yazı

 

yazı

Yazı, belirli işaretler kullanılarak kişiler arasında görsel tabanlı iletişim kurulmasını sağlayan bir araçtır. Yazı sistemi, dilbilgisi ve anlambilimde olduğu gibi konuşma ile aynı yapılara dayanan, ancak her kültüre özgü yazım sistemine bağlı ek kısıtlamalara ve kurallara sahip bir teknoloji biçimidir. Yazma faaliyetinin sonucu çıkan ürün metin, bu metnin yorumlayıcısı veya gözlemleyicisi ise okur veya okuyucu olarak adlandırılır.

Yazı, sıklıkla, bir dildeki sözleri temsil eden semboller sistemi olarak tarif edilir. Tüm diller bir yazı sistemi kullanmasa da, yazı sistemine sahip olanlar, mekân boyunca iletilebilen (örneğin yazışma) ve zaman içinde depolanabilen (örneğin, kütüphaneler) kalıcı konuşma biçimlerinin yaratılmasını sağlayarak konuşma dilinin kapasitelerini tamamlayabilir ve genişletebilir. Ayrıca, yazma etkinliğinin, insanların düşüncelerini üzerinde düşünmek ve potansiyel olarak üzerinde yeniden çalışmasını sağlamak için dışarı aktarılmasına izin verdiği için, bilgiyi dönüştürücü ve genişletici etkilere sahip olabileceği de gözlemlenmiştir. Hem konuşma hem de yazma bir dilin yapısal özelliklerine bağımlıdır. Bunun bir sonucu olarak belirli bir dildeki yazı, o dilin oral (konuşulan) formunun yapısal özelliklerine aşina olmayan bir kimse tarafından okunamaz. Bununla birlikte yazı sadece sözlerin kâğıda dökülmesi değildir; bazen dilin edebî veya bilimsel kullanımlarından doğan çeşitli özel formlarının da sembole dönüştürülmesidir ki bunlar her zaman sözlü olarak ifade edilemeyebilirler.

Aynı dili konuşan bir toplumda, yazılı dil aynı zamanda özel bir diyalekttir ve genellikle birden fazla sayıda yazılı diyalekt vardır. Akademisyenler bunu yazının konuşmadan ziyade dil ile ilişkili olmasına bağlarlar. Bunun bir sonucu olarak sözlü ve yazılı dil birbirlerinden farklı biçim ve fonksiyonlara sahip olacak şekilde evrimleşebilir.

Orhun alfabesi ile yazılmış Irk Bitig, 10. yüzyıl.
Orhun alfabesi ile yazılmış Irk Bitig, 10. yüzyıl.

{tocify} $title={İçindekiler}

Tarihi

Arkeolojik bulgular ışığında Sümer yazı sistemi "bilinen" en eski yazı sistemidir. Sümer rahipleri yazıyı, tapınak ve depolarda bulunan malları kaydetmek amacı ile kullanmışlardı. Bu kayıtları tutarken bu işlemleri gerçekleştirenlerin isimlerini belirtme sorunu doğmuştu. Bunun üzerine kişi isimlerinin heceleri nesne adlarına benzetilerek ilgili nesnenin resimleri çizildi. Kısa zamanda o nesnelerin işaretleri nesneyi değil, o nesnenin adındaki sesleri belirtmeye başladı. Bu şekilde, hecelerin seslerini simgeleyen işaretler kullanılarak kayıtlar tutuldu. Böylece zamanla günlük konuşmaların seslerini belirten işaretler ortaya çıkmış oldu.

Yazı birdenbire ortaya çıkmadı. İnsanlar önce mağara duvarlarına, kaya ve taşlara yaşadıkları olayları anlatan resimler yaptılar. Ancak bu resimler bir olayı anlatsalar da yazı niteliği taşımamaktaydı. Zamanla bu resimlerin gelişmesiyle ideografik yazı şekli ortaya çıktı. Olaylar yine resimlerle belirtiliyor ancak resimler, kendisini değil de anlamını tanımlıyordu. Örneğin bir kuş resmi kuştan ziyade "uçmak" eylemini anlatmak için kullanılıyordu.

Mısırlılar, bu resimlerle yazının her iki şeklini de genişletip basitleştirdiler. Buna hiyeroglif yazısı denmektedir. Mısır hiyeroglifinde üç binden fazla işaret olduğu tespit edilmiştir. Bu yazı resimlerden kurtulamadığı için alfabeye geçememiştir.

Hititler ve Persler, yazılarını kilden tuğlalar üzerine ucu sivri bir çubukla yazarlardı. Onun için yazıları çok ince, çivi biçiminde çizgilere benzerdi. Bu nedenle kullandıkları yazıya "çivi yazısı" adı verilmiştir.

En eski Çince karakterler MÖ 1766 yılına aittir. MS 200'lerde ise son şeklini bulmuştur. Bundan sonra bazı mahallî değişikliklere uğramıştır. Ancak, büyük bir değişiklik göstermemiştir. Çinliler bugün de hiyeroglif yazıyı kullanmaktadırlar.

Fenikeliler, Suriye'nin sahillerine yerleşmişlerdi. Ülkeleri tarım bakımından yetersiz olduğundan denizcilik ve ticaretle uğraşmışlardı. Bu nedenle ticaret yaptıkları ülkelerin uygarlıklarını incelemişler ve yaymışlardı. Bunun sonucunda 26 harften meydana gelen bir alfabe doğdu. Bu alfabe, Yunanistan'dan İtalya'ya geçti. Oradan da bütün Avrupa'ya yayıldı.

Çoğu tarihçiye göre tarih çağları yazının bulunması ile başlar. Çünkü insanların yaşadıkları olaylar yazının bulunması ile kayda alınmış ve bununla birlikte günümüze kadar korunmuştur.

Sümer tableti
MÖ 26. yüzyıla ait bir Sümer tableti. Tablette bir başrahibeye göreve seçildiği gün verilen hediyelerin bir listesi görülmektedir.

yazı ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

yazı (I)

1. isim Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazma işi:

      Türklerde yazının kullanılması eskidir.

2. isim Alfabe:

      Türk yazısı. Arap yazısı. Nota yazısı

3. isim Harfleri yazma biçimi:

      İnci gibi bir yazı. Okunaklı yazı.

4. isim Herhangi bir konuda yazılmış bilim, düşünce ve sanat ürünü:

      "İstiklal Harbi'nde millî duyguları aksettiren ümit ile dolu yazılarını hâlâ unutmadık." - Orhan Seyfi Orhon

5. isim Anlam, sanat veya biçim bakımından yazılan şey, makale:

      "İlk yazı denemelerim için gazete bulmaya çalışıyorum." - Falih Rıfkı Atay

6. isim Metal paraların üzerinde değeri yazılan yüzü.

7. isim, din bilgisi Yazgı.

yazı (II)

isim, halk ağzında

Düz yer, ova, kır.

Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü - 1981

Türkçe: titr, başlık, İngilizce: title, caption, Fransızca: titre, carton, Almanca: Titel, Einblendtitel, Insert, Schriftinsert, Titelinsert

Sinema/TV. Görüntüde yer alan, fakat görünçlüğün bir parçası olmayan her çeşit yazıyı anlatır terim.

Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü - 1972

Türkçe: hat, İngilizce: writing, script, Fransızca: écriture, Almanca: Schrift

Seslerin harflerle, hecelerle veya resimlerle gösterilmesi.

Dilbilim Terimleri Sözlüğü - 1949

Türkçe: hat, Fransızca: ecriture

Fikrin ve sözün maddi işaretlerle gösterilmesi. Bu işaretler bir takım resimler ( RESİM YAZI, Ec. pictographique ), yahut ses veya hece gösteren işaretler ( HARF YAZISI ve HECE YAZISI, Ec. alphabétique et Ec. syllabique, ki ikisine birden SESÇİL YAZI, Ec. phonétique ou phonologique denir ) olabilir. Bunlardan başka SES UCU YAZISI ( Ec. acrophonétique ) denilen ve resmedilmiş eşya isimlerinin başındaki sese değer verilen yazı çeşidi de vardır.

Gramer Terimleri Sözlüğü - 2003

Türkçe: hat, İngilizce: writing, script, Fransızca: ecriture, Almanca: Schrift

Duygu ve düşüncelerin yazılı olarak anlatılabilmesi için bir dildeki sesleri harf, hece veya şekillerle göstermeye yarayan işaretler dizisi, alfabe düzeni. Dünya dillerinde hece yazısı, resim yazısı (hiyeroglif) ve alfabe yazısı olmak üzere başlıca üç yazı sistemi vardır bunlara bk.

1 Yorumlar

  1. Yazı, belden aşağı vurmaya müsait bir saldırı halidir. konuşarak bir meseleyi halletmek dururken, alınan cevaplar karşısında, kafamızdaki sözleri aktarma işimiz sekteye uğramasın diye başvurulur. yani yazarken, konuşurcasına yazarken, kendi sözlerimize göre karşımızdakinin cılız cevaplarını simüle eder, daha da üzerine gideriz. yazı bittiğinde ise bir zafer kazanılmış, verilecek hasar verilmiş, istenen mesaj ulaşmış olur..

    okuyan kişiye cevap hakkı doğar ama o sırada karşısındaki sadece harflerdir.. birine cevap vereyim derken ikinci cümle başlar.. sinirlendirir, gerer..

    yazı ile saldırılmak kötü bir şeydir.

    saldırmak ise, yani çok yaptım, saldırmak değildi belki niyetim ama, daha kolaydı evet.

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski