maskülizm

 

maskülizm

Maskülizm esas olarak erkeklerin deneyimleri üzerine bina edilmiş toplumsal teori ve politik bir hareket tarzıdır. Maskülizmin çoğu sözcüsü bir yandan toplumsal ilişkilerin eleştirisini yaparken bir yandan da toplumsal cinsiyet (gender) eşitsizlik ve erkeklerin hakları ve sorunları gibi konular üzerine yoğunlaşmaktadırlar. Maskülizmi savunan kişiye "maskülist" denir. Tarihte bu adlandırmaya uygun görüşleri (maskülizmi) ilk kez ortaya koyan kişi sosyalist bir teorisyen olan Ernest Belfort Bax idi. Bununla birlikte zaman içinde maskülist çevrelere muhafazakâr kesimler de dahil olmuştur.

{tocify} $title={İçindekiler}

Maskülizmin tarihçesi

Feminizme karşı ilk seküler yanıt, sosyalizmin zirvede olduğu 20.yüzyılın başlarında Karl Marx ile yakınlığı olan sosyalist bir teorisyen Ernest Belfort Bax'dan geldi. Bax, 1913 yılında ilk maskülist metin olan "The Fraud of Feminism"i kaleme aldı. Bununla birlikte maskülizm (masculism) terimi 20.yüzyılın sonuna kadar kullanım kazanmadı ve bugün hâlâ "masculinism" şeklinde hatalı yazılmakta hatta misogyny (kadın düşmanlığı) ile karıştırılmaktadır.

Bazı maskülistlere göre feministler, cinsiyetleri hemen hemen her alanda aynı kapasiteye sahip görmekte ve farklılaştırılmış cinsiyet (gender) rollerini baskıcı sun'i bir inşa olarak kınamaktadırlar. Söz konusu maskülistler, feministlerin bu tip görüşlerinin aksine derin cinsiyet (gender) farklılıklarının insan doğasında mevcut olduğuna inanmakta ve feministlerin bu farklılıkları kanunlar yoluyla yok etmeye teşebbüs ettiklerini ve diğer yollara başvuran insanları aldatıcı bir deneyimin içinde kabul ettiklerini iddia etmektedirler. Yine de bu görüş aynı zamanda maskülist olmayan pek çok kişi tarafından kabul görmekte. Ancak toplumsal cinsiyetten arınmış bir toplum ve akışkan toplumsal cinsiyet (genderfluid) rolleri fikrini öne çıkaran Warren Farrell gibi maskülistler de bulunmaktadır. Çoğu maskülist feminizmin kaynağını yüksek boşanma oranları (bk. marriage strike), cinsiyetlerin yabancılaşması, dişi şovenizmi, aşk-utangaçlığı, çözülen topluluklar, babasız çocuklar, lise terk, uyuşturucu müptelalığı, tüketimcilik, ergen (teenage) hamileliği, erkek intiharı, şiddet suçu (özellikle cinayet), öfke, dolu hapishanelere izafe ederler. Diğer başkaları tüm bu noktaların doğası gereği çok-cepheli nedenler ve kaynaklara sahip olduklarını ve feminizmin bunların tek sebebi olmadığını öne sürmektedirler.

Maskülistlerin ilgilendiği alanlar

Maskülistler, tek taraflı mevzuata, kanunların erkekler aleyhine icra edilmesine ve erkeklerin (ve erkek çocuklara) yönelik ayrımcılığa karşı çıkmaktadırlar.

Maskülistlerin karşı çıktığı diğer hususlar da aşağıda sıralanmaktadır:

  • Erkek-karşıtı ayrımcılığın makul olduğuna inanan ve bunu öğreten hükûmet ve feminist gruplar
  • Erkeklerin eksik ya da hata sonucu türediğini iddia eden feminist gruplar
  • Erkeklere erkek olduklarından ötürü kendilerini kötü hissettiren kültür
  • Çocukların vesayetini annelerin çocuğa babalardan daha iyi bakacakları yönündeki inanç sebebiyle anneye verilmeye teşvik edilmesi
  • İşyerlerinde feminist ideolojiyle ters düştüklerinde erkeklerin işlerine son verilmesi,
  • Kamu hayatında erkeklere kadınlardan daha az saygı gösterilmesi,
  • Erkek haklarının savunulmasında zafiyet, erkeklerden ziyade kadınlara yönelik sosyal programların uygulanması
  • Adalet sisteminde erkeklere yönelik önyargı
  • Erkeklerin sürekli kadınları dövdüğü ve ezdiği gibi bir izlenim oluşturmaları
  • Erkeklerin kaba saba sadece seks isteyen canlılar gibi basit kalıplarla tanımlanması

Bazı maskülistler üniversitelerde "Kadın Araştırmaları" şeklindeki yanlış yönlendirici bir başlık altında feminist ideolojinin öğretildiğini öne sürmektedirler. Bazı Kadın Araştırmaları kurslarında "Masküliniteler" tartışılmakla birlikte çoğu maskülist bu kurslarda erkeklere saldırıldığını ve feminist perspektiflerin ötesinde bir şey öğretilmediğini iddia etmektedirler.

Maskülistler arasındaki en büyük anlaşmazlık noktası cinsiyet rollerine ilişkin dini yasaklarla ilgilidir. Bazı maskülistler erkeğin genel liderlik rolünü desteklemekteyken diğer bazı maskülistler cinsler arası izafi eşitlik öne sürmektedirler. Maskülizm terimi ve erkek hakları hareketi birbiri yerine kullanılabilen kavramlardır, ancak bu, erkek hakları hareketi içindeki çoğu cinsiyete karşı nötr olan ve hümanist grupların varlığını göz ardı etme sonucunu doğurabilmektedir. Erkek hakları hareketi içindeki liberaller maskülizm terimini hareketin içindeki muhafazakâr kolu tanımlamakta kullanmaktadır. Yine de liberal ve eski feminist yazar Warren Farrell de kendisini maskülist olarak tanımlamaktadır.

Maskülistler arasında bir başka anlaşmazlık konusu sekülerizm ve dindir. Hareketin içindeki muhafazakâr kanat kadın konusuna dini bir perspektiften yaklaşırken liberal kanat cinsiyet konusunda daha nötr bir tutumu tercih etmektedir. Kimileri bu her iki kanadın arasında yalnızca dinamikleri arasında farklılık bulunduğunu ancak hareketin hedefleri konusunda genel bir uzlaşma olduğunu öne sürmektedirler.

Ayrıca bakınız


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski