yapısöküm

 

yapısöküm

Yapısöküm veya dekonstrüksiyon, metin ve anlam arasındaki ilişkiyi anlamaya yönelik yaklaşımları ifade eder. Post-modernizmin ve eleştirel kuramın bazı dallarına göre dekonstrüksiyon, bir metnin, bir veya daha fazla "ses" ile seslendirilmesi için, batılı kulağa göre, metnin göründüğü sınırsız bir niteliktir. Dilin geleneksel Avrupa merkezli dünya görüşü tarafından yönlendirilen, kesin hatları olmayan bir araç olduğu kabulüne dayanarak eski metinlerin yeni anlamlarını onları yeniden yapılandırarak inşa eden post-modern eleştirel yaklaşım.

Tarihsel gelişimi

Yapısöküm terimi 1960'lı yıllarda Jacques Derrida'nın dönemin önemli düşünce hareketleri olan fenomenoloji, yapısal dilbilim ve yapısal antropoloji çalışmalarının teorik dokularının özenli bir değerlendirmesini sunmaya girişmesi sonucu ortaya çıkmış ve yaygınlaşmış bir terimdir. Metinlerle olan tekil ve içkin ilişkisini vurgulayarak Derrida bu terimin genelgeçer bir tanımını yapmaktan hep kaçınmış, özellikle geleneksel anlamda bir metodoloji ya da analiz olarak değerlendirilmesine karşı çıkmıştır. Yapısökümün tanımları daha çok negatif terimler ile yapılabilse de Derrida'nın düşüncesinin her zaman Nietzsche'ye referanslı bir olumlayıcı bir hamle olduğunu teslim etmek gerekir. Deconstruction terimi Türkçede farklı şekillerde karşılanabilir olmakla beraber, yapısökümcülük, hem yaygın olarak kullanılmakta hem de söz konusu içkin değerlendirmenin metnin teorik örgüsüne ilişkin bir uygulama olması itibarıyla iyi bir karşılık sunmaktadır.

Yapısöküm, felsefe, iletişim sosyolojisi, eleştirel teori, sosyoloji, mimarlık, estetik, edebiyat teorisi ve benzeri bütün alanlarda yaygınlaşmış ve genel bir etki kazanmıştır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski