hal

 

hal

hal ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

hal, -lli (I)

Arapça ḥall

1. isim, eskimiş Çözme, çözülme.

2. isim, eskimiş Çözüm.

3. isim, eskimiş Eritme.

4. isim, eskimiş Karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma.

hal, -li (II)

isim, Fransızca halle

Sebze, meyve, bakliyat vb.nin satıldığı yer.

hal (III)

isim, tarih, Arapça ḫalʿ

Tahttan indirme.

hâl, -li

(ha:li), Arapça ḥāl

1. isim Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet:

      "Herkes hâline göre bir hediye verdi." - Hüseyin Rahmi Gürpınar

2. isim Tutum, tavır:

      "Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan olduğunuz bellidir." - Oktay Rifat

3. isim Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman:

      "Hâl dediğimiz şey yarından sonra mazi olacaktır." - Yahya Kemal Beyatlı

4. isim Güç, kuvvet, takat:

      Şimdi gezmeye çıkacak hâlim yok.

5. isim, mecaz Kötü durum, sıkıntı, dert:

      Zavallının başına ne hâller geldi.

6. isim, dil bilgisi Durum.

Zanaat Terimleri Sözlüğü - 1976

Damdaki karları kürümek ya da harman yerindeki samanları bir araya getirmek için kullanılan araç. (Türközü *Posof -Kars)

Fizik Terimleri Sözlüğü - 1983

İngilizce: state, Fransızca: état, Almanca: Zustand

Nesnelerin kesin olarak tanımlanmış koşullardaki ortak niteliklerinin tümüne verilen ad. anlamdaş durum.

İktisat Terimleri Sözlüğü - 2004

İngilizce: food market

Sebze, meyve, bakliyat vb. nin satıldığı pazar yeri.

Dilbilim Terimleri Sözlüğü - 1949

bk. Süreç ve İsim çekimi.

Gramer Terimleri Sözlüğü - 2003

bk. durum

Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu - 1997

Azerbaycan Türkçesi: hal; Türkmen Türkçesi: düşüm; Gagauz Türkçesi: hal; Özbek Türkçesi: kelişik; Uygur Türkçesi: keliş; Tat:kileş;Başkurt Türkçesi: kileş;Kmk: padej ~ geliş;Krç.-Malk.: boluş;Nogay Türkçesi: kelîs Kazak Türkçesi: septew;Kırgız Türkçesi: cöndömö;Alt:: kubultkış;Hakas Türkçesi: padej ~ hubulthıs;Tuva Türkçesi: padej; Şor Türkçesi: keliş; Rusça: padej

Kelime Kökeni

hal (I)

Arapça ḥwl kökünden gelen ḥāl حال  "1. durum, 2. görünüm, varoluş evresi, 3. şimdiki zaman" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ḥāla حال  "döndü, dönüştü, evrildi, yöneldi, bir hale geldi, bir hal aldı, bir hale büründü, bir görüntü edindi" fiilinin masdarıdır.

hal (II)

Arapça ḥll kökünden gelen ḥall حلّ  "1. çözme, bağlı olan bir şeyi açma, 2. çözüm" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ḥalla حلّ  "çözdü" fiilinin masdarıdır.

Tarihte En Eski Kaynak

hal (I)

ḥāl [ Atebet-ül Hakayık (1300 yılından önce) ]

ilmiḥāl "[ˁilm-i ḥāl] "bugünün ilmi", gündelik hayata ilişkin dini bilgileri öğreten kitap" [ (1500 yılından önce) ]

ḥāl budur ki "halbuki" [ Meninski, Thesaurus (1680) ]

hal (II)

ḥall [ Aşık Paşa, Garib-name (1330) ]

Ek Bilgi: 18. yy"dan itibaren yaygınlık kazanan halbuki ifadesi, Farsça ḥāl ān ki deyiminin tercümesidir.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski