yakalamak ne demek? TDK anlamı ve açıklaması
1. -i Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak:
"Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım." - Refik Halit Karay
2. -i Kaçan bir kimseyi veya hayvanı ele geçirmek; derdest etmek.
3. -i Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak:
"Bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar." - Halide Edip Adıvar
4. -i Bir kimseyi hoşa gitmeyecek bir durumda bulmak, bir kimsenin suçu ortaya çıkmak; sobelemek:
Kocasını bir kadınla yakalamış.
5. -i Söz, bakış veya işareti fark etmek:
"Kat hasta bakıcısının adama baygın bakışlarını yakaladı Fatma." - Peride Celal
6. -i Birdenbire etkisi altına almak:
"Fırtına ile karışık fena bir yağmur yakaladı." - Aka Gündüz
7. -i Arayarak veya rastlantı sonucu bulup bağlantı kurmak:
"Zehra, Yorgaki'nin müziğini herhangi bir yerinden yakalıyor." - Attilâ İlhan
8. -i Avlamak, tuzakla ele geçirmek.
9. -i ► tutturmak:
Sayısal Loto'da beşi yakaladım.
10. -i Aynı düzeye gelmek:
Türkiye geçen senenin ihracat rakamlarını yakaladı.
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007
trap
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007
grab
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007
capture
Kelime Kökeni
Arapça mlw kökünden gelen imlāˀ إملاء "dikte etme, yazı yazdırma" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice mlē מל "1. dolu, 2. herekeli yani sesli harfleri bildiren noktaları doldurulmuş yazı" sözcüğünün ifˁāl vezni (IV) masdarı olabilir; ancak bu kesin değildir. Bu sözcük Aramice/Süryanice #mly מלי "doldurma" kökünden türetilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
[ Mukaddimetü'l-Edeb (1300 yılından önce) ]
