çevre ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?
1. isim Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi:
"Büyük kentlerin çevreleri gecekondularla sarılmıştır." - Oktay Rifat
2. isim Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam:
"Ayrıca ben, oldukça kapalı bir çevrede yetişmiştim." - Adalet Ağaoğlu
3. isim Yağlık:
"Geçen gün sandığı karıştırırken elime işlemeli çevreler geçti." - Mahmut Yesari
4. isim, mecaz Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit:
"Burada hükûmet çevrelerinin de övgüye değer davranışını belirtmek gerekir." - Metin And
5. isim, mecaz Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit:
"Babanın ve çevresinin var güçleri ile destekledikleri düşünülebilir." - Haldun Taner
6. isim, dil bilgisi Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst.
7. isim, matematik Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi.
8. isim, toplum bilimi Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü.
Halkbilim Terimleri Sözlüğü - 1978
Türkçe: habita, İngilizce: habitat, Fransızca: habitat, Almanca: Umgebung
İnsanla onun yarattığı kültürün coğrafyasal ve yaşambilimsel dış çevresi, bk. kültür, insan coğrafyası, çevresel kültür, ikincil çevre, çevresel saptamacılık.
Geometri - 2000
46. Bir poligonun çevre si, onu çevreliyen kırık çizgidir. Misal: CDEFH kırık çizgisi, (sekil: 25) teki poligonun çevresidir. Şekil :25 Dayirenin çevresi çemberdir.
Ruhbilim Terimleri Sözlüğü - 1974
Türkçe: muhit, İngilizce: environment
Bireye dıştan etki yapan bütün nesne, güç ve uyarımların toplamı.
Eğitim Terimleri Sözlüğü - 1974
Türkçe: muhit, İngilizce: environment, Fransızca: milieu, conditions ambiantes, ambiance
1. Bireyi etkileyen canlı ve cansız varlıklar ile bütün güç ve koşulların toplamı. 2. Organizmayı içten ya da dıştan uyaran şeylerin toplu adı. 3. Varlığın, içinde oluştuğu ve yaşamını sürdürdüğü ortam.
Kentbilim Terimleri Sözlüğü - 1980
Türkçe: muhit, İngilizce: environment, Fransızca: environnement, milieu, Almanca: Umwelt
Kişiyi etkileyen, özdeksel ve tinsel gelişmesini, biçimlenmesini ve yaşamını belirleyen, dirimbilimsel, iklimle ilgili ve toplumsal etkenlerin tümü.
Yöntembilim Terimleri Sözlüğü - 1981
Türkçe: muhit, İngilizce: environment
Ayırıcı toplumsal özellikleri bulunan ve bireyleri kuşatarak biçimlenmelerinde köklü bir üstlencesi bulunan ekinsel ya da yersel alan.
Zooloji Terimleri Sözlüğü - 1963
Türkçe: muhit, İngilizce: Environment, Fransızca: Milieu, Almanca: Umwelt
Bir organizma ya da organizmanın bir parçası üzerine etki yapan dış etkenler topluluğu.
Felsefe Terimleri Sözlüğü - 1975
Türkçe: muhit, İngilizce: environment, Fransızca: milieu, Almanca: Mittel, Milieu
Yaşamın gelişmesinde etki yapan doğal, toplumsal, kültürel dış koşulların toplamı.
İktisat Terimleri Sözlüğü - 2004
bk. çevre ülkeleri
Biyoloji Terimleri Sözlüğü - 1998
Türkçe: muhit, İngilizce: environment, Fransızca: milieu environnant, environnement, Almanca: Umwelt
Bir organizmanın ya da bir parçasının üzerinde etki yapan dış etkenler topluluğu.
Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü - 2007
İngilizce: environment
Bir organizmanın veya bir parçasının üzerinde etki yapan dış etkenler topluluğu.
Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü -
İngilizce: environment, peripheral
1. Canlıların içinde yaşadıkları ortam ve bu ortamlardaki çeşitli faktörlerin bütünü, ambiyens. 2. Herhangi bir yapının merkezinden uzakta olan, kenarda olan.
Hemşirelik Terimleri Sözlüğü - 2015
İngilizce: environment
Organizmayı çevreleyen, gelişimini ve yaşamını etkileyen dış koşullar, doğal, fizik, psikolojik, toplumsal, kültürel etmenler gibi dışımızda algıladığımız her şey.
Kelime Kökeni
Eski Türkçe çevür- fiilinden +A sonekiyle türetilmiştir.
Tarihte En Eski Kaynak
çevre "çepeçevre (zarf)" [ TDK, Tarama Sözlüğü (1300 yılından önce) : Çevre duranlar heybetinden titreşürlerdi ]
çevre "etraf, muhit, civar (ad)" [ Şeyyad Hamza, Destan-ı Yusuf (1353 yılından önce) : çevresinde Yusuf'un oturdular ]
çevre "etrafı çevrili yer, avlu" [ Cafer Efendi, Risale-i Mi'mâriyye (1614) : Harîm Arabîdir, farisîde pirâmen, Türkîde çevre demektir, fe-emmâ arabî üzre havlı dahi derler. ]
çevre "doğa [İng environment çevirisi]" [ m (1975) : ulusal üretim bazan ulusal çevre kirlenmesi olarak yorumlanmaktadır ]
çevreci "doğasever [İng environmentalist çevirisi]" [ m (1979) : atom santrallarının kurulması 'çevrecileri' daima kaygılandırmıştır. ]