biyolojik ve toplumsal cinsiyet ayrımı

 

biyolojik ve toplumsal cinsiyet ayrımı

Biyolojik ve toplumsal cinsiyet ayrımı, biyolojik cinsiyet (eşey) ile toplumsal cinsiyet kavramları arasındaki farkı ortaya koyar. Biyolojik cinsiyet, bireyin üreme sistemi anatomisiyle ikincil cinsiyet özelliklerini ifade ederken; toplumsal cinsiyet, kişinin biyolojik cinsiyetine bağlı olarak toplumsal rollerini (cinsiyet rolü) veya kişinin iç farkındalığına (cinsiyet kimliği) bağlı olarak kendi cinsiyetini tanımlamasını ifade eder. Bazı durumlarda, bireyin atanmış cinsiyeti ile toplumsal cinsiyeti aynı hizada olmayabilir ve kişi transcinsiyetli, ikili cinsiyet dışı veya cinsiyet uyumsuz olabilir. Bazı durumlarda ise, birey cinsiyet atamasını güçleştiren biyolojik cinsiyet özelliklerine sahip olabilir ve kişi erdişi olabilir.

Biyolojik ve toplumsal cinsiyet kavramlarının ayrımı üzerinde evrensel uzlaşı olmadığı gibi, Türkçede ayrıca cins teriminin (biyolojik) cinsiyet anlamında kullandığı görülür. Özellikle İngilizcedeki "gender" ve "sex" terimlerin birebir karşılıklarının olmamasından kaynaklanan sorunlar, kavramlarda karışıklıklara ve hatalı kullanımlara neden olmaktadır. Literatürdeki doğru karşılıkları gender için toplumsal cinsiyet, sex için biyolojik cinsiyet veya eşeydir. Bazı sözlükler ve akademik disiplinler sözcüklere farklı tanımlar verirken bazıları vermemektedir. Halbuki TDK'ya göre cins kelimesinin anlamları arasında cinsiyet yoktur, yalnızca cinslik kelimesinin anlamlarından biri (biyolojik) cinsiyettir.

Bilim insanları arasında, biyolojik cinsiyet farklılıkları (toplumsal cinsiyet farklılıklarıyla karşılaştırıldığında) genellikle cinsel seçilimin sonucunda evrimleştiği varsayımı yapılan cinsel iki biçimli özellikleri açıklamakta kullanılır.

Biyolojik cinsiyet

Tek hücrelilerde üreme (anizogami) ya da gametlerdeki (eşey hücreleri) boyut farklılıkları, iki cinsiyetin belirleyici özelliğidir. Tanım olarak, eriller küçük ve hareketli gametlere (sperm) sahipken; dişiler büyük ve genellikle hareketsiz gametlere (yumurta) sahiptir. İnsanlarda, tipik eril ya da dişi cinsel farklılaşması bir Y kromozomunun varlığını ya da yokluğunu, gonad tiplerini, cinsiyet hormonlarını, iç üreme anatomisini (dişilerde rahim gibi) ve dış cinsel organlarını içerir. Karışık cinsiyet faktörlerine sahip kişiler erdişi veya interseks olarak tanımlannır. İç psikolojik deneyimi atanmış cinsiyetinden farklılık gösteren kişiler transcinsiyetli ya da transseksüeldir.

Bilim insanları arasındaki ortak görüş, tüm davranışların fenotip —hem biyoloji hem de çevrenin karmaşık etkileşimi— olduğu ve dolayısıyla doğaya karşı terbiyenin yanıltıcı bir kategorizasyon olduğu yönündedir. Cinsiyet farklılıkları terimi, genellikle cinsel seçilim sonucunda evrimleştiği varsayımı yapılan cinsel iki şekilli özellikleri ifade etmekte kullanılır. Örneğin, insan boyundaki "cinsiyet farkı", cinsel seçilimin bir sonucu iken, genellikle saç uzunluğunda görülen "cinsiyet farkı" (uzun saçlı kadınlar) ise cinsel seçilim sonucu değildir. Bilimsel araştırmalar, bireye ait cinsiyetin bireye ait davranışları etkilediğini ortaya koymaktadır.

Tarih

Rönesans'tan 18. yüzyıla kadar, hekimler arasında yalnızca bir biyolojik cinsiyetin var olduğu yönünde egemen bir eğilim vardı. Bazı söylevlerde, bu görüş on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllara kadar devam etti. Doruk noktasında bile, tek cinsiyet modeli yüksek eğitimli Avrupalılar arasında desteklense dahi popüler olan veya genel nüfusu tedavi eden hekimler tarafından üzerine tamamen hemfikir olunan tek bir görüş olduğu varsayılmamaktadır. Biyolojik ve toplumsal cinsiyet kavramlarının üzerinde daha çok durulmaya başlaması, erkeklerin savaşa gittiği ve kadınların çalışmak zorunda olduğu II. Dünya Savaşı sırasında, başta ABD'de gerçekleşti.

Ayrıca bakınız


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski