dolaşmak ne demek? TDK anlamı ve açıklaması
1. nesnesiz ► gezinmek.
2. nesnesiz Doğru gitmeyip yolu uzatmak:
Bu yoldan giderseniz çok dolaşırsınız.
3. nesnesiz Dönüp başka bir yönden gelmek:
Dolaş da arka kapıdan gel.
4. nesnesiz Bir şey akmak:
Damarlarında aynı kan dolaşıyor.
5. nesnesiz Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek; dolanmak:
Saçları taranmamaktan dolaşmış.
6. -i Bir yeri belli bir amaçla gezmek:
Müzeleri dolaşmak.
7. nesnesiz Denetlemek amacıyla bir yeri gezmek.
8. nesnesiz Nefes, el bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek.
9. nesnesiz, müzik ► gezinmek.
10. nesnesiz, mecaz Çok kimse tarafından söylenmek.
11. nesnesiz, mecaz Kendini hissettirmek:
"Başında dolaşan bir tehlikeden bahsediyorum." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
