öte ne demek? TDK anlamı ve açıklaması
1. isim Konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer veya şey; mavera, beri karşıtı:
"Köşklerin biraz ötesinde köy kulübelerine benzer derme çatma evler görülürdü." - Ruşen Eşref Ünaydın
2. isim Bir şeyin arkadan gelen bölümü:
İşin ötesi kolay.
3. sıfat Bulunulan yere göre karşı yanda olan:
"Evimizin bir yanı bahçe, öte yanı sokaktı." - Memduh Şevket Esendal
4. sıfat Daha fazla, çok:
"Güzel olduğu pek iddia edilmezdi ama güzellikten de öte güçlü bir çekiciliği vardı." - Haldun Taner
5. isim ► dış:
Sınır ötesi.
Kelime Kökeni
Eski Türkçe öt- "geçmek" fiilinden +A sonekiyle türetilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
- öte "öbür taraf, ön (yön zarfı ve edatı)" [ TDK, Tarama Sözlüğü (1378) : bu şar issinin oğlı Kaytas, ata binüp geldi geçti kamuda öte [herkesten öne veya öteye] ]
- öte "geçe, sonra (zaman zarfı ve edatı)" [ TDK, Tarama Sözlüğü (1500 yılından önce) : münafıkların gözcüleri ve casusları vardır ki size ne hal olursa olar işideler, öte müşriklere χaber ulaşdıralar ]
- ötelemek "geçirmek" [ Mesud b. Ahmed, Süheyl ü Nevbahar (1378) : bir iki daχı urdı eglenmedin, gâh öteleyü gâh geçirübenin ]
- öteki "önceki" [ TDK, Tarama Sözlüğü (1600 yılından önce) : dün degil ötegi gün ]
