plasenta

 

plasenta
Gelişmekte olan plasentaya kordonla bağlı olan bir fetüsün anne karnındaki görüntüsü.

Plasenta (döleşi), anne ve fetüse ait iki dolaşım sistemini birbirinden ayıran bir organdır.

Plasenta kelimesi, Latince kek, Yunanca πλακόεντα/πλακοῦντα plakóenta/plakoúnta, πλακόεις/πλακούς plakóeis/plakoús, "düz, levha benzeri ", kökeninden gelir. Türkçede Umay sözcüğü plasenta anlamına gelir.

Bir sperm tarafından döllenen yumurta hücresi (zigot) ikiye, dörde ve sonra sekize bölünerek hızla büyümeye başlar. Bunun için yüklü miktarda besine ihtiyaç duyar. Besin maddelerini anneden alabilmek için, embriyo hücrelerinden bir kısmı plasentayı oluştururlar. Plasenta anneyle bebek arasındaki besin, oksijen ve diğer maddelerin alışverişini sağlayan yapıdır. Plasenta yeni hücre gruplarının yani dokuların oluşması için gerekli olan besinleri ve oksijeni özenle seçer ve bunları bebeğe taşırken, atık maddeleri ayırarak onları da annenin vücuduna gönderir.

Rahmin içi, fetüsü koruyan amniyon sıvısı ile kaplıdır. Amniyon sıvısı olmadan bir bebeğin anne karnında gelişmesi mümkün değildir. Bu sıvı sayesinde, hem anne ve bebek birbirlerinden faydalanırlar hem de korunmuş olurlar. 12 haftalık olduğunda ceninin kendi kan dolaşım sistemi gelişmiştir. Ancak oksijen ve besinlerin alımı, karbondioksit ve atıkların gönderilmesi için hâlen annesine bağımlıdır. İki dolaşım sistemi arasındaki değiş tokuş kanlar karışmadan gerçekleşmelidir, yoksa sonuç ölümcül olabilir.

Yapısı

İnsanlarda, plasenta yaklaşık olarak 22 cm uzunluğunda ve 2–2.5 cm kalınlığında, en kalın kısmı ortası ve kenarlara doğru incelen geçici bir organdır.

Genellikle 500 gram ağırlığındadır ve koyu kırmızımsı-mavi veya açık kırmızı bir renge sahiptir. Fetüse 55–60 cm uzunluğundaki kordon ile bağlıdır. Kordonda iki umbilikal arter ve bir ven bulunur.

Umbilikal kordon, koryonik plağın içerisine diskodial bir şekilde bağlanır.

Plasentanın yüzeyinden dallanan damarlar, hücrelerin kalın olduğu bir tabakayla kaplı bir ağ içerisine bölünerek girerler. Bunun sonucunda villöz ağaç yapıcıkları oluşur. Anne tarafında bu villöz ağaç yapıları "Kotiledon" denilen loblara dönüşür. İnsan plasentası disk şeklindedir ancak bu biçim diğer memeliler arasında farklılık gösterir.

Plasentanın işlevi

Plasenta anne ve bebeğe ait iki dolaşım sistemini iyi bir şekilde ayırır. Gazlar, besin maddeleri ve atıklar anne ve ceninin kanları arasında değiş tokuş edilir. Fakat amniyon sıvısı ve ayrı dolaşım sisteminden oluşan bu fiziksel bariyerler bebeğin hayatta kalması için yeterli değildir. Bunlar ancak kısmen başarılı olabilir.

Plasenta, fetomaternal bir organ olarak iki bileşenden meydana gelmiş bir sistemdir

  • Koryon frondosum: fetüsü oluşturan aynı blastokistden meydana gelen fetal plasenta
  • Desidua basalis: annenin rahim dokusu duvarından köken alan plasenta

Plasentanın yapısına daha yakından bakıldığında, bu duvarı oluşturan trofoblast hücrelerinin kan için özel olarak tasarlanmış bir bariyer oluşturdukları görülür. Embriyo, annenin dokularıyla çok yakın bir bağlantı içindedir. Bir yandan anneden gelen kanın içindeki maddelerle beslenirken, bir yandan da annenin savunma hücrelerinin tehdidi altındadır. Çünkü embriyo annenin vücudunda düşman kabul edilebilecek yabancı bir madde gibidir. Dolayısıyla besinlerle birlikte anne kanındaki savunma hücrelerinin embriyoya ulaşmaması son derece önemlidir. Ancak plasenta, annenin kanında bulunan savunma hücrelerinin fetüsün tarafına geçmesini engelleyen özel bir tasarıma sahiptir. Annenin kanından alınan oksijen, besin maddeleri ve mineraller bu ince aralıklardan geçerek fetüse ulaşır. Ama savunma hücreleri daha büyük oldukları için bu aralıklardan geçmeyi başaramazlar.

Plasentayı anlatan bir çizim
Plasentayı anlatan bir çizim

Plasentadan geçen Moleküller

IgG antikorları; anne karnından fetüse koruma sağlayan IgG, insan plasenta yoluyla geçebilir. 20. haftada başlar, 24'te tamamen bulunur. Bu antikorlar annenin uzun vadeli humoral bağışıklığının, karbon bir kopyası olarak yeni doğanı doğumdan sonraki ilk aylarda korur.

Plasenta, koryonik villusun sinsityal tabakasından hamilelik sırasında önemli olan hormonları da salgılar:

İnsan Koryonik Gonadotropin (hCG), yerleşmeden kısa süre sonra anne kanı ve idrarında bulunur. 10-12. haftaya kadar artar ve 16-18. haftadan sonra sabit hale gelir.

İnsan Plasental Laktojen (hPL), anne için laktasyon hazırlığı yapar, maternal glikozu, protein ve yağ seviyelerini fetüse göre düzenler. Seviyesi plasentanın boyutunu arttırır.

Östrojen, hamile olmayan kadınlara göre 3 kat fazla salgılanır. Göğüs, uterusun genişlemesine neden olur.

Progesteron, endometriyal hattın belirlenmesi için gereklidir. Bu hormon miyotometriyal kasılmaları düşürmek için gebelikte yüksek seviyelerde salınır.

Plasentadan beslenen bebek
Doğumdan sonra kordonu hemen kesilmemiş ve plasentadan beslenmekte olan bir bebek.

Lotus Doğumu ve Plasenta

Lotus doğumu, bebeğin kordonunun hemen kesilmemesi ve doğumdan sonraki birkaç gün hem kordona hem plasentaya bağlı olarak yaşaması olayıdır. Bu şekilde bebeğin plasentada ve kordon kanındaki tüm besinleri bebeğin alması sağlanır, ancak günlerce süren işlemlerde olası enfeksiyon risklerini göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

plasenta ne demek? TDK anlamı ve açıklaması

isim, anatomi, (l ince okunur), Fransızca placenta

döl eşi.

Zooloji Terimleri Sözlüğü - 1963

bk. eten

Biyoloji Terimleri Sözlüğü - 1998

bk. eten

Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü - 2007

İngilizce: placenta

Döl yatağında, anayla dölüt arasında bulunan, dölütün ve ananın kan damarlarının birbirine yakın bulunduğu, ozmozla besin ve oksijen değişmesini sağlayan damarlı, süngerimsi bir yapı.

Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü -

İngilizce: placenta

Etene.

Tıp Terimleri Kılavuzu - 2010

döleşi

Hemşirelik Terimleri Sözlüğü

İngilizce: placenta

Gebelik süresince anne ve fetüs arasında metabolik ve hormonal ilişkiyi sağlayan, fetüsün beslenmesi ve zararlı maddelerin uzaklaştırılmasında rolü olan 15-20 cm çapında, yaklaşık 3 cm kalınlığında ve 500 gr ağırlığında disk biçimindeki geçici yapı, etene, hlk. bebek eşi, son.

Mantık Terimleri Sözlüğü - 1976

İngilizce: placenta

1.Bitkilerde ovaryum içerisinde karpellerin kenarları üzerinde tohum taslaklarının (ovül1) bağlandıkları doku. 2.Gebelik süresince anneden alınan gıda maddelerini dölüte ileterek onun beslenmesini sağlayan, döl yatağı iç duvarına tutunmuş, yassı oluşum. #(döleşi)#, #(etene)#

Kelime Kökeni

Yeni Latince placenta sözcüğünden alıntıdır. Latince sözcük Latince placenta "yufka, pide" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Eski Yunanca plakóeis, plakoent- πλακόεις, πλακοεντ-  sözcüğünden alıntıdır. Daha fazla bilgi için pilaki maddesine bakınız.

Tarihte En Eski Kaynak

[ m (1955) ]

Yorum Gönder

🚨 Önemli: Yorum Yapmadan Önce Okuyunuz
  • ✔ Yorumlarınız *Türkçe yazım kurallarına uygun*, saygılı ve konuyla alakalı olmalıdır.
  • ✖ Küfür, hakaret, reklam ve spam içerikli yorumlar *yayınlanmayacaktır*. Denetim süreci uygulanır.
Daha yeni Daha eski
💬