Yeni Ateizm

Yeni Ateizm akımının sembollerinden Ateizm Atomu
Yeni Ateizm akımının sembollerinden Ateizm Atomu


Yeni Ateizm (militan ateizm veya köktenci ateizm olarak da bilinir), bazı yirmi birinci yüzyıl ateistleri tarafından ileri sürülen bir akımdır. Bu modern ateizm ve laiklik akımı, din eleştirmenleri olarak da bilinen, batıl inanç, din ve usdışılıkçılık gibi görüşlerin anlayışla karşılanmaması gerektiğini; tam tersine, özellikle de bunların etkilerinin devlet, eğitim ve politikada hissedildiği her dönemde bunlarla mücadele edilmesi, bunların eleştirilmesi ve yalanlarının açığa çıkarılması gerektiğini düşünen bir grup yazar ve düşünür tarafından savunulmaktadır. "Yeni Ateizm" kalıbı, Gary Wolf tarafından 2006 yılında Wired dergisinde yazılan bir makalede ilk defa kullanılmıştır.

Yeni Ateizm sıklıkla laik hümanizm ve antiteizm gibi akımlardan temel alır ve bunların temel ilkeleri ile örtüşür. Özellikle de çocukların endoktrinasyonu (telkini) ve doğaüstü iddialar üzerine kurulu ideolojilerin yayılması konusundaki eleştirileri bakımından bu akımlarla benzerlikleri görülebilir.

Yeni Ateizmin Tarihi

Erken Tarihi

İnançlı bir Hristiyan ve Charles Darwin'in evrim teorisinin ilk destekçilerinden olan Harvard botanikçisi Asa Gray, 1868 yılında daha "materyalist" olan İngiltere'deki Darwincileri "İngiliz-materyalist-pozitivist düşünce çizgisinde" olmakla eleştirdi. Darwin'in destekçisi Thomas Huxley, açık bir şüpheciydi ve kendisinin biyografisini yazan Janet Browne şöyle tarif ediyordu:

Huxley, mucizeler ve ruhun varlığına karşı saldırı halindeydi. Birkaç ay sonra, "ne dindar ne de dinsiz olan, bilgi çerçevesinde mantıklı bir şekilde her şeyi sorgulamakta özgür, saf mantık felsefecisi birey" olarak tanımlanabilecek kendi pozisyonunu tarif etmek için "agnostik" sözcüğünü icat edecekti. Bu terim ona uydu  ve diğer özgür düşünceli, mantıkçı şüphecilerin dikkatini çekti. Bu sayede 19. yüzyılın son birkaç on yılındaki bilimsel rasyonalizmin özellikle aktif bir parçası haline geldi. Huxley'in elinde agnostisizm, diğer herhangi bir şey gibi bir doktrin haline geldi - şüphecilik dinine dönüştü. Huxley, agnostisizmi bir mezhep olarak kullandı; öyle ki bu düşünce onu piskopos ve başpiskoposlardan bile daha üst bir ahlaki düzleme yerleştiriyordu. Buna rağmen elimizdeki tüm kanıtlar, Huxley'in düpedüz ateizmi kabullenmeyi reddedişinde içten ve dürüst olduğunu gösteriyor. Bir "yalancı" olmayı reddetti. Ona göre, ruhani alanı didik didik sorgulamak, kör bir şekilde inanmaktan veya inanmamaktan daha üst düzey bir çabayı gerektiriyordu. Charles Kingsley'e 1860 yılında şöyle demişti: "Derin bir din algısı, teolojinin tamamen var olmamasıyla uyumludur." Spectator dergisi ona "Papa Huxley" adını takmıştı. Bu isim, ona yapışıp kaldı.  —Janet Browne

Yakın Tarih

Sam Harris tarafından yazılan ve 2004 yılında yayınlandıktan sonra ABD'de çok satanlar listesine giren, dilimize İnancın Sonu: İnanç ve Mantığın Kafa Kafaya Çarpışması olarak çevrilen kitap, bundan sonraki birkaç yılda çok sayıda popüler ateist yazarın kitabına öncülük etti. Harris'i motive eden 11 Eylül 2001 saldırıları, İslam'ın doğrudan eleştiri oklarına maruz kalmasına neden olsa da, Harris kitabında Hristiyanlık ve Yahudilik dinlerini de doğrudan eleştirdi. Bundan iki yıl sonra Harris, Hristiyan Bir Topluma Mektup başlıklı bir kitap yazarak, Hristiyanlık'ı doğrudan ve sert bir şekilde eleştirdi. Ayrıca, 2006 yılında yayınlanan Tüm Kötülüklerin Anası? başlıklı belgeseli sonrasında Tanrı Yanılgısı isimli meşhur kitabını yayınlayan Richard Dawkins, 51 hafta boyunca New York Times'ın en çok satanlar listesinde yer aldı.

2010 yılında "Neden Yeni Atizme İnanmıyorum" başlıklı bir köşe yazısı yazan Tom Flynn, "Yeni Ateizm" akımının ne yeni ne de bir akım olduğunu ileri sürdü. Yeni olan şeyin, büyük yayınevlerinin ateist içerikli metinleri yayınlaması, bunların milyonlarca kişi tarafından okunması ve hatta bu kitapların çok satanlar listesine girmesi olduğunu belirtti.

Yeni Ateizmin Önde Gelen İsimleri

"Mahşerin Dört Atlısı"

30 Eylül 2007'de önde gelen dört ateist (Richard Dawkins, Sam Harris, Christopher Hitchens ve Daniel Dennett), Hitchens'ın Washington, D.C.'deki evinde, iki saatlik ve moderatörsüz, özel bir tartışma için bir araya geldiler. Tartışma kaydedildi ve "Mahşerin Dört Atlısı" başlığıyla yayınlandı. 2010 yılında Christopher Hitchens vs Dinesh D'Souza arasında yaşanan "Tanrı Tartışması"nda bu dört adama "Kıyamet-Dışının Dört Atlısı" dendi. Bu kinaye, İncil'in Vahiy Kitabı'nda sözü edilen Mahşerin Dört Atlısı anlatısından gelmektedir. Bu dörtlü, onları aşağılama amacıyla "Evanjelist Ateistler" olarak da anılmaktadır.

Mahşerin Dört Atlısı
"Mahşerin Dört Atlısı", saat yönünde, sol üstten başlayarak: Richard Dawkins, Christopher Hitchens, Daniel Dennett, Sam Harris.
Dawkins şöyle diyor: "Tarih boyunca birçok toplumun bugüne kadar inandığı birçok tanrıyı düşünecek olursak hepimiz aslında ateistiz. Bazılarımız, sadece 1 adet fazla tanrıya inanmıyor."

Sam Harris, en çok satanlar listesine giren İnancın Sonu, Hıristiyan Bir Topluma Mektup, Ahlakî Düzlem ve Uyanış: Dinsiz Bir Ruhaniyetin El Kitabı gibi kitapların yanı sıra, ilk etapta e-kitap olarak basılan Özgür İrade ve Yalan Söyleme Sanatı gibi eserlerin yazarıdır. Harris, Mantık Projesi'nin eş kurucularındandır.

Richard Dawkins, Tanrı Yanılgısı isimli kitabın yazarıdır. Bu kitabın içeriği, yazımından önce Kanal 4'te Tüm Kötülüklerin Anası? başlığıyla belgesel olarak yayınlanmıştır. Dawkins, Richard Dawkins Mantık ve Bilim Vakfı'nın kurucusudur. Şöyle yazıyor: "Bu arada ben, mahşerin dört atlısı etiketine karşı çıkmıyorum. Sadece 'yeni ateist' lafından pek heyecan duymuyorum: Bu tanım bana, bizim önceki ateistlerden tam olarak ne açıdan ayrıldığımız konusunda net gelmiyor."

Christopher Hitchens, Tanrı Harika Değildir kitabının yazarıdır ve Dış Politika ile Prospect Dergisi tarafından "En İyi 100 Kamu Entelektüeli"nden biri olarak seçilmiştir. Ayrıca Hitchens, Amerikan Seküler Koalisyonu danışma kurulunda görev almıştır. 2010 yılında Hitch-22 başlığıyla anılarını yayınlamıştır. "Hitch-22" ismi, Hitchens'ın yakın arkadaşı Salman Rüşdi tarafından ona verilen bir lakaptır. Hitchens, dostu Rüşdi'yi Şeytanî Ayetler tartışması boyunca yılmaksızın desteklemiştir. Bu anıların yayınlanmasından kısa bir süre sonra Hitchens'a yemek borusu kanseri teşhisi konulmuştur. Hastalık, Aralık 2011'de ölümüne sebep olmuştur. Ölümü öncesinde Hitchens, bir dizi denemesini ve makalesini Tartışmalı başlıklı kitabında yayınlamıştır. Ölümü sonrasındaysa Ölümlülük başlığıyla bunun kısa bir versiyonu yayınlanmıştır. Bu yayınlar ve kamuya açık olarak verdiği sayısız sunum, Hitchens'a hastalığı sırasında bile yılmaz bir ateizm savunusu platformu vermiştir. Hatta bu konuşmalarında özellikle de ölüm döşeğindeki insanlara dair kültürden bahsetmiş, ölüme yakın insanları dine döndürme çabalarını eleştirmiş ve bu girişimleri "zevksizlik" olarak değerlendirmiştir.

Daniel Dennett, Darwin'in Tehlikeli Fikri, Büyüyü Bozmak gibi birçok kitabın yazarıdır. Ayrıca Ruhban Sınıfı Projesi'nin açık bir destekçisidir. Bu proje, ABD'de bulunup da artık Tanrı'ya inanmayan, bu nedenle cemiyetlerinden dışlanan din insanlarına destek olma amacıyla kurulmuştur.

Diğerleri

Hitchens'ın ölümünden sonra Ayaan Hirsi Ali (kendisi, Hitchens'ın katılması beklenen 2012 Uluslararası Ateist Kongresi'ne katılmıştı), "artı bir atlı-kadın" olarak anılmaya başlandı. Çünkü aslen Ali de 2007'deki "atlılar" toplantısına davet edilmiş; ancak son anda iptal etmek zorunda kalmıştı. Hirsi Ali, Mogadişu, Somali'de doğdu ve 1992'de Hollanda'ya kaçtı. Kaçma nedeni, görücü usulü evlilikti. Sonrasında Hollanda politikasıyla ilgilenmeye başladı, dini reddetti ve İslami ideolojiye karşı güçlü bir ses haline geldi. Özellikle de kadınlarla ilgili çalışmalar yürüttü. Bu alandaki çalışmalarının sonucunda Kafir ve Kafesteki Bakire kitaplarını yazdı. Hirsi Ali, sonradan Teslimiyet adlı filmin yapımında görev aldı. Bu film nedeniyle arkadaşı Theo Van Gogh öldürüldü ve cesedinin göğsüne Hirsi Ali için bir ölüm tehdidi mesajı iğnelenerek bırakıldı. Bu nedenle Hirsi Ali Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti ve orada saklanmaya başladı. Şu anda da orada yaşamakta ve İslam'ın en güçlü eleştirmenlerinden biri olarak yaşamına devam etmektedir. Ayrıca kadınlara İslamî doktrin altında ve İslamî toplum yaşantısında nasıl davranıldığı konusundaki çalışmalarını sürdürmektedir. Bunun yanı sıra güçlü bir ifade özgürlüğü ve rencide (hakaret) etme özgürlüğü savunucusudur.

"Mahşerin Dört Atlısı" tartışmasız bir şekilde ateizmin en önde gelen savunucuları olsa da, birçok diğer güncel ve önemli ateist de bu akımı desteklemektedir. Bunlar arasında bulunan bazıları: Lawrence M. Krauss (fizikçi, kozmolog, ve Hiç Yoktan Bir Evren'in yazarı), Jerry Coyne (biyolog ve Evrim Neden Gerçektir? kitabının ve onun tamamlayıcısı olan, içeriğinde özellikle polemiklere ve dinî meselelere yer verdiği blogun yazarı,), Steven Pinker (bilişsel bilim insanı, dilbilimci, psikolog ve yazar), Aron Ra (Amerikan Ateistler Birliği'nin başkanı), Michel Onfray (filozof ve Ateist Manifesto: Hıristiyanlık, Yahudilik ve İslam'a Karşı Dava başlıklı kitabın yazarı), Rebecca Goldstein (bilim filozofu ve Tanrı'nın Varlığı'na Dair 36 Kanıt: Bir Kurgu başlıklı kitabın yazarı), A. C. Grayling ("Yeni Ateizm'in Beşinci Atlısı" olarak bilinen filozof), Dan Barker (eski bakan ve ateist aktivist, Dinlerden Özgürlük Vakfı'nın kurucusu), John W. Bush (eski bakan ve çeşitli din felsefesi kitaplarının yazarı), Greta Christina (Ateistler Neden Bu Kadar Öfkeli? kitabının yazarı), James Randi (paranormal iddiaları çürütmekle uğraşan eski bir illüzyonist), Michael Shermer (meşhur kuşkucu ve Neden İnsanlar Tuhaf Şeylere İnanır? başlıklı kitabın yazarı), David Silverman (Amerikalı Ateistler'in başkanı ve Tanrı'yla Mücadele: Dindar Bir Dünyada Ateist Manifesto başlıklı kitabın yazarı), İbn Warraq (Neden Bir Müslüman Değilim? başlıklı kitabın yazarı), Matt Dillahunty (Austin temelli internet ve kablolu TV yayını Ateist Deneyimi'nin sunucusu) ve Bill Maher (yazar ve 2008'de yayınlanan Religulous başlıklı belgeselin başrol oyuncusu).

Perspektif

Birçok çağdaş ateistin yazı dili bilimsel bir dile dayanmaktadır. Bilimin din ile ilgisiz olduğunu, hatta "Tanrı" konseptiyle baş edemeyeceğini savunan, kendilerinden önce gelen ateist yazarların aksine, Dawkins tam tersini savunmaktadır. Ona göre "Tanrı Hipotezi", geçerli bir bilimsel hipotezdir. Bu hipotezin fiziksel evrende etkileri vardır ve diğer birçok hipotez gibi test edilebilir ve yanlışlanabilir. Victor Stenger gibi bazı diğer çağdaş ateistler ise İbrahimî Tanrı'nın bilimsel bir hipotez olduğunu ve bilimin standart metotları ile sınanabileceğini savunmaktadır. Hem Dawkins, hem de Stenger söz konusu hipotezin bilimin bu testlerinin hiçbirini geçemediği sonucuna varmaktadırlar. Dolayısıyla, natüralizmin evrende gözlediğimiz, en uzak galaksilerden yaşamın kökenine kadar, türlerin çeşitliliğinden beynin ve bilincin nasıl çalıştığına kadar, her şeyi açıklamak için yeterli olduğunu ileri sürmektedirler. Onların iddiasına göre bu açıklamaların hiçbir noktasında, gerçekliği anlamak için Tanrı fikrini veya doğaüstü herhangi bir iddiayı ileri sürmeye gerek yoktur.

Dinin bilimsel olarak test edilmesi

Dinî inanca sahip olmayanlar, birçok dinî ve doğaüstü iddianın (örneğin İsa'nın bakireden doğumu ya da ölümden sonra yaşam gibi) doğa dahilinde incelenebilecek bilimsel argümanlar olduğunu ileri sürmektedirler. Onlara, deistlere ve ilerici dindarlık akımından olanlara göre bu tip dinî argümanlar "değerler" veya "ahlak" ile ilgili anlatılar değil, bilimsel olarak araştırılması gereken iddialardır. Rasyonalistler, bilimin bu tip doğaüstü iddiaların hepsini olmasa bile bir kısmını inceleyebileceğini düşünmektedirler. Mayo Kliniği ve Duke Üniversitesi gibi kurumlar, duanın iyileştirici gücüne dair ampirik kanıtlar bulmak için araştırmalar yürütmektedir. Stenger'a göre bu deneyler, bu tip duaların herhangi bir işe yaradığına dair hiçbir kanıt bulamamıştır.

Mantığa dayalı argümanlar

Stenger Başarısız Hipotez: Tanrı başlıklı kitabında, Tanrı'nın mutlak bilgili, mutlak iyi ve mutlak kudretli niteliklerinin (Stenger bunlara kısaca 3M demektedir) mantık çerçevesinde var olamayacağını savunmaktadır. Tanrı'nın varlığına ve ona özgü özelliklere dair benzer birtakım mantıksal çürütmeler, Michael Martin ve Ricki Monnier'in Tanrı'nın İmkansızlığı kitabında bulunabilir. Benzer şekilde, Theodore M. Drange'ın "Uyumsuz Özellikler Argümanı" başlıklı makalesinde de bu tip çürütmeler bulunabilir.

Örtüşmeyen Alanlar hakkındaki görüşler

Richard Dawkins, bilim ve dinin aslında çatışmadığı konusundaki bağdaştırmacı görüşü özellikle eleştirmektedir. Örneğin, İbrahimî dinlerin durmaksızın bilimsel meselelerle ilgilendiğine dikkat çekmektedir. 1998 yılında Özgür Sorgu dergisinde yayınladığı makalesinde ve 2006 yılında yayınladığı Tanrı Yanılgısı'nda Dawkins, Stephen Jay Gould tarafından savunulan ve bilim ile dinin aslında "Birbiriyle Örtüşmeyen Alanlar" olduğu yönündeki görüşüne katılmadığını ifade etmiştir. Gould'a göre bilim ve dinin her ikisi de "birbirlerinin öğretilerini uygun araçlar kullanarak ele alan ve bu şekilde çözüm arayışına giren alanlar"dır. Gould'un tezinde bilim ve din, kendilerine özgü ve birbiriyle örtüşmeyen alanlarına özgü kalmalıdır. Bilim, deneysel dünyayla ilgilidir. Bu dünyadaki gözlemleri tanımlamak için geliştirilen teorilerle ilgilenir. Din ise nihai anlam ve ahlaki değer gibi kavramlarla ilgilenir. Dawkins, bu görüşün bilim ve dinin kesişimindeki deneysel gerçekleri açıklayamadığını iddia etmektedir. Şöyle söyler: "Gould ve diğerlerinin yaptığı gibi, dinin kendisini bilimin alanından uzak tuttuğunu, kendisini ahlak ve değerlere sınırladığını iddia etmek tamamen gerçek dışıdır. Doğaüstü varlıkların var olduğu bir evren, bunların olmadığı bir evrene kıyasla kökten ve nitel biçimde farklı olacaktır. Aradaki fark, kaçınılmaz olarak, bilimsel bir farklılıktır. Dinler, bu tip şeylerin var olduğunu iddia ederler. Bu, bilimsel bir iddiadır." 

Bilim ve ahlak

Sam Harris tarafından popülerleştirilen bir görüş, bilim ve dolayısıyla şu anda bilinmeyen, objektif gerçekler, insan ahlakını küresel bir biçimde yönlendirebilir. Harris'in Ahlaki Düzlem  kitabında ve ona eşlik eden TED konuşması olan Bilim, Ahlaki Değerlere Nasıl Yön Verebilir başlıklı konuşmasında, insanların refahının ve tam tersi şekilde, acı çekmesinin, bir düzlem olarak düşünülebileceğini ileri sürer. Bu düzlem içerisinde tepeler ve vadiler vardır. Bunların her biri, insanî deneyimlerimizin farklı uçlarını temsil eder. Bunlar, refahın objektif durumlarıdır. 

Yeni Ateizm'in siyaseti

Yeni Ateizm, politika ile çeşitli şekillerde ilgilenmektedir. Bunlar arasında dinin kamusal alandaki etkisini azaltmaya yönelik, ateizmin halk arasındaki kabulünü arttıracak kültürel değişime yönelik ve "ateist kimliği"ne yönelik girişimler bulunmaktadır. Yeni ateistler arasındaki içsel stratejik ayrımlar ve bu hareketlerin cinsiyet ve ırk bakımından çeşitliliği de dikkat çekicidir.

Eleştiriler

Edward Feser, kitabı Son Batıl'da, Aristo ve Thomas Aquinas'tan argümanlar kullanarak Yeni Ateizm'e karşı çıkmıştır. Feser'e göre Aristo-Thomistic metafiziğe göre Tanrı var olmak zorundadır, insan ruhu ölümsüzdür ve insanlığın en üstün amacı Tanrı'yı bilmek (ve dolayısıyla ahlakı temellendirmek) olmalıdır. Feser, bilimin Aristocu metafiziği hiçbir zaman yanlışlamadığını; bunun yerine modern felsefecilerin hüsnükuruntu ile bunu reddettiğini belirtmiştir. İlerleyen bölümlerde Feser bilimcilik ve materyalizmin tutarsız ve kendisiyle çelişkili temeller üzerine inşa edildiğini ve bu durumun absürt sonuçlara neden olduğunu ileri sürmektedir.

Kardinal William Levada, Yeni Ateizm'in kilisenin doktrinlerini hatalı bir şekilde yansıttığını düşünmektedir. Kardinal Walter Kasper, Yeni Ateizm'i "öfkeli" olarak tanımlamıştır ve Hristiyanlara karşı yapılan ayrımcılığın ana kaynağı olduğunu söylemiştir. Bir Salon röportajında Chris Hedges, Yeni Ateizm propagandasının Hristiyan sağ propaganda kadar ekstrem olduğunu ileri sürmüştür.

İlahiyatçı Jeffrey Robbins ve Christopher Rodkey, bu sorunu "yeni ateizmin evanjelik doğası, iyi bir haberleri olduğunu iddia etmektedir ve olabildiğince fazla insanı her ne pahasına olursa olsun kendi taraflarına çekmeye çalışmaktadır" şeklinde tanımlamışlardır. İkili, yeni ateizm ile evanjelik Hristiyanlık arasında benzerlikler olduğunu belirtmişler ve her ikisinin de "hiçbir gelişme kaydetmeksizin, iki uç düşünce arasında sonsuz bir çatışma yaratma peşinde olduğunu" söylemişlerdir. Sosyolog William Stahl, "Şu anda var olan tartışma ile ilgili olarak çarpıcı olan şey, Yeni Ateistlerin sıklıkla köktendincilerin ayna görüntüsü gibi davranmalarıdır." demiştir.

Ateist filozof Michael Ruse, Richard Dawkins'in, dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir okul veya üniversitede verilen "din" ve "felsefe" konusundaki giriş düzeyindeki derslerden bile geçemeyeceğini iddia etmektedir. Ruse, kendisinin "lanet bir felaket" olarak tanımladığı Yeni Ateizm'in, ateistler arasında yer alan profesyonel bir bilim felsefecisi olarak kendisini utandırdığını belirtmektedir. Yeni Ateizm'in bilime ve genel olarak akademiye "büyük bir sadakatsizlik" olduğunu söylemektedir. 

Torontolu gazeteci Glenn Greenwald ve Orta Doğulu yorumcu Murtaza Hussain, Salon köşe yazarı Nathan Lean, Wade Jacoby ve Hakan Yavuz gibi akademisyenler ve din tarihçisi William Emilsen Yeni Ateizm'i "islamofobi" ile suçlamıştır. Wade Jacoby ve Hakan Yavuz, "Richard Dawkins, Sam Harris ve Christopher Hitchens gibi bir grup 'yeni ateistin', Samuel Huntington'ın 'medeniyetler çatışması' teorisi olarak tanımlanan politik mücadeleyi tetiklediğini" belirtmişlerdir. Onlara göre bu, Müslüman toplumlara yönelik araştırmalarda islamofobiye neden olmaktadır. William W. Emilson, "yeni ateistlerde 'yeni' olan şeyin öfkeli yazım tarzları veya aşırı popülerlikleri veya dine bilimsel yaklaşımları olmadığını, daha ziyade sadece militan İslamizm yerine, dinin genel eleştirisi adı altında İslam'ın kendisine saldırı aracı" olduğunu yazmıştır. Murtaza Hussain, Yeni Ateist akımındaki başı çeken isimlerin "bilimsel saygınlıktan çıkarak günümüzün politik olarak kullanışlı bağnazlığının sınırlarına girdiklerini" belirtmiştir.

Özgür Sorgu'nın baş editörü, Prometheus Kitaplığı kurucusu ve "seküler hümanizm" kurucusu olarak anılan Paul Kurtz, birçok yeni ateisti eleştirmiştir. Şöyle diyor: "Onları ateist köktenciler olarak görüyorum. Ne yazık ki din karşıtılar ve kötücüller. Şunu söylemek gerekir ki, çok iyi ateistler ve çok kararlı insanlar. Ancak onlarda bu agresif ve militan bir ateizm fazı bulunuyor ve bu, iyilikten çok kötülüğe neden oluyor." 

Büyük Ortaklık: Bilim, Din ve Anlam Arayışı kitabının yazarı Jonathan Sacks, "Kötü dinin ilacı iyi bir din anlayışı yerine, dinsizlik sanıyorlar." demiştir. Şöyle yazıyor:

Atheism deserves better than the new atheists whose methodology consists of criticizing religion without understanding it, quoting texts without contexts, taking exceptions as the rule, confusing folk belief with reflective theology, abusing, mocking, ridiculing, caricaturing, and demonizing religious faith and holding it responsible for the great crimes against humanity. Religion has done harm; I acknowledge that. But the cure for bad religion is good religion, not no religion, just as the cure for bad science is good science, not the abandonment of science.

Filozof Massimo Pigliucci, yeni ateist hareketinin ona göre temelsiz olan bilimcilik akımı ile örtüştüğünü düşünmektedir. Şöyle yazıyor: "Benim karşı çıktığım şey, birçok Yeni Ateist arasında bulunan, bilimin tanımını 'gerçeklerle ilgilenen herhangi bir şey' olarak genişletmeleridir. Bana göre, aralarında var olan profesyonel filozoflar haricinde birçok Yeni Ateist, felsefenin bilimsel sahalarda bir tane bile makale okumadığını düşünmektedir. Ben, belki biraz da ileri giderek, Yeni Ateizm akımının liderlerinin birçoğunu (ve dolayısıyla takipçilerinin de birçoğunu) anti-entelektüelizm ile suçlayacağım. Bunun işaretlerinden birisi, entelektüel arayışın bir diğer önemli sahasının önemine, değerine ve metotlarına duydukları saygısızlıktır."

Yeni Ateizm ile ilgili Yayınlar

  • Why People Believe Weird Things: Pseudoscience, Superstition, and Other Confusions of Our Time by Michael Shermer (1997, republished in 2002)
  • The End of Faith: Religion, Terror, and the Future of Reason by Sam Harris (2004)
  • Atheist Manifesto: The Case Against Christianity, Judaism, and Islam by Michel Onfray (2005)
  • The Caged Virgin: An Emancipation Proclamation for Women and Islam by Ayaan Hirsi Ali (2006 in English)
  • Infidel: My Life by Ayaan Hirsi Ali (2006 in Dutch, English translation 2007)
  • The God Delusion by Richard Dawkins (2006)
  • Letter to a Christian Nation by Sam Harris (2006)
  • Breaking the Spell: Religion as a Natural Phenomenon by Daniel Dennett (2006)
  • God: The Failed Hypothesis—How Science Shows That God Does Not Exist by Victor J. Stenger (2007)
  • God Is not Great: How Religion Poisons Everything by Christopher Hitchens (2007)
  • Why I Became an Atheist: A Former Preacher Rejects Christianity by John W. Loftus (2008)
  • Godless: How an Evangelical Preacher Became One of America's Leading Atheists by Dan Barker (2008)
  • Why Are You Atheists So Angry? 99 Things That Piss Off the Godless by Greta Christina (2012)
  • The God Argument by A.C. Grayling (2013)
  • Heretic: Why Islam Needs a Reformation Now by Ayaan Hirsi Ali (2015)
  • Fighting God: An Atheist Manifesto for a Religious World by David Silverman (2015)
  • Skeptic: Viewing the World with a Rational Eye by Michael Shermer (2016)
  • Unapologetic: Why Philosophy of Religion Must End by John W. Loftus (2016)
  • God: The Most Unpleasant Character in All Fiction by Dan Barker (2016)

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski