ücret

 

ücret

Ücret; işgücünün kullanımı karşılığında ödenen bedeldir. Kurum ve organizasyonlar tarafından çalışanlara ödenen maaşlar, primler ve komisyonlar ücret kapsamına girerler. İktisatta kullanılan iki tür ücret kavramı vardır: parasal ücret ve reel ücret. Parasal ücret işçilerin çalışma karşılığı aldığı para miktarını gösterirken, reel ücret parasal ücret ile ne kadar mal ve hizmet satın alınabileceğini, yani satın alma gücünü belirtir.

The Royal Marines. With the Royal Marines of the Home Fleet, October and November, 1942
Maaşını alan bir denizci, 1942

{tocify} $title={İçindekiler}

Marksist bakış açısına göre ücret

Ücret, Marksist ekonomi politik anlayışta, Klasik iktisat'tan farklı olarak emeğin değeri ya da fiyatı değildir. Aksine Marks, bu noktada klasik iktisadın eleştirisini yapmak üzere, "emek gücünün değeri ya da fiyatının ücrete dönüşmesinden" sözeder. klasik iktisat "emeğin degeri" kavramını gündelik yaşamdan almış ve olduğu gibi kullanmıştır; bunun sonucunda da, Marks'a göre kendi analizlerinin sonuçlarını görememiştir.

Marks söyle belirtir:

Klasik ekonomi politik, şeyler arasındaki gerçek ilişkiye neredeyse değinir gibidir, ama bunu bilinçli olarak formülleştirmez. Sırtındaki burjuva postuna sarıldıkça da bu işi zaten beceremez.

Nasıl ki, pazarda işçinin sattığı şey emeği degil de emek gücü ise, bununla bağlantılı olarak ücret de emeğin değeri değil emek gücünün değeri ya da fiyatıtır. Bunların birbirine karıştırılması ve birbirleri yerine konulması, Marks'a göre, hem var olan ilişkilerin görünmez hale getirilmesi ve hem de tepetaklak bir görünüm içinde gerçekliğin başka türlü gösterilmesi anlamına gelmektedir.

Marks durumu şöyle betimler:

İktisatçiların emeğin değeri diye adlandırdıkları şey, gerçekte emekçinin kişiliğinde var olan emekten, bir makinenin, yaptığı işten farklı olması gibi, işleviyle farklı olan emek-gücünün değeriydi. Emeğin pazar fiyatı ile değeri dedikleri şey arasındaki fark, bu değerin kâr oranıyla ve emeğin ürettiği metaların değerleriyle ilişkisi vb. üzerinde dururlarken, yapılan tahlilin, yalnızca emeğin pazar fiyatından, onun varsayılan fiyatına ulaşacağını değil, emeğin bu değerinin de, sonunda emek-gücünün değerine dayandığını gösteren doğrultuda olduğunu hiçbir zaman farketmemişlerdir.

Ayrıca bakınız

TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

Arapça ucret

1. isim, ekonomi İş gücünün karşılığı olan para veya mal:

      "Ücret hizmet mukabilidir. Ne yapıyorsun ki sana para verelim?" - Nazım Hikmet

2. isim Kiralanan veya satın alınan bir şey için ödenen para:

      "Fiyatından daha yüksek bir ücretle satın aldı." - Peyami Safa

Tiyatro Terimleri Sözlüğü - 1966

İngilizce: salary, Fransızca: cachet, Almanca: Gehalt

Yapılan iş karşılığında tiyatro oyuncusuna ya da yardımcı uzmanlara verilen para.

Tecim, Maliye, Sayışmanlık ve Güvence Terimleri Sözlüğü - 1972

İngilizce: wages, salary, Fransızca: salaire

İş karşılığı ödenen para.

İktisat Terimleri Sözlüğü - 2004

İngilizce: wage

1. Üretim faktörlerinden biri olan emeğin üretimden aldığı pay, diğer bir deyişle emek faktörünün fiyatı. 2. İşçilere üretim sürecine katılmaları karşılığında belli sürelerde yapılan ödeme. krş. maaş

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü - 1983

İngilizce: salary, Fransızca: cachet, Almanca: Gehalt

Emek karşılığında alınan para.

Kelime Kökeni

Arapça Acr kökünden gelen ucrat اوجرة  "emeğin karşılığı" sözcüğünden alıntıdır. Daha fazla bilgi için ecir maddesine bakınız.

Tarihte En Eski Kaynak

[ Saraylı Seyf, Gülistan Tercümesi (1391) ]

Bu kaynak kayıtlara geçmiş ve ücret kelimesinin kullanıldığı yazılı ilk kaynaktır. Kullanımı daha öncesinde sözlü olarak veya günlük hayatta yaygın olabilir.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski