğunlukta bulunması balın mikropları öldürüp vücudun hücrelerinin zarar görmemesini sağlar.

Bal pH'ı 3,2 ila 4,5 arasında olduğu için enfeksiyondan sorumlu bakterilerin çoğalmasını önler.

Öksürük: Balın çocuklara öksürüğü önlediğine yönelik küçük kanıtlar bulunmaktadır. Akut ve kronik öksürüklerde kullanılmasını veya kullanılmamasını destekleyen güçlü kanıtlar bulunmamaktadır.

Kanser: Bal kanser tedavisinde de önerilmiştir. Laboratuvar şartlarında kanser hücrelerini yok ettiği görülen balın kanser tedavisinde faydalı olduğu kanıtlanamamıştır.

Önleyici etkiler: Bal içinde birçok polifenol yani doğal antioksidan olarak işlev gören madde barındırdığı için uzun dönem tüketimi sonucu kanseri önlediği, zararlı oksijen radikallerini zararsız hale getirdiği ileri sürülmektedir.

İmmün sistem: İmmün sistemi baskılanmış kişiler bakteriyel veya fungal risk dolayısıyla bal kullanmamalıdırlar.

Üretim

Balın Toplanması

Bal, yabani arı kolonilerinden veya evcilleştirilmiş arıların kovanlarından toplanır. Ortalama bir kovandan yılda yaklaşık 29 kilogram (65 lb) bal alınır.

Yabani arı yuvaları bazen bir honeyguide kuşu takip ederek bulunur.

Bir kovandan güvenli bir şekilde bal toplamak için, arıcılar genellikle bir duman veren kullanarak arıları yatıştırır. Duman, bir beslenme içgüdüsünü tetikler (olası bir yangından kovanın kaynaklarını koruma girişimi), onları daha az agresif hale getirir ve arıların iletişim kurmak için kullandıkları feromonları gizler. Petek kovandan çıkarılır ve bal, ezilerek veya bir bal çıkarıcı kullanılarak kovandan çıkarılabilir. Bal daha sonra genellikle balmumu ve diğer kalıntıları gidermek için süzülür.

bal çerçevesi
Kapatılmış bal çerçevesi

Çıkarılabilir çerçevelerin icadından önce, hasadı gerçekleştirmek için arı kolonileri genellikle kurban edilirdi. Hasatçı, mevcut tüm balı alacak ve bir sonraki baharda tüm koloniyi değiştirecekti. Çıkarılabilir çerçevelerin icadından bu yana, hayvancılık ilkeleri çoğu arıcının, koloni arılarının kışı atlatmak için ya kovana biraz bal bırakarak ya da şekerli su veya kristal şeker (genellikle "şeker tahtası" şeklinde) gibi bir bal ikamesi yeterli depoya sahip olmasını sağlamaya yönlendirdi. Kışı atlatmak için gereken yiyecek miktarı, arıların çeşitliliğine ve yerel kışların uzunluğuna ve şiddetine bağlıdır.

Birçok hayvan türü, vahşi veya yerli bal kaynaklarına çekilir.

Balı peteğinden çıkarma
Balı peteğinden çıkarma

2019 yılında doğal bal üretimi
ÜlkeÜretim
(ton)
Çin444,100
Türkiye109,331
Kanada80,345
Arjantin78,927
İran75,463
ABD71,179
Dünya1,852,598
Kaynak: FAOSTAT

Dünya‘da bal üretim miktarları

2019'da küresel bal üretimi 1,9 milyon ton idi ve Çin dünya toplam üretiminin %24'ü ile liderdi (tablo). Diğer büyük üreticiler ise Türkiye, Kanada, Arjantin ve İran idi.

Tarihi

Bal toplamanın tarihi, bal arısının evcilleştirilmesinden çok daha önce başlamıştır; bu geleneksel uygulama bal avcılığı olarak bilinmektedir. İspanya'nın Valensiya kentindeki bir mağarada bulunan ve en az 8.000 yıl öncesine tarihlenen bir Mezolitik kaya resmi, yabani bir arı yuvasından bal ve petek toplayan iki bal toplayıcısını tasvir etmektedir. Bilinen en eski bal kalıntıları Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattının inşası sırasında Gürcistan'ın Borcomi kentinde bulundu. Arkeologlar, 4.700 ila 5.500 yıl öncesine ait antik bir mezarda ortaya çıkarılan kil kapların iç yüzeyinde bal kalıntıları buldular. Antik Gürcistan'da, öbür dünyaya yolculuk edeceğine inanılan kişi ile birlikte çeşitli bal, ıhlamur, dut ve çayır çiçeği türleri de gömülürdü.

bal kelimesi hakkında bilgi nedir TDK sözlük anlamı ve açıklaması ne?

1. isim Bal arılarının bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı madde.

2. isim Olgunlaşmış incirin, dışına sızan tatlısı.

3. isim Ağaçların kabuğundan sızarak pıhtılaşan besi suyu.

Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü -

İngilizce: British Anti Lewisit

Özellikle kurşun, inorganik civa, arsenik, altın ve antimon gibi ağır metallerle heterosiklik şelat kompleksleri oluşturarak bu elementlerin, enzimlerde bulunan sülfidril gruplarına bağlanmasını engelleyen ve sonuçta idrarla atılımlarını sağlayanağır metal zehirlenmelerinde kullanılan birantidot, dimerkaprol.

İlaç ve Eczacılık Terimleri Sözlüğü - 2014

BAL

İngilizce: British anti-lewisite

?British anti-lewisite ? teriminin İngilizce kısaltması.

Kelime Kökeni

Eski Türkçe bal sözcüğünden evrilmiştir.

Tarihte En Eski Kaynak

bal "aynı anlamda" [ Divan-i Lugat-it Türk (1070) ]

Ek Bilgi

Karş. Moğolca bal (aynı anlamda).

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski