Luciferianizm

William Blake'in, John Milton'ın Paradise Lost'unda sunulan Lucifer tasviri


Luciferianizm (İngilizce: Luciferianism) Lucifer'e eklenmiş temel sembolizm ve niteliklere saygı duyan ve izinden giden bir inanç sistemidir. Gnostisizmden etkilenen Luciferianizm, Lucifer'e Şeytan olarak değil; bir yok edici, bir koruyucu, kurtarıcı; ışığı getiren veya karanlığa rehberlik eden ruh ve hatta Yehova'nın aksine gerçek tanrı olarak saygı duymaktadır.

Luciferianizm
Şeytanın mührü


{tocify} $title={İçindekiler}

Dini literatür içerisinde Lucifer'in karakteristik özellikleri

    Ana madde: Lucifer

Lucifer, İşaya 14:12'de İbranice: הֵילֵל kelimesinin Kral James Versiyonu ile yorumlanmasıdır. Bu kelime, transliterasyon içerisinde hêlêl (Türkçeye "Hilal" olarak geçmiştir.) veya İbrani Kutsal Kitabı içerisinde heylel olarak geçer ayrıca KJV (Kral James Versiyonu) tabanlı Strong's Concordance'a göre "parlayan, ışık taşıyan" anlamına gelir. Septuagint içerisinde, Yunancada הֵילֵל'yi ἑωσφόρος (heōsphoros),, Sabah yıldızı için kelimesinin töz anlamı "şafağı getiren" olarak tanımlanır. Lucifer kelimesi Latince Vulgata'dan alınmıştır, bu kelime literatüre daha sonrasında הֵי' yani lucifer olarak çevrilir. Lucifer, "sabah yıldızı, Venüs gezegeni" veya bir sıfat olarak "ışık getiren" anlamına gelir.

Daha sonra Hristiyan geleneği içerisinde, Şeytan için uygun bir isim olarak "Lucifer" yani "sabah yıldızı" kullanılmaya başladı; yani düşmesinden önceki melek figürü temsil edildi. Sonuç olarak, Dante Alighieri'nin Cehennemi, Joost van den Vondel'in Lucifer ve John Milton'un Kayıp Cenneti gibi "'Lucifer', kilisede ve popüler literatürde Şeytan veya Şeytan için bir simge haline geldi. Bununla birlikte, Latince kelime hiçbir zaman İngilizcede olduğu gibi neredeyse yalnızca bu şekilde kullanılmadı ve İsa da dahil olmak üzere başkalarına da uygulandı. Kenan mitolojisinde, gökten düşen bir sabah yıldızının görüntüsünün genellikle bilim adamları ile özdeş olduğuna inanılıyor.

Bununla birlikte, hem Hristiyan hem de Yahudi tefsirine göre; Yeşaya kitabının 14. Bölümünde, Kudüs Fatihi Babil Kralı (II. Nebukadnezar), peygamber İşaya tarafından peygamberlik benzeri bir vizyonla kınanmıştır ve "Sabah Yıldızı (Venüs gezegeni)" tefsiri konulmuştur. Bu bölümde İbranice metin הֵילֵל בֶּן-שָׁחַר (Helel; ben Shachar, "parlayan biri, şafağın oğlu") diyor. Helel ben Shahar, Sabah Yıldızı'na atıfta bulunabilir ancak İşaya 14'teki metin Helel'in bir yıldız veya gezegen olduğuna dair hiçbir gösterge vermiyor.

Genel inanç

Dışarıdan bakıldığında, Hristiyan yorumuna dayanan bir felsefe olarak görülmesine ve Satanizm ile ilişkilendirmesine rağmen; Luciferianizm, yalnızca şeytan figürünü veya Şeytan'ı değil, Sabah Yıldızı'nın çeşitli yorumlarını temsil eden Lucifer'in daha geniş bir sembolizmini temsil eder. Yunanlar ve Mısırlılar gibi eski kültlerde buna benzer inançlar gözlemlenebilir. Bu bağlamda Lucifer, aydınlanma, bağımsızlık ve insanlığın ilerlemesinin bir sembolüdür ve Yunan titan Prometheus, Yahudi Talmud figürü Lilith gibi eski benzer inançlarda bu figürler sıklıkla birbirinin yerine kullanılır.

Luciferianlar genellikle doğal dünyanın korunmasını destekler. Hem sanat hem de bilim, bireyin gelişimi için önemli faktörlerdir ve bu nedenle her ikisine de yüksek bir değer verilir. Luciferianlar, insanların bu hayatta ve her gün, bir önceki günden daha iyi, daha verimli bir şekilde yaşamasını amaçlar. Hem iyiyi hem de kötüyü tanıma, tüm eylemlerin hem olumlu hem de olumsuz sonuçları olduğunu kabul etme ve kişinin çevresini aktif olarak etkileyebilme becerisini yüceltir.

Son yıllarda Luciferian felsefesi, Michael W. Ford tarafından yazılan "11 Luciferian Güç Noktası" olarak bilinen kolektif bir temelde toplanmıştır. Luciferian felsefesinin temeli; bireyselliğe, stratejik uygulamaya dayanan ve sürekli olarak iradeyi zorlukların üstesinden gelerek geliştirmeye çalışan, kendi belirlediği seçimleri geliştirmeye ve ilerletmeye teşvik etmeye dayalıdır. Luciferianizm; Kurtuluş, Aydınlanma ve Apotheosis olarak bilinen sürekli döngü ve süreçle felsefi olarak ilerlemeyi simgeler.

Luciferianlar için aydınlanma ve gelişme nihai hedeftir. Temel Lucifer ilkeleri hakikati ve irade özgürlüğünü vurgular, içsel benliğe ve kişinin nihai potansiyeline tapınır. Her bireyin içinde aynı şeye yönlendirir. Birey, insanların doğruyu, yanlıştan ayırmak ve iyilik yapmak için tanrılara veya ebedi olarak cezalandırılma korkusuna ihtiyaç duymadığı gerekçesiyle ahlaksal dogmalardan uzak durur. Tüm fikirler kabul edilmeden önce test edilmeli ve bir bilinçsel süzgeçten geçirilmelidir. Bu yüzden birey, şüpheci olmalıdır çünkü bilgi ile anlayış değişken ve akışkandır. Lucifer'in bir Tanrı olarak mı yoksa sadece bir arketip olarak mı tasarlandığına bakılmaksızın her ekolde; insanlığın kurtarıcısı ve sürekli kişisel gelişimin sembolü olduğu kadar nihai bilgi ve araştırmanın temsilcisidir.

Teistik Luciferianlar, Lucifer'in gerçekte bir Tanrı olduğuna inanırlar. Bununla birlikte, Lucifer'e Yahudi-Hristiyan bir Tanrı olarak tapmazlar ancak bir öğretmen veya bir arkadaş olarak saygı gösterirler, öğretisini takip ederler. Teistik Luciferianlar, Sol El yolunun birer takipçileridir. Neo-Lucifer Kilisesi veya diğer cemaatler gibi büyük ölçüde törensel(seremonik) majiye, manevi hikâyelerin ve figürlerin okült ve edebi yorumlarına odaklanan kuruluşlardır. Bu yorumlara odaklanan inançsal kuruluşlar, farklı dogmalara ve yollara bağlı olabilirler.

Tarihsel süreç

Orta Çağ'da Luciferianizm

Luciferian etiketi ilk defa Lucifer'e tapan anlamına, 1231'de Gesta Treverorum'da Lucardis (Luckhardis) adlı kadın tarafından yönetilen bir dini topluluk için kullanılmıştır. Özel olarak Lucifer'in düşüşüne üzüldüğü ve cennetsel yönetime geri dönmesi için can attığı vurgulandı. Bu Tarikat, Marburglu Conrad ve Papalık Engizisyonu tarafından deşifre edildi. 1234'te Papa 9. Gregory, Vox in Rama ile Luciferianizm ile suçlanan Stedinger'a karşı bir Haçlı Seferi çağrısında bulundu. Bull Vox, sözde ayinlerin ve inançların ayrıntılı açıklamalarını içeriyordu. Bu açıklamalar takip eden yüzyıllarda tekrarlandı ve zaman zaman daha büyük kitlelere yayıldı ancak bu noktada unutmamamız gereken bir söz vardır ki, o da; "Modern tarih yazımı tamamen hayal doğasını kabul eder." Luciferianizm ile suçlanan sapkınların gerçek kimliklerini tespit etmek gerçekten o dönemde zor bir işti.

14. Yüzyıl içerisinde "Luciferianlar" terimi Waldensians için kullanıldı. 1315'te Schweidnitz'de ve 1336'da Angermünde'de Luciferian etiketi altında zulüm görenler oldu. 1392-1394 yılları arasında, Brandenburg ve Pomerania'dan yaklaşık 400(Dört yüz) Luciferian, engizisyoncu Peter Zwicker'in önüne getirildiğinde, onları şeytan ibadetinden arındırdı ve onları doğru bir şekilde Waldens olarak tanımladı. Aynı zamanda, Piedmont'daki engizisyoncu Antonia di Settimo, yerel Waldensians'ların Luciferianlar olduğuna inanıyordu.

Modern Dönem Luciferianizm'i

Lucifer the Lightbearer, Amerika Birleşik Devletleri'nde Moses Harman tarafından 19. Yüzyılın sonu ve 20. Yüzyılın başlarında yayınlanan Bireyci Anarşist bir dergiydi. Harman, gazetenin misyonunu ifade ettiği için bu başlığın seçildiğini özellikle belirtti. Eski dünya insanlarının sabah yıldızına verdiği isim Lucifer, yayının bir sembolüydü. Harman, İlahiyatçılar tarafından Lucifer olarak adlandırırken, bu ismin kötü bir şey olmadığını vurgulamak amacıyla özellikle bu ismi seçti. Harman, Lucifer'in bir eğitimci rolü üstlendiğini öne sürdü. Bununla birlikte Harman ve dostları; "Mukaddes Kitap, insanlığı ebedi cehalete mahkum etti" diyerek insanların inançsal boyunduruk altına girmesini protesto etti. Ayrıca "eğer Lucifer onlara; nasıl tanrılar kadar bilge olacaklarını anlatmasaydı, onlar asla iyilik ve kötülüğü bilemezdi" diye Lucifer'in felsefi sembolizmine vurgu yaptı.

Lucifer the Lightbearer'in kapağı
Moses Harman tarafından ABD'de yazılan Bireyci Anarşist bir yayın olan, Lucifer the Lightbearer'in kapağı.

Lucifer (Dergi), etkili bir okültist olan Helena Blavatsky tarafından düzenlenen bir yayındı. 1889'dan Blavatsky'ın 1891'deki ölümüne kadar, Annie Besant ortak editördü. Rudof Steiner'in antropozofinin temelini oluşturan yazıları, Lucifer'i, Ahriman'ın manevi zıttı olarak nitelendirdi ve iki güç arasındaki mesafeyi, Mesih ile insanlık için dengeli bir yol olarak nitelik saydı. Lucifer'ı bununla birlikte; vizyonlar, öznelik psikoz ve fanteziyle ilişkilendirilebilecek entelektüel, hayalperest, sanrısal, diğer dünyadan bir gücü temsil etmesini kaleme aldı ve Lucifer'i Mısır, Roma ve Yunanistan'ın dini ve felsefi kültürleriyle ilişkilendirdi. Ayrıca Steiner, Lucifer'in aşırı duyarlı bir Varlık olarak Mesih'in doğumundan yaklaşık 3000 yıl önce Çin'de enkarne olacağına inanıyordu.

Léo Taxil (1854–1907), Masonluğun Lucifer'e ibadet etmek ile ilişkili olduğunu iddia etti. Taxil aldatmacası olarak bilinen bu olayda, önde gelen Mason Albert Pike'ın "Dünyanın 23 Yüksek Konfederasyon Konseyine" (Taxil'in deyimi ile) hitap ederek, onlara Lucifer'in Tanrı olduğunu söylediğini, Kötü tanrının ise Adonai olduğunu iddia etti. Albert Pike ve diğer Masonik Bilginlerin "Lucifer yolu" veya "Lucifer'in enerjileri" hakkında konuştuklarında, Işık taşıyan Sabah Yıldızı'na, ışık arayışına; karanlığın, şeytani kötülüğün bir antitezi olduğunu ifade ettiklerini söylemiştir. Taxil, organizasyonu kontrol eden ve Şeytani bir gündeme sahip olan Palladium adında oldukça gizli bir yönetici organı olduğunu iddia eden Diana Vaughan'ın kitabını tanıttı ancak bir sorun vardı ki aslında bu kitabı dahi Taxil yazmıştı... 1897'de Freemasonry Disclosed'da ise Taxil'e dair bir açıklama yapılmıştır. Bu açıklama:

Korkunç bir sinizmle, burada ismini vermeyeceğimiz zavallı kişi (Taxil'den bahsediyor.), bir toplantıdan önce özellikle on iki yıl boyunca en kutsal sahtekarlıkları hazırladığını ve sonuna kadar gerçekleştirdiğini iddia etti. Palladism ve Diana Vaughan ile ilgili özel makaleler yayınlamaya her zaman dikkat ettik. Şimdi bu makalelerin tam bir listesini veriyoruz, ki artık var olmadığı düşünebilir.

Lucifer, Anton Szandor LaVey'in Şeytani Kitâb-ı Mukaddes kitabında, cehennemin dört veliaht prensinden birisidir. Özellikle Doğu'nun ve Havanın efendisi olarak simgelenmiştir. Işığın getiricisi, sabah yıldızı, entelektüalizm ve aydınlanma olarak tanımlanmıştır. LaVey, Havanın efendisi unvanını özellikle Antik Yunan tanrısı Zeus'a atıfta bulunmak için kullanmıştır. Bu unvan aslen ilk başta "Havanın ve gücün prensi" olarak Efesliler 2:2'de kullanılmıştır.

Yazar Michael W. Ford ise Lucifer üzerine düşmanın bir "maskesi", zihnin ve bilinçaltının motive edici ve aydınlatıcı gücü olarak yazdı.

Helena Blavatsky tarafından kurulan Lucifer dergisinin ana kapağı.
Helena Blavatsky tarafından kurulan Lucifer dergisinin ana kapağı.

Organizasyonlar

Büyük Lucifer Kilisesi

2014 yılında Luciferian bireyler için Jacob Mckelvy, eş başkanlar Michael W. Ford ve Luciferian Research'ın kurucusu Jeremy Crow liderliğinde Büyük Lucifer Kilsesi (Kısaltımı ile "GCoL"), Houston/Teksas'da kuruldu. Teksas'da ilk defa bu kadar büyük çaplı bir organizasyon kurulmuştu. Ocak 2015'te GCoL'in kurucuları, GCoL adı altında iş yapmak için Auston County Adliyesi'nde evrak işlemlerini tamamladılar. GCoL, pratik dünyaya dayalı öğretilere daha fazla odaklanarak, aile ve kişisel gelişim ilkelerini kabullenmiştir.

2015 yılında GCoL, Teksas'da bulunan Old Town Spring bölgesinde birkaç düzine üye ile bir cemiyet oluşturdu. Çoğunluğu Katolik olan yüzden fazla yerel sakin, kilisenin açılışını protesto etti.

Neo-Luciferian Kilisesi

Neo-Luciferian Kilisesi (NLC), kökleri Batı ezoterizmi, Voodoo, Luciferianizm, Thelema ve Majiye dayanan bir Gnostik ve Luciferist organizasyonudur.

Fraternitas Saturni

Staphen Flowers, bir Alman maji düzeni olan Fraternitas Saturni (FS) üzerine yazdığı kitabında "FS, Modern Batı okült direnişindeki en arsız Luciferian örgütüdür. (veya öyle idi)" demiştir.

Işığın doğması/var olması için bir Logos gerekliydi; ve bu Logos, Işık Getiren yani Lucifer'di. Lucifer, statik kozmik düzeni bozarak görünür dünyamızı yaratan Demiurge'ydi. Sonuç, ölümün dünyaya girdiği Cennetteki Savaş idi. Lucifer, antik kozmolojide Satürn'ün (Şeytan'ın "Alt Oktavını" Temsil eden) "Yüksek oktav", en dıştaki gezegeni ve güneşin tersi kutbu olarak kabul edilir. Bu devam eden muhalefet nedeniyle Lucifer, hala Solar Logolarla savaşıyor. Başlıca savaş alanı, fiziksel formun dışında bir negatif-astral ve bir pozitif-zihinsel alan içeren dünyamızdır. Satürn, ağırlık, ölçü ve sayı ile emanet edilen terazi ve kılıçla büyük bir yargıçtır. O, Eşiğin Koruyucusu veya aşmanın kapısıdır. İnsanlığa ilahi gizemlere ihanet ettiği için cezalandırandır. Onun ağır, karanlık, kurşuni nitelikleri sihirbaz(majisyen) tarafından "ışıkların yeniden polarizasyonunu" içeren simyasal bir süreçte gümüşe dönüştürmelidir.

Ayrıca bakınız


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski