durum

 

durum

durum ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

1. isim Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon:

      "Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." - Reşat Nuri Güntekin

2. isim Duruş biçimi, konum, tavır.

3. isim Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.

4. isim, dil bilgisi Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl:

      Yalın durum. Belirtme durumu. Kalma durumu.

Ayaktopu Terimleri Sözlüğü - 1974

Türkçe: skor, İngilizce: score, Almanca: Punkt

Bir ayaktopu kümesinde takımların aldıkları sonuçlara göre kazandıkları değerler. Uluslararası kurallara göre kazanan takım iki, yenişemeyen takımlar birer değer alırlar. Yenik takımlar ise değer alamazlar.

Tiyatro Terimleri Sözlüğü - 1966

İngilizce: situation, Fransızca: situation, Almanca: Situation

Oyunda seyirciyi etkileyen görünüş. Vaziyet.

Eğitim Terimleri Sözlüğü - 1974

Türkçe: vaka, İngilizce: case, Fransızca: cas

1. Ruhsal, toplumsal ve bedensel bakımdan çevresine başarılı bir biçimde uyması için inceleme ve bakım konusu olan kişi (öğrenci) ya da aile (ana-baba). 2. Yakınma konusu olan ve çözümü beklenilen sorun.

Cimnastik Terimleri Sözlüğü - 1969

İngilizce: position, Fransızca: pose, Almanca: Stellung

Vücudun, herhangi bir bölümü üzerinde, alıştırma için aldığı biçim.

Kimya Terimleri Sözlüğü - 1981

Türkçe: hal, İngilizce: state, Fransızca: état, Almanca: Zustand

Bir dizgenin ölçülebilen tüm özellikleri arasında kurulan ve o dizgeyi ayırt edici olarak belirlemeyi sağlayan nicelikler ve aralarındaki bağıntı.

Yöntembilim Terimleri Sözlüğü - 1981

Türkçe: hal-vaziyet, İngilizce: situation-state

Bir süreç ya da bir oluşumun taşıdığı süreğen görüntü ya da belli bir zamanda aldığı kesit görünüş.

Felsefe Terimleri Sözlüğü - 1975

Türkçe: vaziyet, İngilizce: Situation, Fransızca: Situation, Almanca: Situation, Latin: situs

(Lat. situs = yerleşik olan, konulmuş olan) : 1. (Genel olarak) a. Belli bir zamanda, belli bir yerde belli bir çevrede bulunma; belli bir çevreye konulmuş olma. b. Bir insanın çevresiyle somut bağlantısı. 2. (Aristoteles'te) On kategoriden biri: duruşu belirleyen ilinek. (Ör. İnsanın oturuyor, koşuyor durumda olması.) 3. (Günümüz felsefesinde) İnsanın kendisini içinde bulduğu somut gerçeklik. // Bu gerçeklik kendisine önceden belli olanaklar açar, öte yandan da olanakları kapar.

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü - 1983

İngilizce: situation, Fransızca: situation, Almanca: Situation

Kişiler arasındaki ilişkide önemli bir durumu getiren ve seyirciyi etkileyen görünüm. Tema, uygun bir durum üzerine oturtularak işlenir.

Gramer Terimleri Sözlüğü - 2003

Türkçe: ahvâl-i ism, İngilizce: case, Fransızca: cas, Almanca: Kasus

Adın cümle içinde bulunduğu dil bilgisi şekli; yalın veya eklerle genişletilmiş olarak aldığı geçici durum. Türkçede adlar yalın, yükleme, ilgi, bulunma, yönelme, çıkma ve vasıta durumlarına girerler: || Yalın durum kapı (kapı kırıldı). || Yükleme durumu kapıyı (kapı+y+ı çaldı). || İlgi durumu kapının (kapı+nın kolu). || Yönelme durumu kapıya (kapı+y+a gitti). || Bulunma durumu kapıda (kapı+da kaldı). || Çıkma durumu kapıdan (kapı+dan döndü). || Vasıta durumu kapıyla (kapı+y+la kolu, çocuk+la annesi) vb. || Ad durumu ekleri, yukarıda belirtilen temel görevleri dışında daha başka bazı işlevler ile de kullanılır: sen+den küçük, su+dan cevap vb. Türkçenin tarihî dönemlerinde eşitlik (equativus: +ÇA); yön gösterme (direktivus: +gArU) ve vasıta (instrumentalis: +(I)n/+(U)n durumları, belirtilen özel eklerle karşılanırdı. Bugün bu durum ekleri Türkiye Türkçesinde yerlerini edatlara bırakmıştır. EAT’de uçın>üçin edatı da sıklıkla ekleşerek + çun/+çün sebep gösterme ekine dönüşmüştür. Buna bk.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski