kadın sünneti

 

kadın sünneti

Kadın sünneti ya da kadın genital mutilasyonu (KGM), tıbbi olmayan nedenlerle kadın üreme organlarının kısmen ya da tamamen çıkarılmasıdır. Ritüel olarak yapılan bu uygulama Afrika, Asya ve Orta Doğu’da bazı ülkelerde ya da ülke içindeki bazı topluluklarda görülür. UNICEF’in 2016 yılı tahminlerine göre 27 Afrika ülkesi, Endonezya, Irak Kürdistan Bölgesi ve Yemen olmak üzere 30 ülkede üreme organlarını sakatlayan bu uygulamanın yapıldığı 200 milyon kadın yaşamaktadır.

Bu uygulama tipik olarak geleneksel sünnetçiler tarafından ustura kullanılarak doğumdan birkaç gün sonra ile ergenliğe kadar olan dönem arasında ve hatta ergenlik sonrasında gerçekleştirilir. Ulusal istatistiklerin var olduğu ülkelerde kız çocuklarının çoğunun beş yaşına kadar bu uygulamadan geçirildiği görülmektedir. Uygulama tipleri ülkeye ya da etnik gruba göre farklılık gösterir. Uygulamalar prepisyum ve klitoris glansın çıkarılması; iç dudakların çıkarılması; iç ve dış dudakların çıkarılması ve vulvanın kapatılması gibi çeşitlidir. İnfibulasyon adı verilen bu son uygulamada idrar ve âdet akıntısının çıkması için küçük bir delik bırakılır ve vajina cinsel ilişki ile doğum için açılır.

Kökeni cinsiyet eşitsizliğinde ve iffet, nezahet ile güzellik anlayışlarında yatan bu uygulama, kadın cinselliğini kontrol altına alma çabasıdır. Genellikle bunu bir namus göstergesi olarak gören ve kızlarına ya da kız torunlarına bu uygulamanın yapılmaması durumunda sosyal dışlanmaya maruz kalacağı korkusuna sahip olan kadınlar tarafından başlatılır ve uygulanır. Uygulamanın neden olduğu sağlık sorunları tipine göre değişir; tekrarlayan enfeksiyonlar, idrara çıkmada ve âdet akıntısında zorluk, kronik ağrı, kist oluşumu, hâmile kalamama, çocuk doğumu sırasında karşılaşılan komplikasyonlar ve ölüme sebebiyet veren kanamalar, karşılaşılan sorunlardan bazılarıdır. Uygulamanın sağlık açısından bilinen hiçbir yararı yoktur.

1970'lerden beri KGM uygulayanların bundan vazgeçmelerini sağlamak için uluslararası çabalar süregelmektedir. Bu çabaların sonucunda uygulama yapıldığı ülkelerin çoğunda yasaklanmış ya da kısıtlanmıştır; ancak, bu yasalar tam anlamıyla uygulanmamaktadır. Uygulamaya karşı çıkanlara ise, özellikle antropologlar tarafından, kültürel görelilik ve insan haklarının evrenselliği gibi konulara ilişkin çetin sorunları içeren eleştiriler yapılmaktadır.

{tocify} $title={İçindekiler}

Yöntemler

Yöntemler genellikle geleneksel "sünnetçi"ler tarafından, kızların evinde, anestezi kullanarak ya da kullanmadan uygulanır. "Sünnetçi" genellikle yaşlı bir kadındır ancak berberlerin geleneksel olarak sağlık hizmeti de verdiği topluluklarda erkek berber de "sünnetçi" olarak KGM uygulayabilir.

Uygulama geleneksel "sünnetçi"ler tarafından yapıldığında bıçak, ustura, makas, keskinleştirilmiş kaya, cam ya da tırnaklar gibi steril olmayan nesnelerin kullanılması muhtemeldir. The Lancet dergisinde 2007'de çıkan bir makalede Ugandalı bir hemşirenin, bir sünnetçinin bir kerede aynı bıçağı 30 kadar kız üzerinde kullanabildiğini söylediğini yazmıştır.

Mısır, Kenya, Endonezya ve Sudan'da ise genellikle profesyonel sağlık çalışanları uygulamayı yapar. 2008 yılı verilerine göre Mısır'da KGM uygulamalarının %77'si, 2016 yılı verilerine göre de Endonezya'da KGM uygulamalarının %50'sinden fazlası sağlık çalışanları tarafından gerçekleştirilmiştir. Mısır'da kadınlar, 1995 yılında yapılan bir araştırmada %60 vakada lokal anestezi, %13 vakada genel anestezi kullanıldığını belirtmiş; %25 vakada anestezi kullanılmamış, kalan %2'de belirsizdir.

Vulva anatomisi
Vulva anatomisi: 1. Klitoral glans, 2. Corpus cavernosum clitoridis, 3. Crus clitoridis, 4. Üretra ağzı, 5. Vestibül, 6. Vajina girişi.

Sınıflandırma

Anketler, BM sınıflandırması

WHO, UNICEF ve UNFPA 1997'de yayımladıkları ortak bildiri ile KGM'yi "kültürel ya da tıbbi olmayan diğer nedenlerle kadın dış üreme organlarının kısmen ya da tamamen çıkarılması ya da bu organlara başka biçimde verilen zararlar" olarak tanımlamıştır. Uygulamalar etnik gruba ve bireysel uygulayıcılara göre çok büyük farklılıklar göstermektedir. Nijer'de 1998 yılında yapılan bir ankete cevap veren kadınlar, kendilerine uygulanan yöntemi tanımlamak için 50 farklı terim kullanmıştır. Çeviri sorunlarının yanı sıra kadınlar hangi tür KGM'ye maruz kaldıkları ve hatta KGM geçirip geçirmedikleri konusunda bile tereddüt içindeydiler. Çeşitli araştırmalar anket sonuçlarının güvenilmez olduğunu önermiştir.

Birleşmiş Milletler kurumlarının yaptığı standart anketlerde kadınlara kendilerine ya da kızlarına şunların yapılıp yapılmadığı sorulmaktadır: (1) kesik, et çıkarılmadan (sembolik sünnet); (2) kesik, biraz et çıkarılarak; (3) dikilerek kapatılma; ya da (4) tipi belli değil/emin değil/bilmiyor. En yaygın yöntem "kesik, biraz et çıkarılarak" kategorisindedir ve klitoral glansın kısmen ya da tamamen çıkarılmasına karşılık gelir.

WHO Sınıflandırması

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) daha detaylı bir sınıflandırma yapmıştır. Tip I–III ne kadar dokunun kesilerek çıkarıldığına göre değişir (Tip III, UNICEF'in "dikilerek kapatılma" kategorisidir). Tip IV ise sembolik sünnet de dahil olmak üzere diğer uygulamaları barındırır.

WHO'ya göre kadın genital kesiminin türleri ve normal anatomiden farkları
WHO'ya göre kadın genital kesiminin türleri ve normal anatomiden farkları

Tip I–II

Tip Ia (sünnet) yalnızca prepisyum'un çıkarılmasıdır ve nadiren tek başına uygulanır. Daha yaygın olan uygulama klitoridektomi adı verilen ve prepisyum ile birlikte klitorisin görünen ucu olan klitoral glansın kısmen ya da tamamen kesilerek çıkarılması olan Tip Ib'dir. Sünnetçi, başparmağı ve işaret parmağı ile klitoral glansı tutup çeker ve keser.

Tip II (kesme), klitoral glans ve dış dudaklar ile iç dudakların kısmen ya da tamamen kesilmesini kapsayan uygulama biçimidir. Tip IIa iç dudakların kesilerek çıkarılması; IIb, klitoral glans ve iç dudakların kesilerek çıkarılması; ve IIc, klitoral glans, iç ve dış dudakların kesilerek çıkarılmasıdır.

Tip III

Tip III (infibulasyon ya da firavun sünneti), "dikilerek kapatılma" kategorisi, dış üreme organlarının kesilerek çıkarılması ve yaranın dikilerek kapatılmasını içerir. İç ve/veya dış dudaklar ile birlikte Klitoral glans da bazen kesilerek çıkarılır bazen bırakılır. Tip IIIa iç dudakların kesilmesi ve yaranın kapatılmasıdır; Tip IIIb ise dış dudakların kesilmesi ve yaranın kapatılmasıdır. Bu uygulama yaygın olarak Cibuti, Eritre, Etiyopya, Somali ve Sudan'da görülür. Uygulamanın yapıldığı kadın sayısı tahminleri farklılıklar gösterir; 2008 yılında yapılan bir tahmine göre Afrika'da bu uygulamaya maruz kalan sekiz milyonun üzerinde kadın vardır. UNFPA'nın 2010 yılı raporuna göre, KGM uygulanan kadınların %20'sine infibulasyon uygulanmıştır.

Tip IV

  • Tip IV: Diğer genital tahripler: Sembolik olarak klitorisi veya dudakları çizmek; klitorisi dağlamak; vaginayı genişletecek şekilde kesmek veya bazı ilaçlarla daraltmak.

Notlar DSÖ'ye göre kadın genitali kesimlerinin %85i Tip I ve Tip II, % 15'i ise Tip III'e dahildir. Tip III genelde Doğu Afrika'da uygulanmaktadır.

Coğrafi alan

Klitoris kesimi Afrika'nın büyük kısmında uygulanmaktaysa da türleri ve yaygınlığı bölgelere göre farklılıklar göstermektedir. En yüksek oranda uygulandığı Somali, Cibuti, Eritre gibi ülkeler Tip I ve II türü kesimin yaygın olduğu yerlerdir.

Avustralya Aborjinleri tarafından klitoris kesiminde kullanılan aletler
Avustralya Aborjinleri tarafından klitoris kesiminde kullanılan aletler

Afrika dışında sınırlı olsa da Batı Asya'da Suriye, Irak ve İran'da rastlanmaktadır. Güneydoğu Asya ülkelerinden Hindistan, Endonezya ve Malezya'da ise ritüel amaçlı, genitali çizerek kan akıtma şeklinde, uygulanmasına rastlanabilmektedir.

Klitoris kesiminin Afrika'daki tahminî uygulanma alanı ve oranları

Tepkiler

Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Teşkilatı, Uluslararası Af Örgütü ve çeşitli dünya devletleri, "genital sakatlama" olarak adlandırdıkları klitoris kesimini, kadının kendisi ve doğacak çocuklarının sağlığı açısından son derece sakıncalı görmekte ve uygulamayı sona erdirmeye çalışmaktadırlar. Jenital bütünlük savunucuları ise kadın ve erkek sünneti arasında ayrım yapılmasına tepki göstermekte ve her iki uygulamayla birden mücadele edilmesini istemektedirler.

Uluslararası Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Tolerans Günü (6 Şubat) kadın sünnetinin zararlarına dikkat çekmek için kabul edilmiş bir farkındalık günüdür.

Dinlerde klitoris kesimi

Klitoris kesimi özellikle orta Afrika kabile toplumlarınca ve bazı Güneydoğu Asya ülkelerinde yapılan daha çok geleneksel bir uygulamadır. Ancak bazen çeşitli din mensuplarınca dini bir törenle uygulanabilmektedir.

Kadın sünnetinin herhangi bir din tarafından desteklenmediği, buna rağmen " bazı bölgelerdeki dîni liderler tarafından insanların bu işleme mahkûm edildiği, dolayısıyla uygulamanın dîni engelleri geçtiği " ve uygulamanın; Müslüman", "Hristiyan ve Yahudi inancına sahip topluluklarda yaşadığı coğrafyaya bağlı olarak bulunabilmektedir.

Kadın sünneti uygulaması yapılan ülkelerden: Etiyopya, Fildişi Sahili, Senegal, Kenya, Benin ve Gana'da yaşayan Müslüman nüfus gruplarının, Hristiyan gruplara nazaran daha fazla kadın sünneti uygulama olasılığının yüksek olduğu; Nijerya, Tanzanya ve Nijer'de ise, uygulama yaygınlığının Hristiyan gruplar arasında daha çok olduğu ifade edilmektedir.

Afrika kabile dinleri

Klitoris kesimi özellikle orta Afrika kabile toplumlarınca yapılan bir uygulamadır. Bazı kabile geleneklerine göre klitoris kesimi kadının temizliği ve saf bir anne olabilmesi için gereklidir. Klitoris kesimi yapılmamış kadınların evlenmesini doğru karşılamazlar. Bazı kabileler ise çocugun doğum sırasında kesilmemiş klitorise değmesi durumunda öleceğine inanırlar.

Yahudilik

Etiyopya Yahudi Topluluğu (Beta Israel) tarafından dinî olmayan bir törenle uygulanmaktadır. Ancak kesimin Yahudi bir kadın tarafından yapılması şartı vardır.

İslam

Sünni İslam içerisinde yer alan Hanefilik, Hanbelilik ve Mâlikîlik fıkıh mezheplerine göre kadın sünneti zorunlu değildir, ancak uygulanması makruma (sevap) olarak yorumlanmıştır. Şâfiîlik mezhebine göre ise vâcib, yani uygulanması zorunlu (farz) olarak ele alınmıştır. Bu konu hakkındaki görüşler, Muhammed ile Ümmü Habibe (veya Ümmü Atiye) adlı bir kadın arasında geçtiği rivayet edilen şu hadisin yorumlanmasına dayandırılır:

Kadın kölelere sünnet uygulamasıyla tanınan Um Habibah adlı kadın, Muhammed’in hicretine katılanlardan biridir.  Bir keresinde Muhammed onunla karşılaşır ve aralarında bir konuşma geçer. Muhammed ona işini yapıp yapmadığını sorar. Kadın da işini yapmaya devam ettiğini, yasaklanmadığı ya da yapmaması için kendisinden talimat almadığı sürece işini yapmaya devam edeceğini söyler. Bunun üzerine Muhammed, “Evet, devam et, yakınıma gel de sana öğreteyim; eğer kesiyorsan abartmadan kes, çünkü bu yüzeye daha çok gerginlik verir ve kocası için daha hoş olur” diyerek kadın sünneti konusundaki görüşünü ifade eder.

Bazı Afrika müslüman toplumlarında kadın genital uzvunda kesim yapılması (kadın sünneti) olayı, bazı araştırmacılar tarafından daha çok " Afrika gelenekleri " kaynaklı olduğu şeklinde açıklanmaktadır. Ancak, İslâm'da kadın genital uzvunun kesilmesinin yeri hakkında âlimler arasında bir görüş birliği yoktur. Ancak, islama aykırı olmadığını iddia edenler tarafından temel dayanak olarak Ebu Davud'da yer alan bir hadis gösterilmektedir. Ebu Davud kitabında bu hadisin rivayet zincirinde kopukluklar olduğunu ve zayıf olduğunu da belirtmiştir. "Dünya Müslüman Ulemalar Birliği" genel sekreteri ve El Ezher Üniversitesi üyesi Dr. Muhammad Salim al-Awwa klitoris kesiminin İslam da yeri olmadığını iddia eder ve zayıf bir hadise dayanarak hüküm verilmesini reddeder. El-Ezher Üniversitesi’nden Şeyh Gad El-Hak ise Muhammed’in kadın sünnetini yasaklamadığını söylemiştir.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski