boş ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
1. sıfat İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı:
"Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler." - Aka Gündüz
2. sıfat Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal:
Boş kadro.
3. sıfat Yapılacak işi olmayan, işsiz:
Bugün sabah boşum, gelebilirsin.
4. sıfat Kullanıldıktan sonra içinde bir şey bulunmayan, kirli (bardak, çanak vb.):
"Tam bu sırada yanlarından elindeki tepside boşlarla ortalıkçı bir çocuk geçmektedir." - Tarık Buğra
5. sıfat, mecaz Anlamsız:
"Bütün bunlar güneşli ve rüzgârlı bir günün boş vaatleri miydi?" - Nazım Hikmet
6. sıfat, mecaz Bilgisiz:
"Daha meselesiz, daha cahil, daha boş, daha yakışıklıydılar." - Sait Faik Abasıyanık
7. sıfat, mecaz Bir işe yaramayan, yararsız:
"Yaşlı başlı insanlarız, dedi. Birbirimizi boş tesellilerle aldatacak değiliz." - Reşat Nuri Güntekin
8. zarf, mecaz Habersiz, hazırlıksız bir biçimde:
"Tatar dilencinin küfürlerine işte böyle boş yakalandım." - Orhan Pamuk
Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü - 2007
İngilizce: empty net
El kaldırma aletlerinden olup bir ağ torba ve iki sopadan oluşan av aracı.
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007
empty
boş
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007
null
boş
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu - 2007
blank
boş
Kelime Kökeni
Eski Türkçe boş sözcüğünden evrilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
boş "serbest, salınmış" [ Irk Bitig (900 yılından önce) ]
"dolu karşıtı" [ Codex Cumanicus (1300) ]