batmak kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
batmak, -ar
1. nesnesiz Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek:
"Sonra hani bir gemimiz batmıştı." - Sait Faik Abasıyanık
2. nesnesiz Dünya'nın dönüşü dolayısıyla Güneş, Ay ve yıldız ufkun altına inmek:
"Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu." - Ömer Seyfettin
3. nesnesiz İflas etmek.
4. nesnesiz Kirlenmek:
Üstüm başım battı.
5. -e Saplanmak:
"Ayağına yolda diken batmıştı." - Osman Cemal Kaygılı
6. -e Tedirgin etmemesi gereken şeyler tedirgin etmek:
Bazı kimselere para batar, sarf edecek yer ararlar.
7. -e Hoşa gitmeyen bir duruma uğramak:
"Abdi Bey'in sabırsız, çabuk parlamaya yatkın mizacına karısının tevekkülü ve sakinliği fena hâlde batıyor." - Attila İlhan
8. nesnesiz Yok olmak.
9. -e Çökmek:
"İçeriye batmış gözleri kadına dikilmişti." - Sait Faik Abasıyanık
10. nesnesiz, mecaz Daha kötü bir duruma uğramak.
11. nesnesiz, mecaz Yıkılmak, egemenliği sona ermek:
"Bizans kurulduğundan battığı tarihe kadar 1125 sene geçmişti." - Yahya Kemal Beyatlı
12. -e, mecaz Dokunmak, incitmek:
Onun her sözü bana batar.
Gökbilim Terimleri Sözlüğü - 1969
Türkçe: gurûb, İngilizce: set, Fransızca: se coucger, Almanca: untergehen
Bir gökcisminin gözerimi altına inmesi eylemi.
Kelime Kökeni
Arapça mlw kökünden gelen imlāˀ إملاء "dikte etme, yazı yazdırma" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice mlē מל "1. dolu, 2. herekeli yani sesli harfleri bildiren noktaları doldurulmuş yazı" sözcüğünün ifˁāl vezni (IV) masdarı olabilir; ancak bu kesin değildir. Bu sözcük Aramice/Süryanice #mly מלי "doldurma" kökünden türetilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
[ Mukaddimetü'l-Edeb (1300 yılından önce) ]