yaş ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
yaş (I)
1. isim Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin (II):
"Yaş otuz beş, yolun yarısı eder." - Cahit Sıtkı Tarancı
2. isim Hayatın çeşitli evrelerinden her biri, çağ:
"Kızımızı yetiştirdik bu yaşa getirdik." - Mahmut Yesari
3. isim Bir kurum, bir kuruluş, düzen vb.nin kurulduğundan bu yana geçen zaman:
Yetmiş beş yaşına basan Türkiye Cumhuriyeti.
4. isim, meteoroloji Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi.
yaş (II)
1. sıfat Nemli, ıslak, kuru karşıtı.
2. sıfat Kendi suyunu, canlılığını yitirmemiş, kurumamış, kurutulmamış, taze.
3. isim Gözyaşı:
"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - Hamdullah Suphi Tanrıöver
4. sıfat, argo Kötü:
Bugün işler yaş.
5. sıfat, argo Zor.
{tocify} $title={İçindekiler}
Gökbilim Terimleri Sözlüğü - 1969
Türkçe: sin, İngilizce: age, Fransızca: âge, Almanca: Alter
Bir gökcisminin oluşmaya başladığı günden bugüne dek geçirdiği zaman süresi.
Coğrafya Terimleri Sözlüğü - 1980
Türkçe: sin, İngilizce: age, Fransızca: âge, Almanca: Alter
Kişinin doğumundan beri geçen tam yıl süre.
Zooloji Terimleri Sözlüğü - 1963
İngilizce: age, Fransızca: âge, Almanca: Jahre alt
Bir varlığın doğumundan başlayarak ömrü boyunca tekrarlanan belirli zaman aralıklarının toplamı.
Biyoloji Terimleri Sözlüğü - 1998
İngilizce: age, Fransızca: âge, Almanca: Jahre alt
Bir varlığın doğumundan başlayarak ömrü boyunca tekrarlanan belirli zaman aralıklarının toplamı.
Kelime Kökeni
yaş (I)
Eski Türkçe yaş sözcüğünden evrilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
yaş "yaşanmış olan süre" [ Orhun Yazıtları (735) ]
yaş (II)
Eski Türkçe yaş sözcüğünden evrilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
yaş "gözyaşı, ıslaklık" [ Orhun Yazıtları (735) : közde yaş kelser tıda köŋülde sıgıt kelser [gözden yaş gelse gönülden ağıt gelse] ]
"taze bitki" [ Irk Bitig (900 yılından önce) : tarıg bişdi, yaş ot ündi [ekin olgunlaştı, yaş ot yetişti] ]
"yeşillik, taze yenen sebze" [ Divan-i Lugat-it Türk (1070) ]