yüklem

 

yüklem

Yüklem; cümlede özne tarafından gerçekleştirilen eylemi, oluşu, hareketi veya bir olguyu ya da yargıyı bildiren sözcük veya sözcük grubu. Özne ile birlikte cümlenin ana öğelerinden biridir. Yüklemler fiil veya isim soylu olabilir:

  • Öğretmen sınav kâğıtlarını dağıttı. (fiil yüklem)
  • Kapıyı çalan postacıymış. (isim yüklem)

Fiil cümlelerinde yüklem her zaman bir fiildir:

  • Okullar, kar fırtınası nedeniyle, bir hafta tatil edildi. (fiil)
  • Alparslan, beyleri teker teker bir daha süzdü. -Mustafa Necati Sepetçioğlu (fiil)
  • Bir kadının suya değiyor ayakları. - Orhan Veli (fiil)

İsim cümlelerinde yüklem isim soylu bir sözcüktür. İsim soylu sözcükler, ek-fiiller ile yükleme dönüştürülür:

  • Tahsin gelemeyeceğini söyledi; çok yorgunmuş. ("yorgun" isim soylu)
  • Dün geceki tiyatro çok güzeldi. ("güzel" isim soylu)
  • Bugün çok dalgınsın. (-dır ek-fiili gizli durumda)

Örnekler
  • Ali topu Ayşe'ye attı.
  • Hava bugün çok güzel.

{tocify} $title={İçindekiler}

Yüklem öbeği

Eğer yüklem tamlamalardan vs. oluşmuş bir sözcük grubuysa buna "yüklem öbeği" denir. Aşağıdaki cümlede yüklem öbeği kalın yazılmıştır:

  • Robert De Niro'nun bu hafta vizyona giren "Anlat Bakalım" filmi, düzenli olarak terapiste giden bir gangsterin öyküsü. (-dir ek-fiili gizli durumda olabilmekte)

Yüklemin cümledeki konumu

Türkçe, yüklemi cümle sonunda olan bir dildir ancak vurgu amacıyla bazen yüklemin yeri değişebilir:

  • Hastaneyi aramadın mı hâlâ?

Cümlede vurgulanmak istenen öge yüklemin hemen önüne getirilir. Aşağıdaki cümlelerde yüklem kalın, vurgulanan öge eğik harflerle yazılmıştır:

  • Hasan dün bayram kartlarını postaladı. (Nesne vurgulanmak istenmiş.)
  • Hasan bayram kartlarını dün postaladı. (Zarf tümleci vurgulanmak istenmiş.)
  • Dün bayram kartlarını Hasan postaladı. (Özne vurgulanmak istenmiş.)

Yüklemi sonda olan cümleye kurallı (düz) cümle, yüklemi farklı bir konumda olan cümleye devrik cümle denir. Yüklemi gizli durumda olan cümleye ise eksiltili cümle denir.

yüklem kelimesi ne demek TDK sözlük anlamı ve açıklaması nedir?

1. isim, dil bilgisi Cümlede iş, oluş ve yargıyı bildiren çekime girmiş kelimenin söz dizimindeki adı; haber, müsnet:

      `Çocuk çalışkandır` ve `Çocuk çok çalışır` örneklerinde `çalışkandır` ve `çalışır` birer yüklemdir.

2. isim, mantık Bir konu için olumlanan veya inkâr edilen şey; mahmul.

Mantık Terimleri Sözlüğü - 1976

Türkçe: mahmul, İngilizce: predicate, propositional function, Fransızca: prédicat, Almanca: Praedikat

(…) || Örn. SaP önermesinin yüklemi P terimidir.

Yöntembilim Terimleri Sözlüğü - 1981

Türkçe: mesnet, fiil, İngilizce: predicate

Bir nesneye yüklenen iş, eylem ya da durumu gösteren edimsel etkinlik.

Felsefe Terimleri Sözlüğü - 1975

Türkçe: mahmul, İngilizce: predicate, Fransızca: prédicat, Almanca: Prädikat, Diğer: Yun. kategorema, Latin: praedicatum

Bir önerme ya da yargıda özne üzerine söylenen, onu evetleyen ya da değilleyen; özneye yüklenen şey. Mantıkta formülü P ile gösterilir.

Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü - 1972

Türkçe: fiil, haber, müsnet, İngilizce: predicate, Fransızca: prédicat, attribut, Almanca: Prädikat

Eylem çekimine girmiş sözcüğün tümcedeki görev adı: Her iş ona kolay geliyor; Ali İstanbul'a gidecekmiş; Her gün burada mısınız? Hasta değilsiniz ya; Bu sınıfın en çalışkan öğrencisi Ahmet mi? vb.

Dilbilim Terimleri Sözlüğü - 1949

Türkçe: müsnet, Fransızca: prédicat

Gerek fiil ve gerekse isim cümlelerinde Özneye yükletilen işi, oluşu veya hali gösteren fiil yahut koşaçlı isim ( ad, sıfat, zamir,,, ).

Gramer Terimleri Sözlüğü - 2003

İngilizce: predicate, Fransızca: predicat, Almanca: Prädikat, Satzaussage

Cümlede hareketi, olayı, işi, yargıyı bildiren, fiil çekimine girmiş kelimenin cümle bilgisindeki adı. Cümlenin bütün ögelerini kendine bağlayan temel öğe durumundaki yüklem, fiil veya ad soylu bir kelime olabilir: Mubarek su, saçlarımın arasından, kulaklarımın arkasından enseme ve oradan sırtıma doğru serin serin akıyordu (Y. K. Karaosmanoğlu, Erenlerin Bağından: Diğer Nesirler: s. 106). Hoca, son senelerde mektep bütçesinden tasarruf yaparak bevvaba yol vermiş olduğu için burası boştu (R. N. Güntekin, Kızılcık Dalları, s.140).Manevi şeyler kendilerine bir destek olarak maddî bir varlığa ne kadar muhtaç iseler, maddî şeylerin de içinde nefes aldıkları ve yaşadıkları bir manevi tarafa, bir havaya, bir ruha o kadar ihdiyaçları bulunduğunu görüyoruz (A. Ş. Hisar, Çamlıcadaki Eniştemiz, s. 219). İnsan başlı büyükçe bir asma ikide bir ayaklarına takılıyor, onları düşürüyor ve litarnacı kıyafetli adamın gırtlağı ile keskin bir ağız kavgasına girişiyordu (A. H. Tanpınar, Abdullah Efendinin Rüyaları: Abdullah Efendinin Rüyaları, s.58). Ben bu yaşayışımdan bedbinleşecek kadar gururlu değilim (T. Buğra, Yalnızlar, s. 123). Kapının tunç tokmağı bu karlı gecenin sesleri sağır eden durgunluğu, dolgunluğu içinde kof bir uğultu çıkardı (R. H. Karay, Memleket Hikâyeleri: Sarı Bal, s. 55); Ali inliyordu. Ayağa kalkmaya davrandı, fakat düştü (S. Faik, Bütün Eserleri 2. Şahmerdan, Lüzumsuz Adam: Bir Define Arayışı, s.50) vb.

Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu - 1997

Azerbaycan Türkçesi: xäbär; Türkmen Türkçesi: habar; Gagauz Türkçesi: predikat; Özbek Türkçesi: kesim; Uygur Türkçesi: xävär; Tatar Türkçesi: xäbär; Başkurt Türkçesi: xäbär; Kmk: skazuyemoye ~ xabarlık; Krç.-Malk.:haparçı; Nogay Türkçesi: *habarlawış; Kazak Türkçesi: bayandawış; Kırgız Türkçesi: bayandooç; Alt::aydılaaçı; Hakas Türkçesi: habarlas ~ söyleeçî; Tuva Türkçesi: söglekçi; Rusça: skazuyemoye

Kelime Kökeni

Türkçe yükle- fiilinden +Im sonekiyle türetilmiştir. Daha fazla bilgi için yük maddesine bakınız.

Tarihte En Eski Kaynak

"cümlede özneye hamledilen şey" [ TDK, Felsefe ve Gramer Terimleri (1942) ]

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski